4 gün sonra
"Jennam" Robert iki olan kıyafetinin bir diğerini üzerine giymiş kirli oşanı karısına götürmüştü. Yine...
"R-robert? " Jenna gözlerini kırpıştırarak her gün bir bahane ile üzerini değiştiren kocasının getirdiklerine baktı. Yine!
"Bu kirli Jennam" Robert dudaklarını kemirdi. Sen bunu yıka olmaz mı? Ya da ver sabunu ben yıkayayım"
Kadın kıyafetleri koklayıp temiz sabun kokusunu aldığında bıkkınlıkla kucağına koydu. "Bunları dün akşam giydin ya Robert... Ne yaptın? "
"At pisliğine bastım paçası sürülmüş
Jennam" Robert iç geçirdi.Bunu sana kalede yalvarırken neden yapmıyordun Robert! Yaklaşık yüz adet kıyafetin varken! "
"Ne pis adammışım ben... " Robert bakışlarını kaçırdı.
"Sende birşey var! Ne o buradaki hat-tunlar çok mu hoşuna gitti Robert... Bu ne süs... Ne dikkat!" Jenna gözlerini irice açtı.
"Sen ne diyorsun kadın banane hatunlardan! Tövbe tövbe! " Robert kaş çatarak köşeye gidip oturdu ardından hızlı hızlı abdest almaya koyuldu.
"N-ne yapıyorsun? " Jenna nefesini tuttu. Robert elini yüzünü ayaklarını yıkıyordu bunu dün de görmüştü. Adam birde üzerine minik bir şişeden birşeyler sürünce kadın şoka girmiş bir ifade ile oturduğu yerden kalkıp kocasının yanına gitti. Sakallarını derlemiş toplamış son ayların üzerine oldukça bakımlı yüzü gözü ışıldayan çoğu yaşıtına göre çok daha yakışıklı görünen bir adam olmuştu.
Robert ise cuma olduğundan temiz ve derli toplu olabilmek adına hazırlanmıştı. Şu değişik kokuyuda ona Abraham vermişti.
"T-tuvalet kokusu? " Jenna dudaklarını kemirdi. "Bok kokmıyorsun Lord McDonald! Buna gerek yok! Hayatında hiç olmadığın kadar temiz güzel kokuyorsun! "
"L-lord McDonald? O, kendimi bir an önemli biri gibi hissettim... " Robert başını iki yana salladı.
"Sen zaten önemlisin Robert. Bizim için öylesin ve hala bu çadırın lordusun! "
"Şu ibriğin de Lordumuyum Senora" Robert kahkaha attı.
Jenna dudaklarını birbirine bastırıp kaş çattı.
"Ama hala senin lordunum değil mi güzelim... Ben şimdi Abrahamın yanıma gidiyorum. Sende bu akşama küveti hazır et suyu da ısıt... Bi banyo yaparız... Adam karısına kaş göz işareti yapıp yanağından öptü. Laiayada bir uğraş bulsaydıda azıcık karısıyla baş başa kalsaydı...
" Robert! " Jenna dilini şaklatıp çıkan adama baktı ardından bu adamın giyinip süslenip nereye gittiğini merak ederek peşine takıldı. Robert ağır adımlar ile bir süre yürüyüp ileride kalabalıklaşan mabet önüne giderek oradakiler ile selamlaştı. Jenna görünmemek için çadır kenarına sinip başını uzattı. Kocası Fakih denen adamın elini öptüğünde ise göğsüne vurarak öksürüp cebinden çıkarttığı bez başlığı kafadına takarak diğerleriyle mabede girişini izledi. Ah robert! Çevre edinmek isteğini anlıyordu lakin bu kadarını yapmak zorunda değildi. Bu insanlar onunla da çekinmeden konuşuyorlardı. Hatta Jenna dün kendine kilim tezgahında ufak bir iş bile edinmişti. Hoş Roberte söylememişti lakin burada kilim dokuyarak ufak tefek yemiye alacaktı ve bu birikim yapmak için idealdi... Onları epey idare edecek paraları vardı evet ama olmayacak zaman da gelecekti... Jenna herkesin içeri girmesi ardından merak ile mabede doğru ilerledi ve dışta koşarak gelen bir genç adamın köşedeki ibriği alıp tıpkı Robert gibi hızla elini yüzünü yıkayıp içeri girişini gözlerini irice açarak izledi. Kadın nefesini tutmuş neler olduğunu düşünürken diğer taraftan başka bir kaç kadının da ek bölmeye girdiğini gördüğünde onların peşinden ilerleyerek kapıdan içeri baktı. Pek çok kadın oturmaktaydı Jenna da ardındaki şifonu başına yüzüne sararak peşlerinden girip arka tarafa oturdu ve hemen yanındaki paravan üzerinde bulunan perdeyi hafifçe sıyırıp adamlara doğru baktı. Kocası ön sıralarda Abraham ile oturmuş elinde tuttuğu tesbihi çevirmekteydi. Jenna başını iki yana sallayarak perdeyi çekip ayağa kalkarak geldiği gibi geri çıktı.
