5. Bölüm

7 2 2
                                    

    Doktorla bakışmalarımız devam etti. Daha doğrusu doktor gözlerimin içine bakıyor ben ara ara kaçırıyor sonra tekrar bakıyor sanki doktora ben sorular soruyormuşum gibi üstünlük elde etmeye çalışıyordum.

-Adın Ernst demek..
+Evet.
-Doğum gününde 29 Nisan doğru mu?
+Evett aynen söylediğiniz gibi..
-Sana bu ismi kim koydu?

     Bu soru geldiğinde istemsizce gözlerim dolmuştu. Dedem. Hep anlatırdı savaş zamanı yanındaki silah arkadaşının ismiymiş. Çok kitap okurmuş dedem. Savaşta dahi okumuş kitaplarını. He bir de koleksiyonu vardı. Çoğu kitabın birinci basımını saklardı. Hatta günü gününe tuttuğu bir günlük bile. Ne de olsa savaş zamanı psikolojik olarak biraz yıpranmış...

-Sana bu ismi kim koydu?
     diye tekrarladı doktor.

+Dedem. Savaş zamanı silah arkadaşının ismini koymuş.
-Dedenin bu ismi koyması garip. Neden bu isim?
+Dediğim gibi hocam. Arkadaşının ismiymiş. Öyle söylerdi hep.
-Deden kaç yaşında? Nerde yaşıyor? Onunla da tanışmak isterim..
+43 yaşında öldü. Şu an köy mezarlığında.
-Üzüldüm. Nur içinde yatsın.
+Umarım.
-Tam tarihini biliyor musun ölüm tarihini??
+03 Eylül ama yılı hatırlamıyorum küçük bir çocuktum.
-Sen bana şaka mı yapıyorsun???
+Ne alakası var hocam.
-Yok yok sen cidden bana şaka yapıyorsun.
+Hayır hocam ne alakası var neden böyle bir şaka yapayım??
-Hiç adının tarihte kimlerin adı olduğu kim ünlü kim neler yapmış hiç merak edip sorgulamadın mı?
+Hayır neden böyle bir şey yapayım? İşsiz miyim ben?
-Hayır hayır sen cidden dalga geçiyorsun. Seans burda biter iyi günler dostum.
+Hocam cidden dalga geçmiyorum ama neden adımın Ernst olduğunuda sorgulamadım yani hem neden yalan söyleyeyim.
-O zaman sana ödev veriyorum. Git ismini araştır. He bir de ne yap et dedenin günlüğünü bulmaya çalış..
+Tamamdır. Hocam ben delirdim mi?
-Aynen olum beni de delirttin. Bak saçlarım diken diken delirdik hep beraber.
+Hocam?
-Hadi dostum iyi akşamlar dediklerimi unutma..

     Odasından hiçbir şey anlamadan mal gibi çıkmıştım. Yine aynı güzergah olan evimin yolunu tutmuştum. Bu sefer öyle heyecanlı heyecanlı otobüse bir durak ileriden bineyim yürüyeyim falan triplerine girmedim. Bekledim düşündüm. Bunların hepsi neden diye düşünüp durdum.

     Eve geldiğimde manzaram şaşırtmamıştı. Özgür koltuğa uzanmış bir taraftan spor magazin zap zup geziyordu kanallarda. Hiç hoşgeldin falan da yok. Odama geçtim bilgisayarımı açtım ve o ismi arattım..

     Ernst...

Karşıma değişik futbolcular, yazarlar, oyuncular çıkıyordu. Gözlerim yanıyordu ekrana bakmaktan. Ama içlerinden biri dedemle alakalı olmalıydı. Bulmadan ekranı kapatmayacaktım. Derken bir isim gözüme ilişti. Yorgun yanan gözlerim bir anda cam gibi parlamaya başladı. Bulmuştum. O isim...

Sadece GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin