22.BÖLÜM

3K 181 77
                                    


Sana yolculuk yapmak istiyorum.
Kes yüreğine giden bir bilet; "can" kenarı olsun.

-Cemal Süreya

Başladığınız saat?? Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin canlarım

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Başladığınız saat?? Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin canlarım.

Köşeye geçmiş somurtan bir adet Talha tip tip annesine bakıyordu. "Sana bende gitmeliydim dedim anne. Şimdi orada generaller falanda vardır, ne asker sohbeti geçmiştir. Benim burada ne işim var ya." Talha'nın isyanına kulak asmayan annesi oğlunun önüne makarna koydu. Talha burun kıvırarak "Askeriye için onlarca yemek yaptıktan sonra bana makarnayı mı layık gördün anne? Yok yok bu böyle olmaz."

"O nasıl söz lan? Annen yapmış koymuş önüne yemeyeceksen odana ödevlerinin başına." dedi Talha'nın babası Hakan. Talha babasına dönüp "Valla şu öğretmenimde çok yanlış yapıyor, ben zaten zeki birisiyim bu kadar ödev gereksiz. Benim güzel zihnimi boş şeylerle yoruyorlar." dedi. Hakan oğlunun söyledikleri karşısında oflayarak makarnasından yemeye başladı.

"Sen doğmadan önce çocuk hedefim 6'ydı, seni gördüm dedim aslında hiç çocuğa gerek yokmuş." Rabia Hakan'ın kolunu dürterken Talha sırıtıyordu. "Ben bu dünya için fazla harika birisiyim zaten baba başka bir harika ya gerek yok." Önünde ki makarna tabağını itip masadan kalktı. Anne ve babasına bakıp "Dedemi arayacağım, beni durdurmaya çalışmanızı tavsiye etmiyorum." dedi tehditkar bir şekilde.

Hakan oğlunu süzdü. "Hayırdır, diyelim durdurduk ne yapacaksın?" Talha'da babasını süzdü. "Yaz tatilinde hastayım diyip ailecek İstanbul'a gittiğimizi babaanneme söylerim." Talha'nın dedikleri ile Hakan yutkundu, Rabia ise yanında duran sudan bir yudum içti. "Rabia sen bu çocuğu ne yedirerek büyüttün?" Babası oldukça şaşkındı, ustaca tehdit edildiği kişinin oğlu olması zoruna gitmişti.

"Yemek değil mesele, bu zeka Allah vergisi." diyen Talha umursamadan odasına gidip bilgisayarını açtı. Arkasında bıraktığı babası ise hala şok içinde karısına bakıyordu. "Ciddiyim bu oğlan bence hastenede karıştı." Rabia kocasının dediklerine güldü. "Saçmalama ben doğurduğum çocuğu bilmeyecek miyim?" Hakan omzunu kaldırıp indirdi bu konuda pek emin olamıyordu.

Onlar bu konu hakkında konuşurlarken odasında kendi kendine dert yanan bir Talha vardı. "Orada bütün askerler otursun çeşit çeşit yemek yesinler ben burada makarnaya muhtaç kalayım oldu canım." Dedesinin numarasına basarak beklemeye başladı. Telefon çaldı ama açan olmadı. Dedesinin bir kere açmayınca daha açmayacağını bildiği için bu sefer aradığı numara Eren abisine aitti.

Bir kaç çalmadan sonra "Alo?" diyen Eren abisinin sesini duydu. "Eren abi benim Talha."

"Ne oldu Talha?" dedi masadan uzaklaşarak.

"Benim oraya gelmem lazım."

"Sebep?"

"Onu yolda anlatırım sen beni almaya gelir misin?"

NareOù les histoires vivent. Découvrez maintenant