2. BÖLÜM

556 231 1.1K
                                    


Bugün 1 Eylül, yıllar önce beni bırakırken hiçbir şey söylemeyen Akın Alp; yıllar sonra karşıma geçip beni sevdiğini söylüyordu. O an kendimi düşüyormuş gibi hissettim. Benim düşmemi engelleyen tek şey belimdeki eliydi. Sıkı sıkı tutuyordu beni. Düşmene izin vermem der gibi.

"Asya." diye en sevdiğim ses tonuyla seslendi.

"Hı." diyebildim sadece.

"İçeriye geçelim mi?" dediğinde ne demek isteğini tam anlamamıştım.

"Ne?" diyerek anlık bir afallama olmuştu.

"Kapıda kaldık böyle, birileri gelmesin diye dedim. İstersen de böyle sonsuza kadar dururum. Benim için sorun olmaz." dediğinde
etrafıma baktım.

Gerçekten de nerde olduğumu unutacak kadar kendimi kaybetmiştim. Söylediğini onaylamak için başımı hafifçe aşağı yukarı salladım. Hafif bir gülümsemeyle baktı. Yüzündeki çukurlar daha da belirgin oldu.

Eskiden ona, çukurlarında kaybolmak istediğimi söylemiştim. Bizim geçmişimiz çok derindi. Şimdi yine aynı duyguyla bakıyordum o çukurlara. Ona öyle baktığımı fark edince gülümsemesi daha da büyüdü. Yavaşça elini belimden çekti. Bir adım geriye adım atacakken ellerimi omzuna doladım.

"Bir daha asla benimleyken geri adım atmayacaksın. Yoksa seni asla ama asla affetmem. Şimdi birlikte içeriye girebiliriz."dedim yarı alaylı bir emirle.

Yüzünde çapkınca bir gülümse oluştu. Bu gülümsemesine asla dayanamıyordum. Bende buna karşılık dudaklarımı çenesinin etrafındaki çukurlara yavaşça değdirdim. Sanki sonsuza kadar orada olacakmışım gibi. Yavaşça geri çekilmeye başladım. Bu sefer o tuttu beni.

"Sen demedin mi asla ama asla geri çekilme diye şimdi sen niye geri çekiliyorsun?" derken tuhaf bir şekilde sırıttığını gördüm.

"İçeriye geçmeyecek miyiz?" dediğimde bir elini belime koyup bir elini dizlerimin altına koyarak beni hızlıca kucağına aldı.

Bunca yıldan sonra içimdeki özlemin dinmesiyle kalbim yeniden canlanmaya başladı.

Kalbimin artık yerinden çıkacağını hissediyordum çünkü daha da hızlı atmaya başlamıştı.

O kalbimi duyuyor muydu? Eminim duyuyordu. Bunları boş verip ellerimi onun boynuna doladım. Başımı onun göğüsüne yasladım. Gözlerimi huzurlu bir şekilde kapattım. Benim evimin o olmasını çok seviyordum ama bu aynı zamanda bir lanetti.

Beni içeriye götürdüğünü kapanan dış kapının sesinden anladım.

Kendimi yumuşacık zeminde hissettiğimde uyku dolu gözlerimi zorlukla açtım. Beni iki kişilik yatağıma yatırmıştı. Yanıma oturmuş bana bakıyordu. Gözlerinde kendimi, özlemini, bana karşı olan aşkını gördüm. İşte bunları görmem duvarlarımı çok çabuk kırıyordu.

Yattığım yerden doğrulup ona iyice yaklaştım. O ise şaşkınlıkla beni izliyordu. Ben ise bunu yapacağım için asla pişmanlık duymayacaktım.

İyice yüzüne doğru yaklaştım. Kollarımı boynuna doladım. Aramızda tek nefeslik mesafe varken onu dudaklarımla kapattım. Dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım. Onu sertçe öpmeye başladım. O ise kaskatı kesilmişti. Hâlâ şaşkındı ama ben durmadım. Çünkü içimdeki öfkeyi, özlemi, sinirimi böyle çıkaracaktım.

PERİYODİK AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin