Uydu/ 7

34 6 0
                                    

William D. Bouchard, NASA'nın yöneticisi olarak büyük bir sorumluluk taşıyordu ve bu sorumluluğun ağırlığı, odasındaki sessizlikle birlikte hissediliyordu. 

Pencerelerden dışarı baktığında, Amerika Uzay Merkezi'nin geniş parkına ve çevresindeki binalara odaklandı.  Ronald McNair'nin anma töreninin düzenlendiği gün, Wiliam için hayatının en zor anlarından biriydi.

Bilgisayarının ekranına göz attığında, bir dizi okunmamış e-posta olduğunu gördü, ancak şu an için bunlara odaklanmak istemiyordu. Bugün o e-postalar, Ronald McNair'nin anısına düzenlenen törenin gölgesindeydi.

Başkanın ve diğer yetkililerin konuşmalarının ardından, William da konuşma yapması için teklif almıştı lakin bunu reddetti. 

Ronald'ın ölümünü sözlerle ifade etmek istemiyordu. Onun yerine, işine geri dönmeyi tercih etti. Bu yöntem, kimse anlamasa da onun rahatlama seansıydı...

Carl M. Griffith, Wiliam'ın ofisine geldi ve onun yorgunluktan çökmüş gözlerine acıyla baktı. "Sen iyi misin?" dedi.

William hevessiz bir şekilde başını salladı. "İyiyim sanırım," diye cevap verdi.

Carl, William'ın düşündüğü şeyi biliyordu ve bir konuşma yapması gerektiğini hatırlattı. Ancak William, bu fikri reddetti.

William'ın konuşma yapmak istememe konusundaki ısrarcı tavırları üzerine Carl, onun gerçekten iyi olduğundan emin olmak istedi. Adamsa bu içi boş iyi dilekleri umursamadan, geminin enkazından gelen uydu görüntülerine erişim istediğini açıkladığında, Carl bu fikre 2 aydır yaptığı gibi yine karşı çıktı. 

William'ın ısrarlarına rağmen, Carl, bu görüntülere ulaştığı taktirde kamuya açık olacağını ve Ronald'ın cesedinin görünür olacağını belirtti.

William, demek ki erişim talebim 2 aydır bu yüzden reddediliyordu, diye geçirdi içinden. Carl, medyanın Ronald'ın ölümüyle fazla meşgul olduğunu ve bu olayın artık kapanmasının zamanı geldiğini düşünüyordu.

Ancak William, bu fikre karşı çıktı ve cesedin çürümesini beklemeyeceklerini savundu. İkisi arasındaki tartışma devam ederken William, Ronald'ın ailesine duyulan sempatiyi kullanarak Kongre'den daha fazla destek alabileceklerini öne sürdü. Bunun için de cesedin bir an önce bulunması gerektiğini biliyordu.

Bu olay her ne kadar fikir ayrılığına sebep olsa da sonunda kazanan William olmuştu. Sonunda erişim iznini alıp uydu görüntülerinden karadeliği izledikleri sırada aldıkları görüntü ile odada bulunan herkes korkuyla ağzını kapadı.

Ronald, yanıyordu ve bu görüntü olay ufkunda zaman durduğundan asla gidecek gibi de durmuyordu.

Uydu odasında tüm ekip sessizlik içinde yas tutuğu sırada Carl diğerlerinin aksine düşünür bir pozisyondaydı. "Ya şuan gördüklerimiz bir yanılsamaysa?" dedi sakinlik içinde.

William, arkadaşının ne demek istediğini anladığından emin değildi. Bu yüzden Carl, ikinci kez konuşmak zorunda kaldı. "Yani evet bu gerçek ama karadeliklerin iki farklı gerçeklik oluşturduğu da başka bir gerçek."

William, "Ne yani şuanda Ronald'ın yaşıyor olabileceğini mi söylüyorsun?"

"Ben değil, fizik söylüyor." dedi Carl. "Fizikteki tamamlayıcılık ilkesini düşünün. Buna göre iki fiziksel gerçeklik evrende aynı zamanda yaşanabiliyor."

Odada bulunan uydu mühendisi olan kadın merakla lafa girdi. "Ama birbirinin tersi iki gerçeklik aynı anda nasıl var olabilir?"

 "Kara deliğin merkezindeki tekillikte fizik yasaları işlemez haldedir."

"Yani diyorsun ki şuan Ronald'ın spagetti gibi uzamış yanan görüntüsü gerçek değil mi?" dedi kadın merakla.

Carl, "Hayır, gerçek." dediğinde herkesin aklı fiziğe aykırı bu durumla iyice karışmıştı.

Ardından tekrardan uydu görüntülerine baktılar. Sanki biri Ronald'ın kamera kaydını duraklatmış gibiydi. 

Ronald'ın, atomları kara deliğin güçlü çekim alanının etkisiyle birbirinden kopmadan ve parçalanmadan önce, bedeni kara deliğin yuvarlak yüzeyine sakız gibi gerilerek yayılmıştı.

Ardından hızla artan sıcaklık astronotu kızartmaya hatta yakmaya başlamıştı. Tabii olay ufkunda zaman donduğu için ekip, tam o sırada Ronald'ın nasıl yok olduğunu görmüyor. 

Ancak olay ufkuna erişene kadar nasıl spagetti gibi uzayıp ısındığını ve yandığını ağır çekimde görüyorlardı.

Ancak olay ufkuna erişene kadar nasıl spagetti gibi uzayıp ısındığını ve yandığını ağır çekimde görüyorlardı

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

"O zaman bu manzara sadece birinci gerçeklik..." dedi William. "Öyleyse ikinci gerçeklikte Ronald'ın başına hiçbir şey gelmiyor. O şuanda hiçbir şey olmadan ve zarar görmeden olay ufkundan geçip kara deliğe giriyor olmalı..."

Lost İn Space [TAMAMLANDI]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu