Yüzleşme / 5

39 5 3
                                    

Ronald, kaçış kapsülünden dışarıya baktığında, başta büyüleyici gibi görünen karadelik manzarası hızla korkunç bir kâbusa dönüştü.

Aniden, kapsülü sarsan dehşet verici bir çatırtı ve titremeyle irkildi. Gözleri büyük bir şokla açıldı ve kapsülün içindeki sessizlik aniden büyük bir gürültüyle bozuldu.

Geminin diğer yüzeylerine karşın karadeliğin çekim kuvvetine daha dayanıksız kalan cam büyük bir gürültüyle parçalandığında Ronald, uzay kıyafetini giyiyor olduğuna şükretti.

Metal parçaları ve parçalanmış cızırtılı elektrik kabloları boşlukta serbestçe dolaşırken kapsülün dış kabuğu, çekim kuvvetine karşı direnemeyerek dağılmış ve bu ani yıkım Ronald'ın, etrafındaki uzayın bir parçası haline gelmesine sebep olmuştu. 

Görünmez bir el, onu belli bir çekim yönüne doğru savuruyordu sanki. Metal enkazı yerçekimsizlikle anlamsız bir şekilde onun etrafında dönüyor, olay ufkunun ışığının karanlıkla birleştiği bu görsel, kaosa eşlik ediyordu.

"Siktir ya siktir!" diye bağırdı Ronald, korku ve endişe içinde. Anlık bir panik bedenini sardı. Kıyafet içinde kendisine tanınan sınırlı oksijeni hızla soluyor, yüzündeki yansımasını kaskın içinde gözlemliyordu. 

Her yöne savrulan metal parçaları arasında, kaybolmuş gibi hissediyordu. Ronald çırpılmış bir kağıt gibi etrafa savrulurken bu ani yıkımın ortasında, uzayın derin sessizliği daha da ürkütücüydü. 

Sadece kendi nefesini ve kaskının içinden gelen zayıf acil durum sinyal seslerini duyuyordu. Dışarıdaki uzayın soğukluğu ve sessizliği, onu sarıp sarmalıyordu.

Kapsülün çevresinde dönen parçaların arasında, Ronald'ın gözleri Fornax'a doğru kaydı. O kara huni, onu içine çekiyordu... 

Olay ufku bir şekilde hâlâ devasa ve korkunç bir şekilde parlamaya devam ederken bu parlaklık Ronald için artık tehlike ve yok oluşun simgesiydi. 

Umutsuzluk ve çaresizlik dolu bu anda gözlerinde biriken bir damla gözyaşı fark etmediği bir vakitte kaskın camına düştü. 

Ronald'ın içindeki yalnızlığın yansıması olan o bir damla göz yaşı uzayın karanlığında kendisi gibi kaybolmaya mahkumdu.

Her şeye rağmen dikkati hâlâ Fornax üzerindeyken göz yaşları artık birer birer daha da artarak dökülmeye başlamış yavaşça dudaklarının ucunda birikiyor, umutsuzluğun verdiği çaresizlik hissi bedenini sarmalamaya devam ediyordu. 

"Her şey bitti..." dedi sessizce göz yaşlarına boğulurken. Uzak galaksilerin arasında yalnızca bir nokta olarak hissetti kendini genç adam. 

Uzayın derin sessizliği içinde, yalnızlığına ağlayarak karşı koymaya çalışıyordu, ancak bu direnişi Fornax'ın kararlılığı altında eziliyordu.

Karadelikle temas anı yaklaşırken Ronald gözleriyle boş bir şekilde uzayın karanlık, ıssız ama  bir o kadar da büyüleyici manzarasına bakarken öylece kaderine teslim oldu. "Sonunda sevgiliyle buluşma vakti geldi demek." dedi.

Zamanın kısalması ve uzayın sonsuzluğunun karadelikle birleşmesi, onun için bir dehşet tablosu oluştursa da artık sona doğru yaklaştığını bilmek bir yandan rahatlamasına da sebep oluyordu.

Artık korkmuyordu. Uzayın korkunç sessizliği içinde, Ronald'ın iç çığlıkları ve endişeli kalp atışları, bu sonsuz boşluğun içinde kaybolup gitmişti. 

Yine de insanlık için son görevini yerine getirmesi gerektiğini biliyordu. Ronald, boşluk hissiyatı ile kaskın iletişim frekansını dünyaya ayarladı. Son anlarında NASA'ya bir sesli mesaj göndermeye karar verdi. 

Uzay kıyafetinin içindeki iletişim paneline ulaşırken titreyen elleriyle kaydı başlattı, "Merkez, buradayım...  Ronald McNair... Uzayın sonsuzluğunda kayboluyorum. Kaçış kapsülüm parçalandı ve şu an... Karadelik, yani Fornax, tarafından çekiliyorum. Her şey sona eriyor gibi... Düşündüm de bu uzay yolculuğu için çok uzun süredir hazırlanıyordum, ama şimdi... Şimdi ne yapabilirim ki? Bana bununla nasıl başa çıkmam gerektiği hiç öğretilmedi..."

Sesi titredi. Bir kaç saniye bekleyip tekrardan konuştu. "Anlıyorum ki eşyaların ya da aile fotoğraflarının bir önemi yok... Tek isteğim, bu mesajı alabilmeniz ve aileme ve tüm dünyaya, bu sonsuz boşlukta benim burada olduğumu söyleyebilmek. Millet ben daha ölmedim." dudaklarından acı bir hıçkırık döküldü.

Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Yine de sesi kısık çıkmıştı. "Kendimi çok yalnız hissediyorum... Ve bu, son çağrım olacak gibi görünüyor. Merkez, size minnettarım ve adımı her zaman ilklerle hatırlamanızı istiyorum. Sevgili ailem, NASA, ekip arkadaşlarım; Ronald, buradan... veda ediyor."

Ronald'ın sesi titriyordu ve bu mesajı gönderdikten sonra bir süre daha ağlamaya devam etti. Gözleri tekrar Fornax'a doğru kaydı ve sonsuz karanlığa sürüklendi...

Lost İn Space [TAMAMLANDI]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt