14

17.7K 1.6K 949
                                    

Merhabalar! ♡ layover için stream kasmayı unutmayın lütfen ♡ Bölümü dün layover'i beklerken yazmistim ve şimdi hızlıca düzenliyorum. Aslında yarın atacaktim ama bayağı bekletmisim :" Artık tek güncel ficim bu fic olduğu için cok beklemeyeceksiniz!

Yorum yaparsanız cok mutlu olurum🤕 ve bu gece de bölüm yazarim

𖤐

𖤐

𖤐

Yorganını göğüs hizasına kadar çekmiş bir şekilde uzanırken komodininde gözlerini gezdirip "girebilirsin," diyerek konuştu. Sesi yorgun ve kısık çıkmıştı. Terli dalgalı tutamları alnına dökülürken uykusunun geldiğini hissediyor, içinden, uzun bir süre kendini tatmin etmeyeceğine dair sözler veriyordu.

Her seferinde, kendini fazlasıyla kasmasından ötürü kendini rahatlatmasının uzun sürdüğünü bilmesine rağmen, geceleri kendini tutamıyor, içindeki dürtüye engel olamıyordu. Yaşadığı haz ve sonrasında kendini yatağına attığında hissettikleri buna değiyordu çünkü.

O, bu saatlerde; yalnız olmayı, uyumak yerine ona zevk veren şeyler yapmayı ve yorganının ucunu avucunun arasına alıp yastığına kafasını gömüp uyumayı seviyordu. Tabii, uykuya kapılacağı esnada terli saçlarının arasında dolaşıp hızlı nefeslerini sakinleştiren bir el de düşlemiyor değildi. Belki de, birkaç öpücük..

Jungkook'un kapının ardında olduğunu bilmeseydi -ki onun neden odaya geldiğini ve kendisinin ona neden müsait olmadığını söylemediğini bilmiyordu- yine rutinine uyar, uyuyor olurdu.

"Selam," dedi Jungkook, kapıyı yavaşça aralayarak içeriye girip Taehyung'u süzdüğünde. Yorganı göğsüne kadar çekmiş bedene bakıyordu öylece. Az önce attığı mesajları ve duyduğu inleme seslerini düşünürken iç çekti. 'Duymadığımı mı sanıyorsun? Zorlanıyorsun. Dakikalardır boşalmak için uğraşıyorsun. Neden bu kadar uzun sürüyor? Gözümde canlanıyor. Sikeyim... İnlemelerin... Yardım etmek istiyorum.'

Karşısındaki beden, sanki dakikalar önce kısık olmayan ses tonuyla inleyip kimi zaman memnun, kimi zaman zorlandığını belli eden sesler çıkaran kendisi değilmişçesine masum bir ifadeyle bakıyordu ona. Tıpkı bugün burnunu kapıya çarptıktan sonra Jungkook onunla ilgilendiğinde baktığı gibi; ilgi istercesine bir ifade.

Şu anki tatlı ifadesine karşın, normalde de tatlı biriydi Taehyung, ancak ara ara keskin, derin ve soğuk varsayılabilecek bakışları, onun havalı tarafını öne çıkarıp tatlılığını baskılıyordu bazen. Tabii, Jungkook'un gözünde o, hep tatlı ve mızmız biriydi. Taehyung her ne kadar bunu inkâr etse de, kendisi mızmız tarafını Jungkook'a sık sık göstermekten çekinmiyor, rahat davranıyordu. Ara sıra aralarındaki ilişkiyi 'ev arkadaşlığı' diye nitelendirdiği zamanlarda bile bunun böyle olmadığını biliyordu, çünkü ilk karşılaştıkları andan beri aralarında bi' sıcaklık oluşmuştu.

"Selam," derken alt dudağını yalamıştı Taehyung. Düşünceli ifadesiyle yatağına doğru yaklaşan Jungkook'a baktığı esnada son bir kez komodinini ve yatağını süzmüş, yoklamıştı.

Jungkook ona 'yanına gelmek istiyorum, Taehyung,' dediğinde mesajı bir süre görüldüde bırakmış, kendini hazır hissettiğinde -üzerine tişört geçirip parfüm sıkmış, komodinin üzerini boşaltmıştı- 'gelebilirsin' yazmıştı sadece. Yalnız olmak istediği ve meşgul(?) olduğu bu saat diliminde, onu hiç sorgulamadan, odasına gelmek isteme nedenini sormadan kabul etmişti. Ve şu an yalnız değildi.

"Şey.." dedi Jungkook, yatağın başında dikilmek yerine Taehyung'un bıraktığı boşluğa oturduğunda. Kelimelerle arası çok iyi olan biri değildi fakat bu şekilde bir duraksama yaşayıp zorlanışı yeniydi. "Ben geldim." Sırtını yatak başlığına yaslarken duraksamıştı. Kendini sorgulamıştı. Karşısındaki bedenin masum bakışları ve onun bir başkasından hâlâ hoşlanıp hoşlanmadığına dair düşünceler zihninin odağı olmuştu o an. Tereddütsüz söylediği kirli(?) kelimeler için pişmanlık hissetmese de, bunun zamanı olmadığını, beklemesi gerektiğini biliyordu. Fakat karşısındaki bedenin hiçbir manada zorlanmasını istemiyor, sürekli onun yanında bitmek isteyişine engel olamıyordu. Kendini tatmin etmeye çalışırken zorlanışı da buna dahil.

7   | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin