1.4

51 6 2
                                    

O akşam harry balkonda sızdığını asla farkında değildi. Sabah kafasına vuran güneşle kafası yanmaya başladığında fark etti. Uyanıp draco'nun henüz uyuduğunu fark ettiğinde rahatlamıştı. Hiçbir şey olmamış gibi geçip uykusuna yatağında devam etti.

Bir saat kadar olduğunu tahmin ettiği bir sürenin sonunda burnuna gelen kahve kokusuyla hafifçe uyandı. Aralarının iyi mi değil mi olduğunu bilmemenin verdiği huzursuzluğu kahveyle susturmayı planlıyordu. "Fazladan var mı?" Draco hiçbir şey demeden bir fincana daha uzandı ve koyduğu kahvelerle harry'nin yanına yürüdü. Derin bir nefes aldı. "Bu şekilde olmaktan nefret ediyorum ve ikimizin de birkaç saat daha dersi yok. Seni zorlayabileceğim bir konu olmadığını da farkındayım ama lütfen konuşmayı en azından deneyemez miyiz?"

Harry bu kadar kibar bir teklifi nasıl reddedeceğini bilmiyordu. Etmedi de. Onun da içi içini yiyordu. Bir tarafı kollarına kendini atıp karnına yatıp ağlamak, af dilemek , verdiği sözü bozanın görünürde sadece o olmadığını ve pişman olması gerekmediğini dile getirmek isterken diğer bir yanı çenesini kapatıp draco'yu aynı boka tekrar bulaştırmaması için yalvarıyordu.

Masumca kahve bardağını elinde tutan çocuk da bunu anlamış olacak ki konuyu açma derdinden harry'yi kurtardı. " senin için anlamının ne kadar büyük olduğunu bildiğim bir sözü bozdum ve bunun hoş görülür bir yanı yok üzgünüm. Ama bu sana bir an için bile değersiz olduğun hissini yaşattıysa kendimi asla affetmem."

Harry o an mükemmel bir şekilde olayı kıvırması gerektiğini biliyordu. Bir yandan da o kadar istemiyordu ki.. suratına karşı bağırmak istiyordu. Düzenbazın teki olduğunu ve hiç tanışmamış olmayı dilediğini. Arka planda içinden geçirdi, belki o zaman,hiç tanışmasalardı, çoktan bitmiş olurdu onun. İyi de bunların hiçbiri doğru değildi ki. Kendi içinde bile seslendiremeyeceği kadar saçmaydı hatta.  Draco düzenbaz kelimesine olabileceği kadar uzaktı ve harry onunla tanışmamış olmayı hayal bile edemiyordu. Üç saniye daldığını fark ettiğinde hafifçe gözlerini sıkıp kendine gelmeye çalıştı, düşüncelerinden sıyrıldı.

"değersiz falan hissettirmedin o konuda rahat olabilirsin. Sadece..bilmiyorum sanırım bir anlığına seni kaybettiğimi sandım. Hayır tanrım bu çok saçmaydı..tamam dur..nasıl desem..bilmiyorum ki bunu nasıl anlatırım." Draco'nun yüzünün aldığı şekilden harry'yi anlamaya çalıştığı belliydi. Ve başaramadığı da. "Belki de seninle bu konuşmayı yapmadan önce kendi içimde çözmeliyim draco üzgünüm." Draco kafasını hafifçe salladı, olduğu durumda o kadar hakkı yoktu ki harry'ye kızmaya. Her şeye rağmen karşısında oturuyor olmasına bile teşekkür etmeliydi. Yine de tutamamıştı kendisini.

"Hiçbir şeyin yok mu gerçekten diyecek?" Harry fincanı yavaşça geri indirdi. "Kalbini kırmak istemiyorum bunu gerçekten sonra konuşalım."
"Dün akşam bile şu an olduğundan daha rahat sohbet etmiştik ne oldu bir anda? Anlamıyorum."
Harry fincanı yanındaki komidinin üstüne bırakırken sinir bozukluğuyla hafifçe güldü, gözlerini ovuşturdu. "Yanlış anlama da, benim yerimdeki sen olsan şu anda burada oturuyor bile olmazdın draco. Ben olsam zorlamazdım." Ve cümlesinin üstüne ayaklanıp hırkasını aldı."o yüzden nolur uzatma şu an."

"Aiden'la konuştum." Harry eli kapı kolunda iki saniye duraksadı. "Ve..? Tatmin edici bir cevap verdi mi sana? Malum uzun süredir uzaksın o histen." Draco harry'nin anlık ruh değişimlerine fazlasıyla alışıktı. Hiçbir şey demedi. Derin bir nefes alıp harry'ye sinirini çıkartması için izin verdi. Haklıydı, ne dese haklıydı o an. "Doğru düzgün bir şey demedi. Ki bu beni daha çok endişelendiriyor harry sana güvenmek istiyorum." Harry gülümsedi. "Endişelenecek o kadar bir şeyin yok ki." Ve odadan ayrıldı.

Bạn đã đọc hết các phần đã được đăng tải.

⏰ Cập nhật Lần cuối: Nov 12, 2023 ⏰

Thêm truyện này vào Thư viện của bạn để nhận thông báo chương mới!

what's missing? / drarryNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ