(2) Yanlış Çağın Yabancısı

22.9K 2.5K 12.4K
                                    

"Anne ve babamı kurtarma şansım olduğunu anladığımda kendi hayatımı ne kadar kolay gözden çıkartabileceğimi gördüm."

Kulağımda bazı anlamsız sesler vardı. Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama kendini tekrarlayan bir sesti. Kirpiklerim titreşirken gözlerimi açmakta güçlük çektim. Göz kapaklarım açılmamakta inat ettikçe uyanmak için kendimi daha fazla zorladım. Biraz uğraştırsa da gözlerimi açabildim ancak gözlerimi yakan yakıcı bir ışıkla tekrar kapatmak zorunda kaldım. Bir süre küçük eylemlerle gözlerimi açıp kapatarak ışığa alıştırmaya çalıştım. Gözlerimi nihayet tamamen açınca beyaz tavanla bakışıyordum. Başımı çevirmek istedim ama boynumda bunu yapmama engel olan kaba bir şey vardı. Sanırım boyunluktu. Bir yatakta sırtüstü yattığımın bilincindeyim ama kıpırdayamıyorum. Kıpırdamak şöyle dursun doğru düzgün nefes bile alamıyorum çünkü ağzımdaki oksijen maskesi çok rahatsız ediciydi.

Bana ne oldu?

Kapının açılma sesini duyduğumda kulağıma bir kadın gülüşü geldi. "Bende ona önce evlenmemiz gerektiğini söyledim." Gittikçe bana yaklaşan adım seslerini duydum. "Şekerim evlenmeden önce onun gibi bir çapkınla görüşmeyi düşünmüyorum." Tepemde dikilen kadın gözlerimin açık olduğunu görünce afalladı. "Uyanmışsınız," dedi heyecanlı bir coşkuyla. Tepkisine bakılırsa uzun süre uyuyordum ama ne kadar uzun?

Kulağına yasladığı telefonu çekerken bana gülümsedi. "Doktor beyi çağırmalıyım," dedi ve gitti. Elindeki o telefon bir dönemin o meşhur telefonu Nokia mıydı? Şu tuşlu olanlardan? Belki de çarpmanın etkisiyle yanlış gördüm.

Çarpma!

Bana olanları hatırlayınca kirpiklerimi kırpıştırarak gözlerimi irice açtım. Araba uçurumdan yuvarlanmıştı! Dün geceye dair tüm o çarpıcı görüntüler aklıma gelince nefes alışlarım hızlandı. Her saniyesi korkunçtu. Öylesine müthiş bir korkuyu ömrü hayatımda yaşamamıştım. Çarpmanın etkisi tahmin ettiğimden bile daha şiddetliydi. Öleceğimden çok emindim. Ölmeyi istemiştim. Belki kazayı planlamamıştım ama o esnada ölmeyi istemiştim. Annem ve babama olanları hatırlayınca yaşam bir anda anlamını yitirmişti.

Annem ve babamı hatırlayınca gözlerimde tekrar yaşlar akmaya başladı. Doktor ve az önceki hemşire içeri girdiğinde bile gözyaşlarımı durduramıyordum. Üzerime eğilen doktor bana bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini anlamayacak kadar aklım kaybettiklerimle meşguldü. Aradan bir yıl geçmesine rağmen onların artık yanımda olmadığını bir türlü aşamıyordum. Ben onlara felaket getirmiştim hem de her yönden.

Tecavüz.

Ölüm

Hapis

Bir senaryonun korkunç üçlüsü gibiydi.

Ben gerçekten ikisinin felaketi olmuştum. Babam ona tecavüz etmişti. Allah kahretsin ki bunu da yapmıştı! Ne kadar kaçmaya çalışsam da gerçek buydu. Yıllar önce babam ona tecavüz ettiği için bana hamile kaldı. Nişanlısından ayrılıp babamla evlenmek zorunda kaldı çünkü hamileydi. O kadar korkmuş ve utanmış olmalı ki bunu kimseye anlatamamıştı. Belki de anlatmayı denemişti ama babam onu bir şekilde susturmuştu. Babam bunu bile yapacak kadar rezil biri olabilir miydi? Onu tehdit ve şantajla korkutup susturmuş olabilirdi. Arkadaşının nişanlısına göz koyup ona tecavüz etmişken neden daha fazlasını yapmasın?

Annemin benim için nelerden vazgeçtiğini artık daha iyi biliyorum. Kaçmayı bırakıp gerçeklerle yüzleşince onu anlamaya başladım. Annem bu kirli sırrı Eflah ve Kenan amcadan saklamıştı. Özellikle Kenan amcadan saklamıştı. Gerçekleri öğrenmektense annemin ona ihanet ettiğini düşünmek daha az canını yakardı. Bu yüzden annem gerçeği hep onlardan saklamıştı. Allah kahretsin, babam hepsine büyük acılar yaşatmıştı!

ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now