•8•

2.7K 196 56
                                    


Bilincim yavaşça açılırken bir an nerede olduğumu sorguladım. Gözlerim hala kapalıydı ve açıkçası açmak da istemiyordum.

En son olanlar aklıma geldiğinde istemsizce yüzüm buruştu. Ebemi sikmişti şerefsiz herif. Parmağım ne halde bilmiyordum.

Gözlerimi yavaşça açıp karanlık odada dolaştırdım. Korkut beni odama taşımış olmalıydı. Dışarısı hala karanlıktı ve kar yağıyordu. Hafifçe doğrulup sırtımı yatak başlığına yaslamamla omzuma bir ağrının girmesi bir oldu.

Bakışlarım korkarak da olsa parmağıma kaydı. Sargıya almıştı. Parmağımın ne halde olduğunu bilmiyordum ve öğrenmek de istemiyordum.

Gözlerim tekrar doldu. Bu sıralar fazlasıyla ağlamaya başlamıştım ve bu halimden nefret ediyordum. Bu adamdan nasıl kurtulacaktım? Her yolu denemiştim ama hiçbir boka yaramamıştı. Belki de ben beceriksizin tekiydim.

Şuan da yapacağım en iyi şey planıma devam etmekti. Sonuçta bir süre sonra bana inanacaktı. İnanmalıydı. Başka çarem yoktu.

Gözlerim yatakta kıvrılmış uyuyan Tarçın'a takılınca hafifçe gülümsedim. Ondan başka kimse yoktu yanımda.

Yavaşça ona doğru uzanmamla kafasını kaldırıp uyku mahmuru gözlerle beni izledi. Elimle suratını nazikçe kavrayıp yanağını sertçe öptüm. Geri çekilmemle sırtüstü yuvarlanıp göbeğini açması bir oldu.

Bir süre sonra gökyüzünün aydınlanmasıyla planıma devam etmek için ayaklanıp kapıya doğru yöneldim.

Korkut sabah erkenden çıkıyordu ve ben de o saatlerde genelde uyuyor oluyordum. Bugün erken uyanmıştım ve hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı hazırlayıp Korkut'a sürpriz yapacaktım.

Evet nereden tutarsanız bok gibi bir plandı ama dünden sonra aramızı en iyi bu şekilde normale döndürebilirdim. Mutfağın kapısının açık olup olmadığını bile bilmiyordum gerçi.

Odamdan çıktığım gibi gördüğüm açık mutfak kapısıyla kaşlarım çatıldı. Çoktan kalkmış mıydı? Evde ölüm sessizliği vardı o yüzden ya hala uyuyordu ya da siktir olup gitmişti.

Mutfak temizlenmişti. Yine etrafta bir tane bile kir yoktu. Ben bayıldıktan sonra temizlemiş olmalıydı. Daha fazla vakit kaybetmeden buzdolabından kahvaltılıkları çıkarttım. Ihtiyacım olan bütün malzemeleri aldıktan sonra kollarımı sıvayıp işe koyuldum.

Bir tane bıçak bulabilmiştim ve o da plastikti. Sebzeleri keserken ebem sikilmişti resmen. Bir elim sakat olduğu için onu kullanmamaya özellikle özen gösteriyordum. Bu da beni oldukça yavaşlatmıştı.

En sonunda kurduğum masaya bir bakış attım. Bir kuş sütü eksikti amına koyayım. Mükemmeldim resmen. Gururla sırıttım. Buraya geldiğimden beri ilk kez içtenlikle güldüğümü hissettim. Mutfağın şaftı kaymıştı ama hiç sikimde değildi yine toplasındı sikik.

Açılan kapının sesini duymamla nefesim sekteye uğradı. Gözlerim mutfağın kapalı kapısına döndü. Her şey planım içindi ama yine de heyecanlanmıştım. Ne tepki verecekti?

Kendi odamın kapısını da kapatmıştım ki çıktığımı anlamasın. Banyodan su sesleri yükseldi ve bir süre sonra kesildi. Kapı tekrar açılıp kapandı. Sabırsızca olduğum yere, kapının arkasına, daha da sindim.

Adım sesleri mutfağa doğru yaklaşınca suratıma kontrol edemediğim bir sırıtış yayıldı. Bir kapı açılma sesi daha yükseldi ama mutfak değildi.

“Sikeyim.”

Gerizekalı kaçtığımı düşünmüştü. Az önce sakin olan adım sesleri telaşla odanın içinde dolaştı. Ne olduğunu anlamayıp ve biraz da suratının halini merak ettiğim için daha fazla dayanamayıp mutfağın kapısını hafifçe aralayıp salona baktım.

O sırada Korkut yanımdan bir rüzgar gibi geçip evin kapısına doğru yöneldi. Gözü hiçbir şeyi görmüyor gibiydi. Üstünde hiçbir şey yoktu altında ise gri bir eşofman vardı. Bu halde mi çıkacaktı beni aramaya. Kapıyı açmasıyla kapatması bir oldu. Bir süre kapıyı izledi.

“Hava çok soğuk Alp üşür...üşümesin.” Kaşlarım derince çatılırken izlemeye devam ettim. Kendi kendine konuşuyor gibiydi ve ilk kez bu halin tanıklık ediyordum.

“Benim suçum, benim suçum hepsi.” Elleriyle saçlarını kavrayıp çekiştirdi bir süre.

“Başka zaman kaçsaydı…şimdi değil, hava çok soğuk.”

Şoka falan mı girmişti bilmiyordum ama biraz korkmaya başlamıştım. En iyisinin ona seslenmek olduğunu düşünüp kapıyı biraz daha aralayıp sessizce salona doğru adımladım.

“Biliyorum…biliyorum benim suçum. Yine…yine. Niye hep aynı şey…neden?”

Elini birkaç kere sertçe kafasına vurdu. Dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum ama açıkçası kafayı yemiş gibiydi.

“Benim suçum, benim hatam.”

Kendi kendine mırıldanırken sonunda gelen farkındalıkla olduğum yerde kalakaldım. Kapıyı kilitlememişti. Ilk kez, bu eve geldiğimden beri ilk kez kapıyı kilitlememişti ve ben gerizekalı gibi kontrol etmek yerine gidip ona kahvaltı hazırlamıştım. Kaçabilirdim. Şuan polisin yanında arkadaşlarımla güvende olabilirdim. Bu heriften çok uzakta.

Kalbime giren sancıyla kendime olan sinirim daha da arttı. Ne zaman bu kadar aptallaşmıştım? Nasıl mutfağın kapısını açık görünce evin kapısını kontrol etmek aklıma gelmemişti? Kaçmak için bir şansım vardı ve ben onu bile isteye çöpe atmıştım.

Içim pişmanlıkla ve öfkeyle kavrulurken yere çökmüş Korkut'un sırtını izledim. Ondan daha çok kendime öfkeliydim. Ama şuan bunun sırası değildi. Ne halde olduğumu göstermenin yaptığım planın heba olmasının zamanı değildi. Evet aptal gibi bu fırsatı elimden kaçırmıştım ama bir diğerini daha kaçırmaya niyetim yoktu.

Yüzüme masum bir gülümseme kondurup Korkut'a doğru ilerleyip elimi omzuna koydum.

“Korkut?”

Kendi kendine konuşmaları kesilmiş birkaç saniye öylece durdu. Yüzünü görmek için omzundaki elimi çektim. Hafifçe çenesine dokunup kendime doğru çevirince gözleri direkt gözlerimi buldu. Gülümsemem yüzümde büyüdü. Her şey planım içindi.

“Gel hadi kahvaltı hazırladım. Birlikte yiyelim.”

Şaşkınlıkla bakan gözleri gülümsememe kayınca kendi yüzünde de bir gülümseme oluştu. Sanki yaptıklarının farkında değildi.

“Hadiii işine geç kalacaksın.” Saçlarını karıştırıp arkamı döndüm. Kendine gelince gelirdi herhalde onunla uğraşacak durumda değildim.

“Ben çayı ısıtıyorum soğumuştur.”

Adımlarım mutfağa doğru yönelirken boş boş konuşuyordum.

“Iki saattir seni bekliyorum mutfakta sürpriz yap-”

Biraz vicdan konuşması yapıyordum ki bileğimden tutup çevrilmemle neye uğradığımı şaşırdım.

Kaşlarım çatılırken Korkut'un elleri yanaklarımı buldu ve ben daha ne olduğunu idrak edemeden dudaklarını sertçe dudaklarımla buluşturdu.

☆☆☆

Alp gebertti.

AVCI • GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin