🌟B.D 12. Final 💫

280 44 38
                                    

Bu sabah uyandığımda daha iyiydim. Dün gece zoraki aldığım serum, ateş düşürücü ve antibiyotik sağolsunlar.

Yerimden kalkıp ilk iş banyoya koştum. Serumu fazla kaçırmışım dedim kendimce bir espri yaparak. İşlerimi halledip elimi yüzümü yıkadıktan sonra kurulayıp dolaptaki ilkyardım kutusunu da alıp salona geçtim. Koltuğa geçip bir doktorun elinden çıktığı her halinden belli olan sargıyı açıp yaptığım pansumandan sonra yeniden sardım. Hamza'nın sardığı kadar iyi değildi ama olsun. Ardından mutfağa geçip birşeyler atıştırıp yatak odama geçtim bu kez.

Okula ve ardından son kez büroya gitmek için uygun bir kıyafet seçip giyindim. Saçlarımı tarayıp hafif bir makyaj yaptım. Gerçi kocaman gözlüklerimin ve çillerimin yüzünden pek belli olmuyordu ama iyi hissettiriyordu.

O an dün gece Çağrıdan duyduğum cümleyi hatırladım. Çillerimin yüzüme yakıştığını söylemişti. Alık alık cillerime baktım aynada. Yanaklarımın yandığı hissettim gereksizce.

Kötü adamdan güzel iltifat. Şaka gibi.

Diyerek gözlüğümü takıp çantamı ve telefonumu da alıp çıktım odadan. Vestiyerden aldığım ayakkabılarımı da giyip evden çıkarken saat sekize geliyordu.

🌟🌟🌟

Aradan saatler geçmiş, koştura koştura gittiğim okulumda zamanımı derslikler arasında geçirmiş, öğle arasında Rasim hocanın,

" Bugünlerde derslere girmiyorsun Ebru. Böyle giderse sınavlarda zorlanacaksın! "

İsimli çalışmasını dinlemiş, bu yüzden yemek bile yiyememiş kalan derslere aç şekilde girerek geçirmiştim günümü.

Nihayet çıkış saatinde okulun yanındaki fırından iki açma alıp yiye yiye otobüs durağına gidiyordum şimdide

Dün gece Çağrı'nın söylediği şeyler beynimin içinde duvardan duvara çarparak yankılanırken gözümün önüne ölen sekreter kızın resmi geldi. Zavallı kız.

Ağzımdaki açma boyuna geldiğini sandığım lokmayı çantamdan çıkardığım suyun yardımıyla zor tuttum. Kalanını da çantama koydum. Yiyecek iştah kalmamıştı ki.

&

Gelen otobüse binip son kez gittiğim büronun yolunu tuttum. Yol boyunca kafamın içinde yine Çağrı'nın

Sen hukuk fakültesini masum insanların hakkını savunmak için okuyorsun değil mi? Al sana fırsat.
O ölen sekreter kızın hakkını arayarak başla mesleğe. Kim vurduya gidip kimsesizler mezarlığına gömülmesin.

Madem görünmez olabilen birisin gücünü kullan ve odasını sen ara. Bir ipucu, belge kayıt yada herhangi birşey bulmaya bak."

Sözleri dolandı durdu. Bunu yapmak isteyip istemediğimi düşündüm. Kendimi şu an Çağrı ile suç ortaklığı yapıyor gibi hissediyordum.

Ama ya ölen sekreter kız...
Çağrı'nın bu kızın hakkını savun deyişi. Aaahh!

Dedim ellerim saçlarımda. Etrafımdaki insanların şaşıran bakışlarını görünce özür dileyerek önüme döndüm. Kafamın içinde sinir harbi yaşıyordum.

Aşağı yukarı 40 dakika sonra lüks apartmanın 3 katındaki büronun önündeydim. Anahtarımı kullanarak çelik kapıyı açıp kafamı içeriye doğru uzattım ve baktım. Sezer'in açık olan kapısından gördüğüm kadarıyla şu an yerinde yoktu. Şu anda büroda hiç kimse yoktu aslında.
Nilay hanım'la Gizem hanımefendi yine büroya gelmeden duruşmaya gitmişlerdi anlaşılan. Bu çok iyiydi.

BİR DİLEK ( TAMAMLANDI ✔️)Where stories live. Discover now