11

7.4K 492 280
                                    

Yeni bölüme hoşgeldiniz♡♡

2 günde bir atıyorum bölümü ama okunmaya rağmen çok az oy ve yorum var. O yüzden artık birazcık sınır koymak istiyorum.

Sınır: 60 oy 30 yorum

Hepinize iyi okumalar♡

---

"Sen kimsen! Ne işin varder burada!"

"Ben Zilan! Sedo'nun kampından geleyrem! Mühimmat yolladı benimlen" dediğimde bana şüpheyle baksalar da elimdeki çantadan yolda gördüğüm piçten çaldığım uyuşturucuları gösterdim.

"Gelesin, başkenın yanıne gideceksen!" Deyip kollarımdan tutup ilerlettiler. Bir çadıra girdiğimizde karşıda 3 tane adam vardı.

"Başken Sedo yollameş bunu, mühimmat varder üzerinde"

"Haberim varder bırakasen kadını" dediğinde kolumdan bırakıp dizimin arkasına vurduklarında oyunculukla yere düştüm.

"Ah.."

"Ulen itin mi dedim kadını! Defolun lan"

Adamlar hızla dışarı çıkarken piç yanıma gelmişti.

"Hele boşver mühimmatı, yüzünün hâli neder?"

"Sedo yaptı bunu başken, onun kadını olam diye. İstemeyence de vurdu" dedim hüzünlü çıkardığım sesimle.

'Anasını satayım bu ses nasıl benden çıktı ya'

Adamın eli yavaşça yüzümü okşadığında iğrenmemek için kendimi tuttum ve masumca baktım.

"Ha bunden sonra burada kalacaksen, Sedo yüzünü görmeyecak. Merak etma seni koruyacağem" dedi gururla. Sanki çok mutluymuş gibi baktım.

"Sağolasen başken, peki ben ne yapacağem görev olarak."

"Sen benimle gezecaksin her yerda, hem ismin ne senin?" dediğinde içimden sırıttım. Bana henüz güvenmediği için silah tutturmuyordu ya da odasında nöbet vermiyordu. Askerleri bile söylememişti ama yanında gezersem bunların hepsini yapmış olacaktım. Salak mıydı bunlar?

"Emredarsen başken, ben Zilan" dedim gülümseyerek. Oyun başlasın bakalım.

---

Bugün kampta 1 haftayı geride bırakmıştım. Adam önümde çok dikkatliydi ama bazı belgelerin yerini öğrenmiştim bile. Nöbetlerin ne zaman değiştiğini, yemek saatini, askerlerin nerede tutulduğunu vb. öğrenmiştim ve rapor etmiştim çoktan.

Şuan ise oturmuş askerlerin işkencelerinden bahsediyorlardı.

"Nasel de yaraladek hepsini" deyip kahkaha attığında dişlerimi sıksam da gülümsedim. Şerefsizler her gün 1 kere işkence saati yapıyorlardı.

"Heman öldürmeyen ha, sonra eğlancesi kaçar. Hem gurtarmaya gelan olursa onları da gebertirik" dedi başkan piçi de. Ulan şerefsiz, ulan şerefsiz... Ben seni alıp gittiğimde bunun hesabını sormaz mıyım lan. Kendimi tutup gülümseyerek başkana döndüm.

"Başken, ben de izleyabilir miyim işkenceyi" deyip masum gözlerle baktım.

"İzleyesen Zilan'ım hatta istersen sen yapasın" dediğinde kocaman gülümsedim.

"Gerçektan mi?"

"He valla, hayde gidelem de Zilan'ım da görsün eskerleri"

"Başken kadın kısmısı ne biler işkenceyi, bırakmasın biz ederik" diyen piçe göz devirmek istesem de üzgünce başkana baktım.

BERFU ÖZTÜRK (Ara Verildi)Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum