Elleri kelepçeli insanlar görüyorum.Yüzlerinde bir mazlumluk.Omuzlarında sanki bir yorgunluk.Sonra bir odadan kulağıma sesler geliyor, "Yaşasın Zalimler İçin Cehennem"diye haykırıyor biri. Falakaya yatırılmış, en son vuran kişinin dahi piskolojisi bozulmuş. Az yürüyorum demir parmaklı hapishane koridorlarında, tesbihat sesleri ruhumu şenlendiriyor. O kovuş da eziyet var, zulum var, işkence var ama oraya girmek için can atanları görüyorum. Sonra bir posta memurunu görüyorum hep yazıyor, hep yazıyor. Az daha yürüyorum o uzuncasına bana bakan koridorlarda...
Vurun! Vurun! Allah aşkına vurun! diye bağırıyor kendini feda edercesine.. Kulağıma sesler geliyor, kötü sesler.Bir yandan fil zehrini, bir yandan başka başka insan dışı zehirlemeleri planlayan insanların sesi.. Zannediyorum ki bu insanlar milyonların ölümüne neden olmuşlar sanki. O uzuncasına giden koridorda bir süre yürüyorum. Kötü kokular geliyor kulağıma.. Lağımın olduğu yerde en masum, temiz ve latif yazılan kağıtlar görüyorum. Sonra bir sigara kağıdı.. Üstünde "Yirmibirinci Lem'a" yazıyor.. Sonra yine bir sigara kağıdı... "Ümitvar olunuz!"
Sonra koşasım geliyor delicesine. O bana utangaç bakan hapishane koridorlarında... Koridorun sonunda iliklerime kadar soğuk havayı hissediyorum. O karanlıklar içinde yine titreyen bir ses geliyor kulağıma.. Kalbimi okşuyor sanki, bizi bizden bitiriyor..
1
"Allah'ım Seni Tanıyan Zindanda da olsa saraydadır. Seni tanımıyan Sarayda da Olsa Zindandadır" Bediüzzaman
T.Öner Nisan, 2014
