7.bölüm:"Yetimhane"

20 12 7
                                    

Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra geri döndüm.Sizin için çok güzel bir bölüm yazdım ve umarım seversiniz.Yukarıdakı müziği açmayı unutmayın.Lutfen yorum yapmayı ve oy vermeyi de unutmayın.Iyi okumalar<333
___ ____ ____

Size hayatımı şöyle özetleyebilirim.
Korkunç ve berbat bir hayatım var.Ilk önce evimizi adamlar basdı ve biz bir mucize sayesinde kurtulduk.Ama tam kurtulduk diyemem çünkü eminim ki,paralarını almadan durmayacaklar.

Dedemler de her şeyi öğrendiler ve bize çok kızdılar.Bizse şimdilik sadece parayı topluyoruz.O adamlar nerdeler,bizi arıyorlar mı bilmiyorum.Tek bildiğim bir şey var o da "bu sessizlik fırtına öncesi sessizlik".

Sonrasına gelirsek okulda büyük bir yangın çıktı ve çok qarip ki,ne öğretmenler ne de polisler bu yangının nasıl çıktığını bilmiyorlar.Kameraya bakmak istemişler ama bütün kameralar yangından önce kapatılmış.Bu da demek oluyor ki,bu yangın kazayla değil kasten olmuştu...

Okul tamir edilene kadar bütün çocuklar başka okullara gönderiliyordu.Ben de yeni okulumdan hevesle çıktığımda beni birisi takip etti ve bu adam da 40-45 yaşlarında biriydi.Ne yazık ki,ben onun yüzünü görmedim ve beni büyük bir tehlikeden kurtardığın da teşekkür edemedim.

Ben bu olaylardan Mira da dahil aileme söylemedim.Bütün bu olaylardan sonra onları üzmek istemiyordum.Sadece kızlara anlattım.Kizlar da bana onun belki de beni yangından kurtaran adamla aynı olduğunu söylediler ve bu beni baya gerdi.

Tanımadığım biriydi ve sürekli beni belalardan kurtarması baya garipti.Neden böyle birşey yapıyordu?. Amacı neydi?. Bilmiyordum...

Ben bu olayları zar zor atlatırken bir de başıma Yeliz denen kız çıktı.Bütün bu karmaşanın içinde bana evlatlık olduğumu söyleyip duruyor ve bu da tabiki de benim sinirime dokunuyor.Belli ki,bir yalnışı var. Ben de bu yalnışı düzeltmek için onu arıyorum.

Ellerim titriyor olucaklardan korkuyordum.Aradım ve ikinci aramam da açtı.Uzun bir süre sessizlik oldu.Ne o konuştu ne de ben.Ama o benim olduğumu ve ona sinirleneceğimi çok iyi biliyordu.Onun konuşmayacağını anlayıp söze ilk ben girdim.

-Alo?. Adın Yeliz mi ne bilmiyorum ama seni merakımdan değil yalnış bilgi verdiğin için arıyorum.Benimle böyle yalan yanlış konuşamazsın!.
-Mia ben yalan söylemiyorum neden anlamıyorsun!.Ben ciddiyim ama belli ki, sen hiç bir şey hatırlamıyorsun.Ola bilir haklısın çok küçüktün daha dört yaşındaydın.Ama ben her şeyi hatırlıyorum.
-Sen benimle dalgamı geçiyorsun?
-Hayir Mia hayır!.Bak bir dinle ben daha o zamanlar yedi yaşındaydım ve senle çok iyi anlaşıyorduk.Birlikte oynar,birlikte uyur,yemek yer,birlikte gülerdik. Taki seni Erdem ve Meryem Soydan adlarında bir aile evlatlık edinene kadar..

Nutkum tutulmuş,bedenim ise titriyordu.Annemin ve babamın isimleri beynimin içinde yankılanıyordu.Hiç bir şey anlamıyordum!.Nefes almakta zorluk çekiyor bir yandan da düşünüyordum."Neden" diye bir cümle geçti ilk aklımdan.Sonra birden kendimi deli gibi ağlarken buldum.

Yelizin telefonda konuşmasına rağmen hiç bir şey duymuyor,sadece yolun ortasında diz çökmüş deli gibi ağlıyordum ve yanimdan bir sürü tanımadığım insanlar gelip geçiyordu.Evet tam olarak hayat buydu ister ağla ister öl kimsenin umrunda değil. Herkes kendi hayatına bakar.Bazende düşene bir tekme de o vurur.
"Işte tanışın bu biz yaşamak isterken bizi öldürmeye çalışan dünya!.

~Ben Değil Biz~Where stories live. Discover now