Hemen koşup okulun içinde Sera'yı aramaya başladım. Herkese soruyordum ama cevap alamıyordum. Sera'yı aradım. İkinci çalışta açtı. ''Nerdesin nerde?! Kaç dakikadır arıyorum!''
''Depodayım çabuk gel!'' Sesi ağlamaklıydı. Depoya koştum ve içeri girdim. ''Sera!''
''Arka tarafa gel!'' Arka depoya koştum ve Sera'nın yere çöktüğünü gördüm. ''Ne oldu?!'' Sera başını kaldırdığına fark ettiğim bir şey vardı bu Sera değildi. ''Hoş geldin. Ölümüne.''
''Orinth!'' Orinth, Japon Dövüş Sanatları'nı okumuştu ve elindeki iki katana ile bana saldırıyordu. ''Sana zarar veremem!''
''Ama ben sana veririm Alex!''Gözü dönmüştü hatta çıldırmıştı. Birinin yanıma gelmesi gerekiyordu. Ona zarar vermek istemiyordum. Bileğimdeki saatten Nigel'ı aradım. Nigel açtığı anda saati sessize aldım. ''Orinth neden beni öldürmeye çalışıyorsun?! Ne yaptım?''
''Jason! Onu öldürdün!''
''Ailemi öldürdü o! Sen şimdi sırf bu yüzden bu okul deposunda beni mi öldüreceksin?!'' Başını sallayıp bana saldırmaya devam etti. Umarım Nigel vermek istediğim mesajı anlamıştı. Yoksa ben burada ölüp gidecektim. ''Karşılık ver bana Alex!''
''Hayır bunu yapmam! Sana zarar vermem!'' Hala bana saldırıyordu. ''Yapma Orinth hem Jason senin neyindi ki bana zarar vermeye çalışıyorsun?''
''Sevdiğim kişiydi o!'' Nigel'ın evi ve burası çok yakındı eğer anladıysa gelirdi. Orinth beni yere düşürdüğü an karnına bir tekme attım ve geri düşmesini sağladım. Yere düştüğü zaman kalktım ama bir acıyla karşılaştım. Acıyan yere elimi koyduğumda kanadığını fark ettim. Derin bir kesik vardı. Kapı birden açıldığında umutla kapıya baktım. Ama bu nasıl bir iş ya... Ethan ve ekibi gelmişti. ''Ya Orinth ben bunlar yüzünden Jason'u öldürdüm lütfen şunları da öldürür müsün?''
''Yalan söyleme!''
''Ya şu kızı bir salın ya!'' Şükür diye bağırıp yeri öpmek istiyorum şu anda! Nigel, Sera ve Chris Abi gelmişti. ''Sonuna kadar haklısın Chris Abi! Beni bir salın ya!''
''A-Abi...'' Orinth şaşkınlığından durmuştu.
''Evet canım abilerin geldi. Şimdi Orinth, şunu bilmeni istiyorum. Eğer Alex'e zarar verirsen ikimizde seni asla affetmeyiz. O yüzden bırak onları. Gel bizim yanımıza.'' Nigel'ın bu sözleri Orinth'i daha da sinirlendirmiş gibiydi. ''Asıl ben sizi onu koruyorsunuz diye affetmeyeceğim. Sizin kardeşiniz bendim!'' Bu şekilde onlara da saldırmaya başlamıştı. Neyse Chris abi askerden yeni gelmişti. İyi dövüşür o.
''Farkındaysanız on yediye dört kişiyiz ya birilerini getirdiniz mi?''
''Sürpriz!'' Kapının başından gelen bir sesle kapıya döndüm.
''Abi!''
''David!'' Chris Abi ile aynı anda onunla konuşmaya çalışınca o biraz şaşırmıştı. ''Ha birde yanımda bir kişi ve küçük bir çeteyi getirdim! Athen!'' Diğer abim? Çetede abilerim ile birlikte gelmişti.
Yaram iyice kötüleşmişti ve hala kan akıyordu. Çok kanamam vardı. Athen Abim hemen yanıma gelip benim yerime Orinth ile dövüşmeye başladı. ''David! Alex'i al. Kanaması var, çok kan kaybediyor.'' David abim yanıma geldi ve beni kucağına alıp arabaya uçar adımlarla koştu. Arabanın ön koltuğuna beni oturttuktan sonra kendisi de şoför koltuğuna geçti. Sürmeye başladığında tanıdığım bir yola girdi. Motorum...''Ne oldu Alex? Etrafa herkes canavarmış gibi bakıyorsun.''
''Motorum okulda kaldı. Kaskım okulda kaldı. Çantam okulda kaldı!''
''Çantan ve kaskın burada. Motorunu da Athen getirecek. Merak etme yani.'' İçim bir ferahlamıştı ki size anlatamam yani... ''Nereye gidiyoruz?'' Sonra birden benim ülkeme giden yola girdi. ''Ülkendeki bir yere.'' Yanmış evin yoluna girdiğinde şaşkınlığımdan ölüyordum.(!) Yanmış evin önüne geldiğimizde çok şaşıracağım bir şey oldu. Yanmış evin yanmış olan kısımları iyileştirilmiş, yepyeni yapılmıştı. ''Ama burası yanmıştı...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shiva: Ateşten Taç
ActionNe olursa olsun ailemi bulacaktım ve sonrasında da insanlara onların bana yaptığı haksızlıkları göstererek gücümü gösterecektim... - Alex...