34. Bölüm

333 25 286
                                    

Hyunjin

"YONGBOK!"

Eliyle yarasını tutarak inlemiş ve acıyla iki büklüm olmuştu. Adam bıçağı sapladığı yerden çıkarıp kanlı bıçağı elinden düşürerek kaçtı. Dizlerinin üzerine düşücekken arkasından tutmuştum. Yere düşünce bende onunla birlikte yere oturmuştum. Elini karnından çektiğinde eli kanla kaplıydı.

"Hassiktir..." diye inledi.

Eliyle tekrar bastırdığında dişlerini sıkıyordu. Çok fazla kan vardı. Çok çok fazla...

"Y-yongbok..." ağlayacak gibiydim. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

"Çok fazla kan var, Yongbok bir şey söyle!" Bariz bir şekilde korkuyordum.

"C-ceketimi çıkarmama y-yardım et" kesik kesik nefes alıyordu.

Hemen doğrulmasını sağlayıp ceketini çıkarmıştım.

"Y-yaraya bastır"

Ellerim hep kan olmuştu. Kandan zerre tiksinmeyip kanı çok seven ben şuan iğreniyordum. Şuan o kandan çok korkuyordum. Onun kanıydı bu. Titreyen ellerimle ceketini yaraya bastırdım. Kendi elinide benim ellerimin üzerine koyup destek oluyordu.

Berbat bir geceydi. Hiç olmadığım kadar dolmuştum ve her an ağlayacak gibiydim. Nefesim kesilecekti sanki.

"İyi olucaksın, ha-hastaneye gitmeliyiz. Evet, evet hastane hadi hemen gideli-"

"Hyunjin! Gidemeyiz" hızlı hızlı ağlamamı bastırarak titreyen sesimle konuşuyordum daha doğrusu sayıklıyordum. Eliyle elimi biraz daha sıkıp beni bölmüştü.

"Olmaz, olmaz çok fazla kan var çok fazla..." deli gibi sayıklıyordum. Yerde terler içinde kalan bedenden ellerimi çekip kanlı ellerimle önüme düşen saçlarımı geriye doğru taradım.

"Eve götür beni..." diye fısıldadı. Başımı iki yana sallıyordum, gözlerimdeki yaşlar daha fazla dayanamadan.

"Olmaz, olmaz-"

"Hastaneye gidemeyiz-"

"Olmaz dedim! Ya- ya ölürsen-"

"Ölürsem... bana bir mezar kaz" dedi kesik kesik başını geriye yaslayarak.

"Siktir siktir siktir..."

"Hadi... yardım et- ıhm, daha kötülerini atlattım ben"

Kanlı ellerimle gözlerimi hızlıca sildim ve dudaklarımı ısırarak kolunun altına girdim. Kolunu omzuma atmıştım ve belini destekleyerek yürümeye başlamıştık.

Evden oldukça uzaktık. Saatlerdir yürüyordum Tanrım ben ne yaptım...

Suçluluk tüm vücuduma hakim olurken titremeye başlamıştım. Yongboksa yorgunca vücudunu bana yaslayarak destek alıyordu.

"E-ev çok uzak. Nasıl gidicez?"

"Sadece yürümeye bak sen..."

"Yongbok-"

"Dediğimi yap... bu şehri avucumun içi gibi bilirim... sadece yürü..." eliyle yarasına ceketini bastırırken kesik kesik konuşuyor ve yürümeye çalışıyordu.

"Özür dileri-"

"Konuşma Hyunjin..."

Yaralıydı ve çok ağır gidiyorduk. Geldiğim yoldan değilde başka bir yoldan yönlendiriyordu. Nefesleri sıklaşıyor ve terliyordu. Gerçektende daha kısa sürede gelmiştik ama dediği yarım saatlik yolu daha uzun sürede gelmiştik çünkü attığı her adımda acı çektiği belliydi. Evin olduğu sokağa girdiğimizde biraz rahatlamıştım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 23 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Criminal • HyunlixWhere stories live. Discover now