Merhabaa Bölüm 5500 kelime, sıkılırsanız ara vererek okuyun ama atlamayın lütfen ♡😞
⋆｡°✩
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
⋆｡°✩
Eve girdiğinde, az önceki anlardan ötürü çatık olan kaşları, gergin ifadesi bir nebze olsun düzelmemişti. Kapıyı kilitlerken gecenin bu saatinde tahammül edip uğraştığı duruma sövgüler yağdırdı.
Mingyu'dan zerre haz etmiyordu. Sürekli bir yerlerden çıkmasından bunalmıştı. Evet, aynı apartmanda yaşayıp aynı üniversiteye gidiyorlardı, her halükarda, karşılaşacak olmaları olağan ve kesindi, bunu biliyordu ve bu, daha tahammül edilemezdi.
Daha önce onda rahatsız edici şeyler sezdiği olmuştu ve bu gece işittiği cümlelerle, sezgilerinde yanılmadığını anlamıştı.
"Biliyor musun? Başta ilgimi çeken kişi sendin. Ama şimdi ilgimi çeken ondan başkası değil."
Biraz eskiye gidip, Mingyu'nun Taehyung'la film izlemek için onlara geldiği günü anımsadığında bile birden fazla rahatsız edici şey zihninde belirmişti. O gün onun, inadına yaparmışçasına elini Taehyung'un uyluğuna yerleştirişini zihninden silebilmeyi diledi. O anın varlığını yok etmek istedi.
Yüksek ihtimalle, ikilinin arasındaki samimiyetin ev arkadaşlığından öte olduğunu, aralarındaki çekimi ve yakınlığı fark etmiş, Taehyung'un ilgisini kendisinde tutmak istemişti. Belki de ilgisi gerçekten Taehyung'a kaymıştı. Ya da kısaca; ne istediğini bilmeyen sikik herifin tekiydi. Yani, Jungkook'un aklından geçen şu an bunlardı.
Sevgilisini(?) kollarının arasına alıp bebeği gibi sevip ilgiye boğması gereken saatlerde buna kafa yoruyor olması gecenin saçmalığını özetliyordu.
Bakışlarını koridorda gezdirdiğinde çatık kaşlarını düzeltmeye çalıştı. Çünkü bakışları, koridorun sonunda bulunan odalarının tam önünde duran beden ile kesişmişti. Kollarını iki yanında sabit tutan beden, sırtını duvara yaslamış, meraklı gözlerle onu bekliyordu.
Taehyung'un yanına doğru ilerleyip tam önünde durduğunda, sessizliği bozmak adına dudaklarını araladı, "Neden içeriye geçmedin?" dedi. Taehyung'un ifadesini süzdü. Saatlerdir, onun bir an önce eve gelmesini ve onunla doyasıya vakit geçirmeyi beklemişti. Onu özlemişti.
Taehyung omuz silkti. "Asansörden indiğimde yerde oturuyordu, bir anda görünce ben de şaşırdım," dediğinde direkt Mingyu konusuna girmişti. "Yoojung'a haber verip eve gelecektim," diye devam etti. Geçen seferki, çiçek ve taşınma konularında olduğu gibi bir yanlış anlaşılmanın yaşanmayacağını biliyordu, çünkü Jungkook, yaptığı hatayı tekrarlamayacak türden bir erkek arkadaştı. Bir kez daha Taehyung'u dinlemeden yargılamak gibi bir girişimde bulunmazdı. Direkt Mingyu konusuna girmesinin tek sebebi; bir an önce konuşup konuyu kapatmaktı. Sonrasında sadece birbirilerine odaklanmalıydılar.
