22 - Toz kaçtı...

889 101 28
                                    

3 Gün Sonra

Laia,son iki gününü Aycan'ın nikahı için çeyizlerini paklamak eksiklerini almak ile geçmişti. Yaman ile konuşmuyordu lakin kimsesi yoktu. Onun gibi bir başına garipti bu yüzden de Servi Hatun ile Yaman'ın vasiliğini üstlenmiş çadırını paklamış evliliğe uygun hale getirmeye uğraşmıştı. Önlerindeki hafta da yapacaklardı nikahı. Genç kız Aytuğ Bey'in Tunahan Bey gibi olmadığını, hata gördüğünde göz yaşına bakmaksızın ceza kestiğini işittiğinden olabildiğince sessiz olmaya gayret etmişti ki pazarda dahi olay çıkartmamıştı. Zaten de pazarcılar da verdiği kadara ses etmiyordu. Çünkü Laia'nın verdiği kadar Constantiniye ve daha evvel gittiği pazarlar ile yaptığı kıyaslama ortalama fiyat oluyordu. Genç kız İskoçlar'a neden cimri dendiğini şimdi anlamıştı. Onlarda pazarlık -haddinden fazla pazarlık- oldukça doğaldı. Babası sıkı pazarlık ederdi. Dayısı pek umursamazdı lakin babaannesi Rebecca da iyi pazarlıkçıydı. Laia günlerden cuma olduğundan üç gündür de pek kabuğuna çekildiğinden sağda solda Fakih'i görmemiş pek göresi gelmişti. Cumayı değerlendirecek hemde anlattıklarını dinleyecekti lakin Aytuğ Bey'den çekindiğinden kamufle olabilmek için iyice sarınıp gizledi kendini. Adamların geçip sıralandığını gördüğünde ise sessizce kendi köşesine geçip sindi genç kız.

Aytuğ üzerindeki merhemleri sargıları sıyırmak için pek mücadele vermiş, abdesti alması ardından ucu ucuna yetişmişti neredeyse. Genç adam kendini gösterip rahatsızlık vermek istemediğinden giydiği kahverengi cüppeye sarınıp arka tarafa doğru ilerledi. Duvarın dibindeki tahta kiriş arasına sokulan silueti gördüğünde ise olduğu yere oturup başını çevirerek baktı. Genç adam onun Laia olduğunu bir erkeğe ait olamayacak ince uzun ellerinden fark ettiğinde kafasında caiz olup olmadığını düşünerek birazda homurdanarak gidip kadını gizlemek için önündeki boşluğa doğru kaydı.

Laia içeri gireni gördüğünde panikten ne yapacağını bilemedi önce ardından sessizce başını kaldırmadan oturup önündeki tespih ile oyalanır gibi yaptı . Sonunda adam önündeki sıraya çöktüğünde onu göremeyecek olduğu için rahatlayarak dizleri üzerine oturdu lakin geniş sırtından kürsüyüde göremez haldeydi. Genç kız hafifçe yana kıpırdandı önündeki adamda ağırlığını sağa verip onu engelledi diğer tarafa kıpırdadı Aytuğ yeniden doğrulup görüşünü engelledi. Laia diş gıcırdatarak adamı dürtecek oldu lakin nerede olduklarını onunda kim olduğunu aklına getirip ses etmeden sırtını gözlemeye koyuldu. Birde saç örgüsü vardı ki sırtına düşen Genç kız o saçların kendisininki kadar uzun olup olmadığını bilemedi. Hoş Laia'nın saçları kalçadan aşağı inmişti evden ayrıldığından beri. Bir vakitler annesi ile kesmek için münakaşa ederdi hatta omuzlarına kadar kestiği de olmuştu lakin o gün çok üzülmüştü annesi. Şimdide kıyamıyordu Laia... Annesini yeniden gördüğünde saçlarının güzel olmasını istiyordu. Tabii görebilirse yahut annesi gerçek bir hıristiyan olarak kafir kızını reddetmediyse... Ya da... Çoktan...

Aytuğ ardındaki burun çekişi duyduğunda bir hışım dönüp hatunun burada ne işi olduğunu sormak istedi. Dikkati dağılıyordu! Genç adam kadının ağzı burnuna sardığı sarığın açıkta bıraktığı gök gözlerinin kızarmış kirpiklerinin ıslanmış olduğunu gördüğünde sabır çekerek önüne döndü. Neyse ki kamet okunup şeyhi mimbere çıktığında varlığını unutmuş anlatacaklarını dinlemeye koyulmuştu.

"İki gün sonrası miraç kandili olması sebebiyle bugün miniklere miraç sohbeti vardır. Derse tam katılmaları onların hayrınadır... " Said Fakih bakışlarını Leyla'ya doğru çevirdi. Ardından ahaliye döndü.

"Bismillahirrahmanirrahim...

"Allah'ın fazlından isteyin, çünkü Allah kendisinden bir şey istenmesini sever. En faziletli ibadet dua edip bir sıkıntının kalkmasını beklemektir."

LEYLAWhere stories live. Discover now