Sana doğru, bize doğru

50 15 13
                                    

Bir kaç saat geçtikten sonra Selvi'nin telefonu zangir zangir çalmaya başladı.
Arayan kişi Berindi. Tam tamına on kez aramış artık on birinci aramada Selvi açmak zorunda kalmıştı.
- Ne var? Sürekli arıyorsun. Ne oldu ? Şöyle.
- Selvi bana sitem etmeyi bırak artık. Toparlan. Unut şu gereksiz insanı sana erkek mı yok? Kızım o seni aldattı aldattı...
- Yeter daha fazla duymak istemiyorum. Kes sesini. Ben kapatıyorum.
-Dur. Seni almaya geliyorum.
- Nereye gideceğiz?
- Soru sorma beni takip et Selvi. Geliyorum. Ben geldiğimde hazır ol.
Dedikten sonra telefonu direk kapattı.
Selvi kara kara düşünmeye başladı. Ne yapacağım ben ya gidesim gelmiyor. Beni bir sal kızım diyemeden de telefonu kapattı. Şaka gibi...
Zorla odasının yolunu tuttu. Kendisini o kadar çok saldığı odasından belliydi.
Yatağın üstünde kıyafetler, çalışma masasında biriken bardak ve tabaklar yerlerde çöp kovası dolmuş ve etrafa yayılan yiyecek paketleri...
Bir yandan ben ne giyeceğim düşüncesi ile etrafa tamı tamına yarım saat baktı.
Bu kadar süre geçti. Ve kapı çaldı.
Kapıyı açmaya gitmesi ile açması bir olurken bir anda ;
- Hazır mısın? Yok artık hala dağınıksın. Bir saniye yoksa dur sen...
Hızlı adımlarla odaya gider ;
- Buranın hâli ne? Yok artık bu ne?
- Ehh yeter tamam çık. Hazırlanacağım.
- Dur sana kıyafetler getirdim. Bunları giy gel bekliyorum.

O kıyafetler ona o kadar şans getirecekti ki olanlardan habersizce içeri gitti.

Bak güzel günler çıkmış geliyor.
Sana doğru,
bana doğru,
Bize doğru..

Geçmişten Geleceğe Where stories live. Discover now