14

127 13 54
                                    

Hyunjin elini sıkıca tutan adamla derin bir nefes aldı. Şu an olacaklar onu korkutuyordu. O belki de geri dönüşü olmayan bir kötülük yapmıştı o buradan kaçmak için hiçbir suçu olmayan birinin bedenine girmişti yıllarca o bedende yaşamıştı ama sonunda Minho onu yine de bulmuştu yaptığı hiçbir büyü bir işe yaramamıştı ama hâlâ aklında oturmayan şeyler vardı. O dünyada olanlar o dünyada kalmalıydı sonuçta değil mi?

Hyunjin büyücünün odasının kapısının önüne gelince sıkıca gözlerini kapattı ardından durması için Minho'nun elini sıktı. Şu an hazır değildi. Minho sanki anlamış gibi adımlarını durdurup Hyunjin'in kendini hazır hissetmesini bekledi, ellerini ayırıp Hyunjin'in yüzünü avuçları arasına aldı "Sen kötü bir şey yapmadın Hyunjin, sen ne yapman gerekiyorsa onu yaptın tamam mı? Kimse... Hiç kimse senin tek bir saç teline dahi zarar veremez tamam mı buna izin vermem." Minho sözlerinin ardından Hyunjin'i iyice kendine çekip gözlerini kapattı ve Hyunjin'in alnına uzun bir öpücük kondurdu. Hyunjin sol gözünden akan yaşla iyice Minho'ya yaklaştı şu an sadece anı yaşamak istiyordu.

Chan ise gözlerini kaçırıp başka bir yerlere bakmaya başladı "Efendim büyücü acil olduğunu söyledi." Minho, Chan'ın ona seslenmesiyle kendine gelip Hyunjin'den ayrıldı ardından tekrar ellerini birleşririp büyücünün odasına girdi. Büyücü aniden açılan kapıyla hızla konuşmaya başladı "Hadsiz! Sen benim odama na-" Büyücü gördüğü kişiyle susmak zorunda kaldı Kral Minho karşısındaydı koşarak Minho'ya sarıldı "Gerçekten dönmüşsünüz. Chan döndüğünüzü söylediğinde inanmamıştım ama dönmüşsünüz." Minho ani gelen sarılmayla derince yutkunup gözucuyla Hyunjin'e baktı Hyunjin ise nefretle büyücüye bakıyordu.

Minho kendini geri çekip büyücünün sarılışından kurtardı ve hızla konuşmaya başladı daha fazla vakit kaybedemezdi bu olayı saraydakilerin kulağına gitmeden çözmeliydiler. "Chan benimle önemli bir şey konuşmak istediğini söyledi bir çözüm yolun olduğunu umuyorum." Büyücü Minho'nun sözlerinin ardından yüzündeki küçük tebessümle konuştu "Sizin için her zaman bir çözüm yolum vardır" Hyunjin kıskançlıktan kararmaya başlayan gözleriyle büyücüye bakmaya bşladı bu kadını hiçbir zaman sevememişti zaten.

Büyücü ortamda oluşan sessizlikle tekrar konuşmaya başladı "Aslında şu an bir plan yapmamıza gerek olmaya bilirdi ama tatlı Hyunjinimiz yaptığı küçük hatanın bedelini ödememek için boyut değiştirmeye karar verince bunlarla uğraşmak zorunda kaldık" Hyunjin sinirle elini Minho'nun elinden ayırıp büyücünün üstüne doğru yürüdü "Ben bir hata yapmadım ben hiçbir şey yapmadım duydun mu? BEN KİMSEYE ZARAR VERMEDİM! Hepsi... Hepsi kraliçenin planıydı. Niye kimse bana inanmak istemiyor?" Hyunjin son cümlesiyle dengesini kaybetmeye başladı artık çok yorulmuştu ve bu fiziksel yorgunluk değildi.

Minho dengesini kaybetmeye başlayan Hyunjin'le hızla ilerleyip Hyunjin'in kolunu tuttu ve Hyunjin'in kendisine yaslanmasına izin verdi "Ben sana inanıyorum tamam mı? Bütün dünya aksini ikna etse de ben sana inanıyorum ama izin ver şimdi Alexandra'yı dinleyelim söz veriyorum kimse sana bir şey yapmayacak." Hyunjin hayal kırıklığıyla Minho'ya bakıp kendini geri çekti eğer Minho baştan Hyunjin'e inansaydı bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

Chan boğazını temizleyip konuşmaya başladı "Artık neler olduğunu neler olacağını anlatsan mı ha? Ne dersin?" Büyücü tekrar konuşmaya başladı "Hyunjin buradaki hatalarından kaçmak için boyut değiştirince yeni bir kapı açmış oldu ve bunun cezası çok fazladır hepiniz biliyorsunuz çünkü başka birisinin kaderini değiştirirsiniz o artık kendi kaderini değil sizin kaderinizi yaşamaya başlar." Minho kaşlarını çattı "Nasıl yani?" Büyücü tekrar konuştu "Liseli Minho ve liseli Hyunjin asla bir araya gelmeyecekti ama siz onları bir araya getirdiniz ve onların sevgili olmasını sağladınız ve bu da onların kaderlerini, olacakları değiştirdiğiniz anlamına gelir mesela Minho'nun annesinin ölümü o da sizin değiştirdiğiniz şeylerden birisi eğer siz boyut değiştirmeseydiniz Tanrı size bir mesaj göndermek zorunda kalmazdı ya da Hyunjin'in ilk mesajı atması bu da Tanrı'nın bir oyunuydu. Siz ayrılamazsınız bunu biliyorsunuz. Siz ruh eşlerisiniz. Tanrı sizin ayrılmanıza asla izin vermez ve öyle de oldu. Tanrı siz ayrılmayın diye pek çok kişinin hayatının değişmesine izin verdi ama şimdi o değiştirdiğiniz hayatların cezalarını çekmek zorundasınız." Minho sıkıca gözlerini kapattı. Cezayı biliyordu ölümdü. Bir insanının hayatını değiştirmenin cezasıydı bu.

Chan hızla araya girdi "Bir çözüm yolu var değil mi? Kralımızı öylece ölüme terk edemeyiz." Büyücü kadın boğazını temizledi "Bilmiyorum inanın sizden bir iz bulduğumuzdan beri bunu düşünüyorum ama bulamıyorum. O iki liseli gencin hayatına mâl olduktan sonra öylece hayatınıza devam edemezsiniz bunu sizde biliyorsunuz. Yaptığınız şey basit bir şey değil iki insanın kaderini değiştirdiniz ve şimdi onlar hayatlarında hiç kapanmayacak koca bir boşlukla yaşamak zorunda ve sizde..." Büyücü dudağını yaladı artık ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

Minho kaşlarını çatıp hızla konuştu "Ve sizde ne? Ne olacak?" Büyücü kadın dıdağını dişleyip konuşnaya başlsdı "Temizlemen gereken bir karman vardı zaten Minho bunu sende biliyorsun daha buradaki karmanı temizlemeden diğer dünyaya geçiş yaptın ve başka birisinin hayatına müdahale ettin. Yapmaman gereken iki büyük hatayı yaptın, yaptınız ikinizin kurtuluş yolu da yok üzgünüm. İkinizin cezası da idam ve bundan kurtuluş yok." Büyücü son kez ikiliye bakıp yüksek sesle konuşmaya başladı "MUHAFIZLAR KRAL MİNHO VE EŞİ BURADA HEMEN BURAYA GELİN!" Hyunjin korkuyla Minho'nun arkasına geçti. İkisi de geri geri ilerlemeye başladı ama bunun bir işe yaramayacağını biliyorlardı. İkisinin de sonu gelmişti...

Herkese merhaba nasılsınız?

Artık yavaş yavaş finale doğru yaklaşıyoruz ama fici eksik bitirmek istemiyorum eksik gördüğünüz veya olmadı dediğiniz bir yer var mı?

Bir dahaki bölüm görüşmek üzere hepinizi seviyorum🩷

Karma||HyunhoWo Geschichten leben. Entdecke jetzt