~4.Mutlak Güç; Derdi Dile Vurmaktır. ~

8 3 0
                                    

"Toprağın altında...
İnsan ailesinin toprağın altında nasıl olur da ziyaret edebilirdi ?
Ben ediyordum tuhaf! Fakat ben her gün ailemin ölümüyle ölüp ölüp diriliyordum. Her cuma yaşadıkları toprağa giderken geri kalan günlerde evimde ölüyordum ."
Psikolog koltuğundan kalkıp bana doğru gelmeye başladı. Önümde diz çöküp ellerimden tuttu ve her ne yaşadıysan hiçbir şeyden haberim yok. Her ne acın varsa hiçbirinde ortak olamadım . Ağlayışlarında gözyaşlarını silip sabret diyemedim .Senin ile yolculuğun başındayız , farkındayım yaralarını açıp kanatığımın ama başka çarem yok . Sen bu yükü tek başına üstlenmekten güçlük çekiyorsun , benim sana yardımcı olup dertlerinden birkaç yıl almam gerekli belki en acı yıllarını alırım, senin kendinden bile saklamaya çalıştığın yürek yaralarını sırtlarım ne dersin .Hadi Akıt o gözlerindeki acıya bulanmış gözyaşlarını ... Burada konuşulan burada kalır. Bana güvenebilirsin." dedi ve ayağa kalkıp ellerimden aldığı güvene dayanarak bana sarıldı, son olarakta elma şekeri görünümlü dudaklarından şu sözler döküldü: "Veli ya rabbike Fasbir -Rabbin rızası için Sabret - "sadece bir defa sarıldı o sarılmasında dünyaya bedeldi .
Nenem haricinde Yıllar sonra ilk kez birine bu denli sarılmıştım . Sahi kaç yıl geçmişti hapisten çıkalı...
Yavaş yavaş Benden uzaklaşmaya başladı. "Bu ruh hâline güzel gelecek bir çay var icermisin? "
"Olur."
Eli telefona gitti "Bize iki tane rezene çayı gönder." dedi ve balkona gidip beni çağırdı. "İstersen konuşmamızın devamını burada getirelim."
"Olur nasıl istersen Ablam benim için sıkıntı olmaz."
"Ne zaman kendini iyi hissettiğine kanaat getirirsen o vakit anlatmaya başla."

15 dk sonra...

"Devam edeyim. "
" İyiysen devam et. "
"Hep dediğim bir şey var 'derdi verip imtihan edene hamdolsun'."
"Rabbim mekanlarına cennet eylesin anne ve baba kaybı ne demektir ben çok iyi bilirim . Seninle ilk tanıştığımız gün bahsetmiştim sanırsam (?) Bizimkiler de depreme yakalandılar depreme yakalandıkları yetmezmiş gibi bir de tüp patladı annem babam bir kız kardeşim bir de erkek kardeşim vefat etti . İnsanın ne kadar acı gelsede sabretmekten başka çaresinin olmadığı anlıyor.
Ve sakin kalmaya çalışıyor ailemden Geride kalan ;Bana en büyük servet olan Ayaz'ım Canım Kardeşim. Bir tek o kaldı ama onun da aklı gitti , psikolojisi berbat bir halde tam düzeldi diyorum en ufak bir anı bile onun dağılmasına sebep oluyor. Af buyur senin derdinle sıktım . Hadi devam et ailenin ölüm nedeni nedir ?"
"Ölüm nedeni mi ?"
"Evet ..."
"Kendimi hiç hazır hissetmiyorum desem." "Nasıl istersen. O zaman bana çocukluğundan bahset."
"Tabi."
Tam anlatmaya başlayacaktım , kapı çaldı "Hocam rezene çayınız hazır."
"Getir balkona ."
Ellerine sağlık Sultan Hanım kokusu aklımı başımdan aldın ."
"Afiyet bal şeker olsun . Buyurun bu da sizin."
"Sağ ol Sultan abla Allah razı olsun ayağına saç değmesin."
" Afiyet olsun Rabbim tüm Dertlerine şifa versin."
Sanırım gözyaşlarımın yanağımda kurudu an çıkardığı toz tanerini gördü. Ben ki ne zaman ağlasam gözyaşlarımı silmesem yanağımda beyaz toz tanelerine dönüşür ister istemez dikkat çeker suratıma bakarak: 'Afiyet olsun Rabbim tüm dertlerinize şifa versin.' demişti .
Tekrar eftelya ablaya dönüş yaptım düşüncelerimden sıyrılarak.
"11 yaş günüden bahsetmek isterim."
"Tabii nereden başlamak istersen başla. Ben her daim kulak Misafirin olurum. Doğum günün ne zaman?"
"2003 yılının 16 ağustosu...
içinde ailem olmayan her şey kalabalık doğum günlerini pek sevmem ama o günü bir çok günümün üzerine tutmayı da ihmal etmem. Aslında Hayat mutlu anılarımızın bedelini mutlaka ödetiyor sanırım Hakkı kalmasın diye böyle yapıyor ."
Zihnim Alabora oldu bir ümit geçmişi hatırladım hatırlarım da anlatırım diye duygularım seferber oldu .
"Ah abla sana anlatacaklarım neleri susturuyor içimde bir bilsen ve anlatamadıklarım neleri söylüyor."

《Allah'ım dilimin kemiği yoktur. Haksızlıklarla başa çıkamıyorum yardım et.》

Şizofren Azra (Firdevs'in İç Sesi)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें