Şizofren Azra (Firdevs'in İç Sesi)

~...~

"Ne 'profesör' mü? dedin."
" Evet"
"Peki neden böyle davranıyorsun?"
"Bilmem bana şizofren diyorlar..."
~ firdevs toparlan lütfen! görmüyor musun? adam deli ... Kendine hem 'şizofren' diyor. Hem de 'Profesör'
E ne anladık biz bu işten?~

" Azra Al benden de o kadar, ben de adamı sakinleştireyim diye konuşmak istedim ama nafile..."

     Ne oluyordu Buradan adam ne anlatmak istiyor . O morarmış gözleri madde bağımlısı olduğunu söylerken' konuşma şekli deliyi andırıyor . Ee Adam bana 'şizofren' diyorlar diyor ne iş halen anlamış değilim tenezzül edip sohbete dalsam asıl deli ben olurum. Baksana adam 'profesör' olduğunu bile iddia etti yani*

~ Firdevs Bana bak hele sağa dön banktayım.~
" Ne var ya sen de bir Rahat bırak beni..."
Nasıl bir ortama düştüm.
~ Küçük hanım sen bensin ben de senim. Senden ricam unutup unutup bana sataşma yoksa harbiden Çeker giderim sen de Konuşacak birini bulamazsın kapiş..!~
"Ay sen Allah gitme gidersen yalnız kalırım."

Nasıl da kendimle Alaycı bir biçimde konuşuyorum. Başımdan kaynar su dökülmeye başladı. Avuç içlerim ter olmuş. Elimi açıp eteğime sürdüm 'kurutmak için'ama musluk bağlanmışçasına sulanıyordu avuç içim bir içimdeki bana bakıyorum; sağ tarafımdaki bankta oturmuş bana bakıyor Sürekli olarak her şeye burnunu sokuyor . Bir de sol tarafımdaki 'Profesör' olduğunu iddia eden şizofrene ... Sahi o adam demişti zaten "bana 'şizofren' derler." diye Neyse, Azra yine soluğunu alıp söze girdi :
~ Güzelim bir bana bir Ayaz'a bakmayı bırak geç oldu. Hem sen öğle namazını bile kılmadın değil mi?~
" Hay sen çok yaşa(!) Unuttum! Tabii ne yapayım ki... Adamı bırakıp gidemem, ama burada da duramam."
~ Nedenmiş "küçük matilyam" bırak git işte,~
" Ula Azra sen demedin mi? 'Adamla konuş peşini bırakmıyor' diye."
~ O, o zaman da bu da bu zaman ayaz sana zarar verir diye korkuyorum. O normal değil anlatsana...~
" Tabii ya sen de haklısın. Ben ve sen çok normaliz ya(!)"
~ Bizi şimdi karıştırma. Ayaz'dan müsaade iste kalk sonra atarlanmasın.~
Ben Azra ile konuşurken adam pür dikkat bana bakıyordu. Çünkü ağzım bile kımıldamıyordu. Sallanmıyor fakat sağ tarafa bakıp, tripten tribe giriyordum. Azra'yı Ben dışında kimse göremezdi kim benim içimdeki beni görebilir ki olmak istediğim insanı, kimse göremezken Ben Onunla konuşup, dertleşip, sarılıp, ağlaşıp ve gülüşürdüm biri anlasa role girer sanki şarkı söylüyormuş gibi hareket eder mırıldanırdım -şarkı sözlerini- kimse yokken bir tek ben olurum benimle dertleşmeye niyetlenen... Ha bir de böyle durumlarda Azra Hanım görünür bana ve beni yönlendirir. Masa ve örtü misali olmuşuz· Durun hele adamın bakışları keskinliği arttı sanki tepki vermemi bekliyor . Bu Azra yüzünden Yaklaşık 4 ve /veya 5 dakika adama cevap vermekten geciktim.
" Sahi sana neden şizofren diyorlardı..?"
"Hatay depreminden sonra bana şey... demeye başladılar. Hırsız Sen benim abimi çalmıştın benden, nerede? onu çabuk ver..!"
~ Anlaşıldı gülüm benim adamın aklı birkaç dakika tek çalışıyor. Bak eski haline döndü. Sana "insan kaçakçısı" da dedi.~

    Serçe sesleri karıştır azra'nın sesine...
O güzel ötüş beni benden aldı.
Koca Çınar'ın dalındaki bize bakar vaziyette ötüşünü tekrar ediyor acıkmış mıydı?
Serçe: Sağ ol kara Fatma acıkmadım.
"Ayıp ediyorsun Yakıştı mı bu sana..? Kara Fatma da nedir?"
"Serçe: Ne yani Haksız mıyım? Azra'ya dön de bir bak o da sensin nasıl olsa..."
" Tamam da ben böyle giyinmeyi seviyorum. Vücut hatlarım gözükmesin diye... Madem bu kadar insan işlerine karışıyorsun. Kur'an'da Nur Suresi 31. ayet'te Hak tealanın ne buyurduğunu da mı bilmiyorsun?"

Nasıl bir fantazinin içindeyim Aman Allah'ım...

"Allah'ım gönlümü dara düşürme zira dara düşürende dardan çıkaranda sensin... Ve selam "