— Uyanıp etrafıma baktığımda hala jakuzideydim. Hızla kalkıp jakuziyi kapattım. İçeri geçip balkonun kapısını kapatırken bir yandan klimayı açıyordum. "Ananı sikeyim çok soğuk!" Dedim sekerek valizime ilerlerken. Dolabıma geçip siyah kısa kot bir şort giydim. Kuzey'in dolabını açıp baktığımda hep takım elbise vardı. En sonunda bir beyaz tişört gördüğümde onu alıp giydim. Çorap dolabımdan da uzun çoraplarımı sonrada beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Rimelimi ve rujumu tazeleyip telefonumu aldım. İnstagramda dolana dolana aşağıya indim. Telefonu cebime koyup Selen anne'nin yanının boş olduğunu görüp oraya oturdum. Tişört bol olduğu için şort gözükmüyordu ve bu nedenle de sadece tişört giymişim gibi gösteriyordu. Bacağımı bacak üstüne atıp cilveleşen Kuzey ve Elise baktım. Telefonumdan bildirim geldiğinde cebimden çıkarıp baktım. Biri dmden 'Artık fotoğraf paylaşta o güzel yüzünü görelim.' Bu mesaja gülümseyip fotoğraf çekmeye başladım. En son dilimi çıkardığım bir fotoğrafı paylaştım.
—
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
@pigaçuKamel: Piga Piga Piga ÇHUUU
886K Beğeni Yorumlar Kapatıldı
@akidesekeriMelisa,@guzellerguzeliEla,@ozanulus,@keremulus,@erelulus, @eslemgurcan, @yagmurulus, @dilemulus, @selenulus, @osmanulus, @seymatelik, @pelinyag vs. adlı kullanıcılar bu gönderiyi beğendiler.
— Telefonuma o kadar bildirim gelince kapatmak zorunda kaldım. Yanımda olan Yağmur'un telefonundan bakıyordum. Yağmur parmağını kaydırıp durdurdu. "Kamel Dipan'ın gönderisini Ulus ailesindeki Kuzey Ulus ve Elis Ulus hariç herkes beğendi! Kamel ve Ulus ailesinin arasında ne var?" Gözlerimi devirip arkama yaslandım. "Bütün sosyal medya seni konuşuyorlar Kamel!" Sırıttım. "Ben konuşmam konuşulurum." Diyip iki elimi kırıp yukarı doğru kaldırdım. Kafamı yana bıraktım. Ellerimi indirip Yağmur'a ve Dilem'e sarıldım. O sırada zaten uyukuya dalmışım.
Birkaç dakika sonra:
Donmamla gölzerimç açtım. Tir tir titrerken Dilem'in gözleri beni buldu. Ayağa kalkıp Kuzey'in yankndaki pikeyi alıp benim üstüme örttü. Ona öpücük gönderip yanıma yer açtım. Hızla oturduğunda birbirimizi örttük. Bize bakan Yağmur'a şakadan kınayıcı bakışlarımızı gösterip birbirimize sarıldık. "Bumbuz gibisin kız!" Dedi Dilem endişeyle. Kuzey bize baktı. Telefonumu çıkarıp tenime baktım biraz solgundu. "Klimayı açsak biraz?" Dediğimde hepsi bana döndü. "Yaz ayında ne kliması gelinim." Dedi Selen anne. Pikeye daha çok sarıldım. "Bilmiyorum üşüyorum." Yine boncuk boncuk terlemeye başlamıştım.
Selen anne elini anlıma koyup bir süre bekletti. "Ateş'in vardır senin!" Ona baktım. "Kuzey kalk bir hastaneye götürek şuraya bak boncuk boncuk terledi!" Dedi sonrada. Bense sadece kendimden geçmiş bir şekilde gözlerimi kapatmıştım.
—
Gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Bir Kuzey'e birde elimdeki seruma bakıyorum. Bir süre sonra kadın bir doktor girdi odaya. Gülümseyerek bana yaklaştı. Seruma bakıp az sonunda olduğu için hızlandırdı. Bana dönüp konuşmaya başladı. "Soğuk suya mağruz kalmışsınız bir süre belli ki. Bir hafta hemen hemen hiçbirşey yapmayın. Birde soğuk sudan kaçınabildiğiniz kadar kaçının. Hastalığınız geçtikten sonra zaten istediğinizi yapabilirsiniz. Bir de lütfen çaylar,sıcak yemekler, yani boğazı ısıtan ne varsa onları içip yiyin, çünkü şiddetli bir boğaz ağrınız olabilir." Dedi ve odadan çıktı. Geriye yaslanıp gözlerimi kapattım. O kadar yorgundum ki anlatamam.
"Bir şeyler ister misin?" Gözlerimi açıp ona baktım. "Hayır!" Başını sallayıp 'Of!' çekti. İsteyerek getirmemişti galiba beni. Halinden anlaşılıyordu.
Serum bitince başka bir doktor gelip çekti. Ayağa kalkıp yürümeye başladım. Çok değilde az birşey üşüyordum. Hızlıca hastaneden çıkıp arabaya bindim. Klimayı açıp Miss You müziğini açtım. Kafamı geriye yasalayıp manzaryı izledim sadece...
