3. Bölüm "Özel Bir Misafir"

57 20 7
                                    

Brittney arkasında kişinin bir an hırsız olduğunu şüphelenmişti, her saniye geçince korkusu bir tık daha artıyordu. Elinde silah olan birisiyle daha önce hiç karşılaşmamıştı bu yüzden de tam olarak ne yapacağını bilmese de aptalca bir şey yapmaması gerektiğini iyi biliyordu.

"Kimsin sen ve ne istiyorsun ?" dedi korkulu bir ses tonuyla, başına niçin böyle bir olayın yaşandığı konusunda bir fikri yoktu. Adam birkaç adım geri geldiğinde Brittney ensesinde artık silahın namlusunu hissetmiyordu.

Adam kalın bir sesle onu uyardı "Ayağı kalk ama sakın döneyim deme." Brittney her iki elini teslim olmuşçasına havaya kaldırırken bir yandan da yaaş bir şekilde doğrulup ayağı kalktı. Bir müddet her ikisi öylece sustu, Brittney gözlerini kapadı "Beni burada vuracak...Evet sanırım ölümü hissedebiliyorum" dedi kendi içinden.

"İndir o lanet olası silahını aptal herif !"

Aniden sessizlik bozulmuştu ve ses tam olarak sol tarafından geliyordu dahası ise bir grup insanın ayak seslerinden dolayı o yöne geldiklerini Brittney duyabiliyordu bu yüzden gözlerini açtı ve soluna baktı. Orta boylu sarışın ve siyah güneş gözlüklü üzerinde olan karizmatik bir takım elbise giymiş bir adam yanında iki kişi ile beraber yanlarına yaklaştı. Brittney'in arkasındaki adam silahı çabucak indirip beline yerleştirdi. Sarı saçlara sahip adam öfkeli bir biçimde ona doğru yaklaştı.

"Sen benim başıma bela mı açacaksın sakat herif !"

"Efendim...Ben onu burada görünce tedbir amaçlı davrandım."

Sarışın adam susup cevap vermeden onun gözlerinin içine kaşlarını çatarak bakınca karşısındaki adam korkusundan bir şey diyemedi ve öylece karşısında çaresiz bir şekilde durdu. Sarışın adam arkasını dönüp Brittney ile göz göze geldi, az çok yaşanan olaydan ötürü sarışın adam da gerilmişti ve cebinden beyaz mendili ile alnının terlerini sildi.

"Buralarda ne arıyorsunuz genç bayan ?"

Brittney az evvel kendisine silah doğrultan adama bakındıktan sonra sarışın adamın arkasında duran iki adamla da göz göze geldi, kendisini toparlayıp onun sorusuna odaklanmaya çalıştı.

"Sadece yürüyüşe çıkmıştım."

"Burada mı ?"

"Hoşuma gitti...Sakin yerler beni huzurlu ediyor."

Sarışın adam yavaş biçimde yüzünde tebessüm belirdi, arkasına dönüp adamlarına baktıktan sonra ellerindeki siyah kalın eldivenlerini çıkardı, arkasındaki adamlardan birisi yanına yanaşarak eldivenleri ondan aldı, Brittney'in tedirginliği hala gitmiş değildi, içindeki korku dinmek binmeden devam ediyordu. Sarışın adam sağ elini ona doğru uzattı.

"Adım Vladimir Romanski fakat çevremdekiler bana Vladimir derler ya da koca Rus Vladimir diyen de var tabi."

Brittney sağ elini uzatıp tokalaştı "Ben de Brittney...Memnun oldum."

"Az önce yaşanan talihsiz olay için üzgünüm olmaması gerekirdi ve bu yüzden de kendimi suçlu hissediyorum."

"Kimse yaralanmadı neyseki önemli olan bu..."

"Ama yaralana da bilirdin de mi ? Mesela kimisi vardır acımadan işi halleder." Vladimir huzursuz edici bir şekilde bıyık altından gülmeye başladı "Şaka yapıyorum sadece ortamı yumuşatmak istedim."

Brittney kendisini zorlada olarak gülmeye çalışarak en azından üzerindeki gerginliği atmaya çalıştı. Brittney insanların konuşm şeklllerinden ve yüzlerinden nasıl bir profile sahip olduklarını anlayabilirdi ve aslında Vladimir'e karşı karışık fikirleri ardı çünkü o kadar da masum bir görünüşü yoktu. Aniden Vladimir Brittney'in kamerasını yerde ağacın diminde fark etti ve bir anda yüzü değişmişti, Brittney onun kamerisaını fark edince yine tedirginleşmeye başladı.

Palyaço Where stories live. Discover now