•6•

3.4K 200 25
                                    

İyi okumalar. 

**

Kaçmaya çalışmamın üzerinden üç gün geçmişti ve bu süre zarfında sadece gözlemlemiştim. Hem Korkut'u hem de evi. Odamın kapısını sadece dışarı çıkarken kilitliyordu. Eve gelince dış kapıları ve pencereleri kilitliyor ancak benim evin içinde dolaşmama izin veriyordu. Evde ona karşı kullanabileceğim hiçbir şey yoktu. Hiçbir kesici alet bulamamıştım ki zaten o evde olsa da mutfağın kapısı kilitli oluyordu.

Bu üç gün içerisinde pek fazla konuşma fırsatımız olmamıştı. Genelde akşam evde oluyordu. Garip bir şekilde sanki yıllardır evli bir çiftmişiz gibi davranıyordu.

Her gün değişik yemekler hazırlıyor neyi sevip sevmediğimi devamlı olarak soruyordu. Akşamları zorla televizyon izliyorduk. Asla haberleri açmıyordu o yüzden durumun ne olduğuna dair bir fikrim yoktu.

Arkadaşlarım bir şeylerin farkına varmış mıydı yoksa her şey olduğu gibi devam mı ediyordu bilmiyordum. Ama artık bir şeyler yapmamın vaktinin geldiğini hissediyordum.

Şu üç gün içerisinde Korkut'un istediği gibi davranmıştım. Bugün planı bir üst kademeye çıkartıp ona birkaç konuda izin vericektim. Böylelikle ona alıştığımı düşünmeye başlayacaktı.

Her sabah olduğu bugün de kapım kilitliydi. Kahvaltı için tost hazırlayıp peçeteye sarılı bir şekilde masama bırakmıştı.

Akşama kadar gelmeyecekti yani bugün de bolca zamanım vardı. Ayağım hala aynı durumdaydı o yüzden bir kere daha pencereden atlayamazdım.

Yatağa uzanmamla pencerenin kenarında oturan Tarçın hızla yanıma adımlayıp üzerime uzandı. Şu an için tutunduğum tek dal oydu. Tarçın'ı görünce solan bütün ümitlerim tekrardan yeşeriyordu. Kendim için olmasa bile en azından onun için buradan kurtulmam lazımdı.

Ben bunları düşünürken dışarıdan gelen kapı kilidi sesiyle bütün dikkatim oraya kaydı. Hava hala aydınlıktı yani henüz burada olmaması gerekiyordu.

Birkaç dakika sonra kapımın kilidi açılırken ben hala yatakta Tarçınla uzanıyordum. Korkut yüzünde her zamanki gülümsemesiyle kapının aralığından kafasını uzatıp içerisini kontrol etti.

"Yemek birkaç dakikaya gelir. Bugün ben yapmıyorum biraz yorgunum da."

Söylemese yorgun olduğunu anlayamazdım. Duygularını o kadar iyi gizliyordu ki.

"Bu akşam ben yapabilir miyim?"

"Neyi?"

"Yemeği"

Kaşları çatılırken şüpheyle beni süzdü ama zaten şuan herhangi bir planım yoktu sadece gözüne girmeye çalışıyordum. Kararsızlıkla beni izledi bir süre.

"Mutfağını yakmam merak etme. Hem yanımda durursun eşyaların yerini bilmiyorum."

"Ne yapacaksın ki?"

Yüzündeki şüphe silinip yerini meraka bıraktığında gülmemek için zor durdum. Çocuksu bir meraktı yüzündeki ve cüssesine aşırı tezattı. Yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim.

"Bilmem ne istersin?"

Gözleri gülüşüme kaydı ve o an gözbebeklerinin büyüdüğüne yemin edebilirdim. Dudakları belli belirsizce iki yana kıvrıldı. Sanki ne yaptığının farkında değildi.

Gözlerinde gördüğüm şey aşk olamazdı bunu biliyordum. Çünkü aşk bu kadar bencil ve kötü niyetli olamazdı. İlk defa gördüğüm bu duygunun ne olduğuna dair hiçbir bilgim yoktu. Ama bunun aşk olmadığına adım kadar emindim.

AVCI • GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin