2. Bölüm

11 2 4
                                    

     Günaydın. Yine Özgür'ün sesine uyandığım boktan bir sabah. Boşu boşuna uyanmışım gibi bir his var içimde. Yüzümü yıkayıp mutfağa gittim. Özgür erkenden kalkmış beyfendi kahvaltı hazırlamamı bekliyormuş. Yumurta kırdım iki tane sofrayı kurmaya başladım. Çayı demledim. Bari sofrayı kurarken yardım etsin diye baktım gözlerinin içine ama yok bizim padişahın sol t.şşağı yardım etmez her şey önüme gelsin diye bekler.Sofrayı kurdum başladım iştahlı iştahlı yemeye ama Özgür çatalını dahi oynatmadı. Keyfi bilir diyerek kalktım sofradan.

     Okuduğum psikoloji bölümü gereği ders hocamız ayda da bir olsa gidin psikologla görüşün sistem nasıl ilerliyor bi bakın derdi. Bugün o günlerden biri. Hazırlanıp çıktım. Özgür mü? Hala sofranın başında oturuyor. Onu öylece bırakıp çıktım yola.

     Geldiğimde psikolog bey öğrenciyim diye bekletmeden aldı beni odasına. Uzun bir koltuk vardı kendim almışım gibi uzandım başladık muhabbete..

-Evet hoşgeldin.
+Hoşbuldum.
-Anlat bakalım nasıl gidiyor hayat?
+Hayat güzel yeni okul yeni arkadaşlar yeni bi şehir güzel yani..
-Neler yapıyorsun bu ara?
+Okul ev arası gidip geliyorum. He bir de Özgür diye bir arkadaşım var onunla uğraşıyorum.
-Neden uğraşıyorsun aranızda bir problem mi var?
+Hayır hayır aksine tek arkadaşım diyebilirim.
-Özgür demek.. Var mı sende bir fotoğrafı merak ettim uğraşılacak birisi mi..

     Gerçi Özgür'ün fotoğrafı bende var mıydı? Neden yoktu? Neden hiç istemedim?

+Iııı maalesef yok.
-En yakın arkadaşım diyorsun şimdi de fotoğrafı yok diyorsun. Normal mi sence?
+En yakın arkadaşların fotoğrafları hiç olmaz onlar beraber geçirdikler anları fotoğraf çekerek mahvetmezler. Onlar anı beraber yaşayıp sonsuzluğu emanet ederler uyduruk bir cep telefonunun hafızasına değil..

     Diyerek sıyrıldım işin içerisinden.

-Peki.. Bugünlük bu kadar yeterli. Uğra yine bu sefer gelecek hakkında konuşalım.
+Tamamdır..

     Hızlı hızlı çıktım doktorun odasından. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemeden telaşlı telaşlı çıktım. O soru beynimi eritecek kıvama getirmişti.

     Özgür'ün bende neden hiç fotoğrafı yoktu? Neden hiç isteme gereği duymadım.

     Eve giden otobüs bekledim. Hatta beklerken bir an önce eve varabilmek için bir durak daha ileri yürüdüm. Normalde müzik dinleyip otobüsün camından bakarak az da olsa hayal kurduğum yolda aklım bana meydan okumuşçasına yürüdüm. İlk işim Özgür'ü karşıma oturtup fotoğraf çekip altına tarih düşmekti.

     Eve geldiğimde sofra hala aynı yerinde bir tabak dahi oynamamıştı. Korktum Özgür'ü tek arkadaşımı aradım evde. Her odaya tek tek baktım. Balkonda onu görünce derin bir oh çektim.

+KORKUTTUN BENİ NERDESİN SEN??

     Diyerek bağırdım. Hatta karşı komşu bile sesimi duymuş bana garip garip bakıyordu.

+Kalk senin fotoğrafını çekecem. Okuldaki hoca istedi. Ödev verdi kendince..

     Manzaraya karşı oturtup fotoğrafı çektim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Elim ayağım titriyor hatta soğuk soğuk terlemeye başladım. Planda olmayan bir şey vardı. Hatta fotoğrafta olmayan bir şey..

Sadece GünlükWhere stories live. Discover now