11. bölüm

8.8K 357 13
                                    

Duşta beni elleriyle soyan adamlara itiraz edecek halde değildim, vücuduma sakince dokunuyor ve sırayla dudaklarıma kapanıyorlardı. Hangisi öpüyor, hangisi okşuyor bilemeyecek kadar bulutların üstündeydim.

"Bende yalamak istiyorum seni, çok istiyorum." Utku dizlerinin üstüne çökünce aletimi ağzına alacak sandım.

Bacağımın birisini omzuna atıp toplarıma dil atmaya başlayınca kendimi Umut'un insafına bıraktım. Bu çok iyiydi, yalanmak hele de orada hissettiğim darbeler beni mahvediyordu.

Biraz daha aşağıya inen dili deliğimden toplarıma uzanan deriyi okşadığında yüksek sesle inledim. O deriyi sertçe emip tekrar tekrar yalarken zevkten titriyordum, tam daha iyisi olamaz derken Umut bacağımı tutarak yukarı çekti ve deliğime kapanan dudakları hissettim.

Sadece nefes alıyordum, tüm vücudum deliğimin zevkiyle karıncalanıyordu. Dili ve dudakları ustaca emip yalarken içime kayan sıcaklıkla kafamı atabildiğim kadar geriye atıp ofladım.

Umut kıkırdarken Utku deliğimi diliyle beceriyordu, içime giren sert dil yeterli gelmiyordu. Elimi saçına atıp kendime bastırdığımda deliğimde parmağını hissettim, yağ gibi içime kaymıştı.

"Ahhh..." ağzımdan çıkan tiz sese inanamıyordum, duşlarda yankılanmış Umut'un boynuma gömülmesini sağlamıştı.

"Sesin beni mahvediyor, teninin beyazlığı da, dokunduğumda bile kızarması, sen benim cehennemimsin Paşa'm.." Umut boynumdan kulağıma doğru fısıldayarak konuştuğunda aldığım zevk iki katı arttı.

"Kulağımı emer misin Umut, gelmek üzereyim?" Hırsla kulağıma kapandığında iki yönden aldığım zevkle Utku'nun omzuna doğru boşalmaya başladım.

Îkisi de durmuş benim zevkten dağılmış halimi izliyorlardı. Spor yapacak halim kalmamıştı, tüm vücudum zevkten titriyordu hala.

"Seni yemek istiyorum, öyle harikasın ki. Acaba kilo vermekten vaz mı geçsen güzelim?" Utku göbeğimi öpmeden hemen önce mırıldanmıştı, onu kendime çekip dudaklarına kapandım.

"Ben sağlıklı olmak istiyorum, yağlı bir vücut istemiyorum sadece." Hmmlayarak vücudumu öpmeye devam ettiler uzun uzun, birimizin telefonu çalınca birbirimizden uzaklaştık.

Utku çalan telefonunu açıp hoparlöre verdi, sert bir ses soyunma odasını inlettiğinde yeni yeni kendime geliyordum. Adam sesiyle bile otoritesini ortaya koyuyordu.

"Yüzbaşı Meriç, izinler iptal. Bir saat içinde askeriyede olmanız gerekiyor, Yüzbaşı Meriç'te sizinle birlikte burada olmak zorunda." Ve çat diye kapanmıştı telefon.

Kasılan vücutlarıyla bana döndüler, ikisi birden bana sarıldığında mutlu mutlu gülümsedim. Boynumun iki yanında hissettiğim dudaklarla derin bir nefes aldım, bu öpücük bir nevi veda sayılırdı.

"Paşa'mmm, kesin yine bir büyüğümüz geliyor teftişe. Bizi bir süre bırakmazlar dışarı, bizi sık sık ara olur mu?" Umut çocuk gibi bir sesle konuşurken burnunu boynuma dayamıştı.

"Senin ismini nizamiyeye vereceğim, ziyaret etmek istersen seni bekliyor olacağız." Burnuma ufak bir öpücük konduran Utku üzgün duruyordu.

"Tamam gelirim, yoksa sizi özlerim." İki koca vücut beni havalandırıp birinin sağ diğerinin sol dizine oturmamı sağladılar, ikisinin de kucağında olmuştum böylece.

"Sen iyice tatlanıyorsun bak, bizi komaya sokacaksın. Tatlı komasına gireceğiz senin yüzünden." Umut ensemi öpüp duruyordu laflarının arasında.

Utku hala büyük bir iştahla dudaklarıma bakıyordu ama çok şişmişti dudaklarım, acıyordu artık. Dizlerinden kalkıp dolabıma bile koyamadığım çantamı aldım, ikisine el sallayıp kaçar gibi çıkmıştım oradan.

İyi ki yedek kıyafet getiriyordum, üstüm gayet temiz ve düzgündü. Olan şeyleri düşündükçe heyecanlanıyor, devamı için merakla doluyordum.

Acaba nasıl hissedecektim, acırmıydı?

İkisinin aletleri de büyük gibi duruyordu, umarım canımı acıtmadan yaparlardı. Gerçi şu ana kadar gayet iyi gitmiştik, içimdeki dilinin hareketlerini hatırladıkça sertleşiyordum.

Eve girip etrafa bakındığımda evde kimsenin olmadığını fark ettim, kesin yine geziyordu hanımefendiler. Kirlilerimi makineye atıp kurutmalı programa ayarladım.

Odama girdiğimde yatağa öylece uzanmış, her olan şeyi tek tek düşünmeye başlamıştım. Tek kelimeyle mükemmeldi, daha fazlasına hazırdım. Açgözlü bir sevgiliydim, herşeylerini istiyordum.

Bunu onlara da söyleyebilmek, onları da kendim gibi heyecanla doldurmak istiyordum. Benim için sabırsızlanmalı, hayal kurmalılardı. Gruba mesaj atmaya karar verdim.

........İKİZ ARTI BİR.......

Paşa : Çarşamba günü beni hanginizin odasında yiyeceksiniz, merak ediyorum da...

Utku : Ne!!!!!!

Umut : Ne!!!!!!

İkisi aynı anda mesaj atmıştı, sanırım çarşamba günü çok heyecanlı geçecekti.

iki artı bir Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin