1. Bölüm

19 2 2
                                    

     Herkes gibi bende bu satırlara neşeli bir şekilde başlamak isterdim. Tabi ki mümkün değil. Her zaman ki normal bir sabaha uyanmıştım. En azından öyle sanıyordum. Ev arkadaşımın mutfaktan yıkadığı tabak sesleri yine günümün içine sıçmayı becermişti. Ben de isterdim perdeyi aralayıp karşımda bana gülümseyen güneşe gerilip gerilip gülümsemeyi ama ev arkadaşım Özgür ile bu mümkün değildi. Zor da olsa sıcacık yatağımı terkettim. Özgür yine sevdiği diziyi açıp mutfak tezgahına koymuş bir taraftan köpüklü kalan tabakları duruluyordu. Dünden kalan pizza dilimi gözüme çarptı dokunan olmamıştı. Özgür'e sormadan yumuldum tabiki de. Karnımı doyurmaya yetmedi ama olsun ardından bir sigara içebileceğim tabaka oluşmuştu. Sigaram mı paket kullanmıyorum Özgür'ün paketinden gizli saklı içmek daha da tatlandırıyor sigarayı. Ardından yeni kazandığım üniversitenin yolunu tutmak için hazırlanmaya başladım. Gerçi çok hazırlanmaya da gerek yoktu. Siyah pantolon siyah t-shirt siyah ayakkabı. Her zaman olduğu gibi..

Saat 10.30 ve ben hala otobüs bekliyorum. İlk iki ders çoktan başlamış bitmişti. İlk günden geç kalmak iyidir diye düşünüyorum. Havası var sonuçta serseriler böyle yapar diye geçirdim içimden. Otobüs yine şaşırtmadı. Her zaman ki gibi ağzına kadar dolu kısa kol gömlek giyen dayıların koltuk altı manzaralı yolculuğum başlamıştı. Sadece yarım saat bile bu manzaraya bakıp yolculuk yapmak eminim herkese nasip olmaz. Hayatımın em büyük şansı olabilir. Gerçi benim en büyük şansım çocukluk arkadaşım olan Özgür. Kendisine üniversite kazandım İstanbul'a alışıncaya kadar benimle aynı evde kalır mısın diye sorduğumda ikiletmeden benimle birlikte iki hafta öncesinden gelip ev için gerekli ufak tefek eşyalar aldı. Anlayacağınız ben nereye Özgür oraya..

Üniversite bildiğiniz gibi. Sınıfın en serseri çocukları ilk günden kendilerine ortam kurmaya başlamış. Kendimce diyorum ki serseriler ilk gün gelmez. Adamlar gelmiş ortamını kurmuş. Ben yine lisede olduğu gibi yalnız başıma dolaştım. Bütün dersleri bitirdim. Ve tek dostum olan Özgür ile dışarı çıkıp gezebilmek için evin yolunu tuttum. Okulun serseri çocukları konuşurlarken duydum. Akşam bir mekanda alkol alıp tanışma partisi yapacaklarmış. Özgür'ü bir şekilde ikna edip oraya götürmeliydim. Eve geldim bütün bulaşıklar yıkanmış çöpler toplanmış Özgür koltuğuna geçmiş kitap okuyordu.

-Kalk hadi kalk! İstanbul eve kapanıp koltuğa oturup kitap okunabilecek bir şehir değil. Akşama davet ettiler tanışma partisine gidiyoruz.

+Biliyorsun parti kutlama falan filan sevmem bunları.

-Özgür sosyalleşme zamanı güzel kardeşim. Hadi Kalk!

Kitabını elinden alıp bir şekilde ikna ettim. Hazırlanıyor bende üstümü değiştirmeden sadece parfüm sıkıp sanki baştan sona bütün eşyalarımı değiştirmişim gibi kendimden emin bir şekilde Özgür'ü bekliyordum. O benim aksime renkli kıyafetler seviyordu. Anahtarımızı aldık ve tanışma partisinin olacağı mekan için yola koyulduk.

Mekan tıklım tıklım değildi toplasan 10-15 kişi vardı onlar da belli yeni üniversite kazanmış Anadolu'dan İstanbul'a gelmiş sessiz çocuklardı. Serseriler daha gelmemişti. Özgür'ü tanıştırdığımda bakıp güldüler. Uyarmıştım onu böyle renkli giyinmemesini söylemiştim. Ama yok dinlemiyor. Ben ne dersem tam tersini yapıyor. Olsun tek arkadaşımdı onu böyle kabulleniyordum. Serseriler sonunda teşrif edebildiler. Özgür'ü onlarla da tanıştırmak istedim onlar da gülüp geçtiler. Ne zaman özgürle bir ortama girsem hep böyle oluyor hep gülüyorlar. Daha fazla oturmadan kalktık. Alışverişe gidelim kafamız dağılır diye düşündük. Kazak pantolon vs. ödemesi yapmak için kasaya geldiğimizde hepsi sizin için mi diye sordu biraz fazla abartmışız gibi bizim için dedim ama etrafıma bakındı ödemeyi siz yapacaksınız dimi diye soru yöneltti. Özgürü adamdan sayan yoktu. Kahretsin ben yapıyorum dedim. Aldıklarımı koydu torbalara Özgür kibardı taşımazdı hepsini ben taşıdım. Otobüse bindik eve gitmek için. Abi iki kişi altı mısın dedim o da kasiyer kızın baktığı gibi etrafıma baktı arkamızdan gelen yaşlı amcayı görüp he onun için diyip iki kişilik para aldı. Amca bize teşekkür ediyordu ama ben Özgür için ücret verdim. Amcayı anlamamıştım. Her neyse eve bir şekilde geldik. Dünden kalan yemeği ısıttım Özgür yine tabağına dokunmamıştı. Yemek yediğini görmedim bu adamın. Ruh gibi dolanıyor. Ben geçtim odama aldım telefonumu elime okuduklarınızı yazmaya Özgür mü? Hala tabağını bitirmedi..

Sadece GünlükWhere stories live. Discover now