5

10.1K 531 43
                                    

Günün ikinci bölümüyle karşınızdayım, umarım beğenirsiniz♡

---

Çalan alarmı kapatıp yavaşça gerindim ve üzerimi giyindim. Bugün askeriyeye gidip içtima yapacak, sonra da karargahtaki odamı düzenleyecektim. Hızla üzerime eşofman takımı giydim ve sırt çantamla aşağı indim. Babam, Sarp abim ve ben hızla atıştırıp kalkarken annemi öptüm ve babamla beraber çıktım. Babamın arabasına bindiğimde abim kendi aracına binmiş hızla önden gitmeye başlamıştı.

"Ulan sıpa yine hızlı sürüyor şu aracı."

Abime söylenen babamla kıkırdarken babam da aracı çalıştırmıştı.

"Baba benim hangi timde olacağım belli oldu mu? Yoksa tek tabanca mı çalışacağım?"

"Bundan sonra tek başına çok çalışmayacaksın kızım, sadece çok önemli görevlerde. Ve sanırım seni yeni timin başına koymayı planlıyorlar. Biliyorum eski timin sözünü dinlemeyip olay çıkınca tek başına çalışmaya başladın ama artık bir timin başında olmanın vakti geldi."

Onaylayıp önüme dönerken eski timimi düşünmüştüm. Bundan 3 sene önce üsteğmenken tim komutanıydım. Ama timdeki diğer kişiler benim emirlerimi hiç dinlememişlerdi bile. Neredeyse bir şehit veriyorduk onlarla çıktığımız ilk görevde. Sonuç böyle olunca kendi elimle dağıtmıştım timi, kimse de karşı çıkmamıştı.

Askeriyeye geldiğimizde kapıdaki adam babamı görür görmez kapıyı açtığında içeri girip park etmişti babam. Araçtan inip Sarp abimin yanına giderken hızla kolunun altına almıştı beni.

"Ya kas kütlesi yapmasana şöyle bir anda nefes alamıyorum."

"Herkesin dikkatini çekiyorsun be güzelim, keşke bu kadar güzel olmasan"

Gülerek söylediğim cümleye cevap verip burnumu sıkmıştı Sarp abim. Etraftaki herkesin ise bizi izlediğini fark etmiştim bile. Bu kız kim diye düşünüyorlardı kesin. Babamın işaretiyle ilerlerken abim ileride bizden ayrılıp odasına geçmişti.

Babam ise beni bir odanın kapısında bırakıp anahtarı vermişti elime.

"Üzerini giyin, bahçede içtima yapabilirsin. Odada da senle alakalı birkaç dosya var onları da doldur. Bir şey olursa da yanıma gel"

"Baba çocuk değilim merak etme kendim hallederim."

"Kızım senin için değil karşındaki için söylüyorum bunu sen yine de yanıma gel tamam mı?"

Sırıtırken onaylayıp çantamla odaya girdiğimde yatak, masa, dolap ve köşede küçük bir banyo ve tuvalet olduğunu görmüştüm. Tek kişilik, oldukça rahat bir odaydı. Eşyalarımı hızla dolaba yerleştirdikten sonra üzerime üniformamı giydim. Saçımı da boynuma yakın topladıktan sonra çantamdaki çerçeveyi ise masaya koydum.

Her şeyi hallettikten sonra dolabı kapattım ve oflayarak masaya oturdum. Belge imzalamayı hiç sevmezdim.

'Askeriz biz ya masa başı iş isteseydik burada mı olurduk Allah'ım ' derken hızlıca okuyup imzalamaya başladım. Neyseki 4 tane belgeydi ve 20 dakikada bitirmiştim. Bitirdiğim anda sırıtıp belgeleri de dolaba kilitledim ve hızla dışarı çıktım. Köşeden dönen asker beni görmesiyle duraksadı, gözleri rütbeme kaydı ve hemen tekmil verdi.

"Asteğmen Halil KUMCU / İZMİR / Emredin komutanım!"

"Rahat! Aslanım müsaitsen bana bahçedeki içtima alanını göster"

"O ne demek komutanım buyurun göstereyim" hızla bana yolu gösterirken kafamı salladım ve yürümeye başladım. Askeriyede soğuk, buz gibi biri oluveriyordum. Ama ben bundan memnundum. Kimse düşüncelerimi okuyamıyordu bu sayede.

BERFU ÖZTÜRK (Ara Verildi)Where stories live. Discover now