Geçmişin izleri

44 24 11
                                    

Tam Bir ay oldu yolldayız, farklı yerler gördüm farklı yüzler değişik canlılar hata meyveler yiyecekler .

Geçttiğimiz her yer bana dünyanın ne kadar büyük ,insanllar'ın bir o kadar küçük olduğunu hatırlattı.

Yeni insanllar görmek ilgimi çekiyordu yeni tatlar, yolculuk eskisi gibi rahatsız etmiyordu.
Artık geçiceği miz yerler için
meraklanıyordum.

Bu arada Kori bana Nam'dan sonraki en yakın kişi olmuştu artık ,onunla yolculuk ve sohbet etmek iyi geliyordu ,aslında Nam'ı çok özlemiştim ne yapiyor acaba diye hep düşünüyordum.
Nik oda aynı ,arada kafamı karıştırmaya çalışıyor, soruları hiç bitmiyor,elimden geldiğince söylediğim yalanları unutmamaya özen gösteriyordum..

Doğrusunu söylemek gerekirse benimle ilgilenmesi garip bi şekilde iyi hisetiriyor.
Tiyoss krallığı birkaç gün uzağımızdaydı
Askerlerin sabırsız llandıklarını göre biliyorduk ,ailelerini özlemişlerdi ..

Onca yoldan sonra sonunda varmıştık. Tiyoss krallığına girdiğimizde burasının çok ihtişamlı zengin bir krallık olduğu anlaşılıyordu saray duvarları dışardan işlemeler ve krallık geçmişiyle ilgili resimlerle süslenmişti .
Saray kapısına varamadan insanların sıraya dizilip prenslerini karşıladıklarını gördük askerler aileleriyle nihayet buluştular, bazılarının eleri boş kalmıştı ama yinede güçlü durmaya gayret gösteriyorlardı.
İnsanlları geçtik sarayın kapısına vardığımızda koccaman demirden bir kapıyla karşılaştık,üstünde altından işlemeler oymalar vardı.

Kapı ardına kadar açıldı biz içeri girdik içerdeki büyük avluda sıraya girmiş saray komutanları olduğunu düşündüğüm kişiler selam vermek için bekliyorlardı.
Herkesin selam vermesi bitince yolumuza devam etmiştik,taht odasına gelmiştik karşımızda merdivenlerin basamaklarına yerleştirilmiş tahtlar duruyordu.
En büyük taht altından yapılmıştı beliki ve o tahta yaşlı kısa boylu saçi sakalı beyazlamış bir adam oturuyordu .
Bu Nik'in babası olmalıydı.
Nik tahta doğru ilerledi tahtın karşısında eğilerek kralla selam verdi.
Krall ayağa kalktı zar zor iki üç basamak aşağa indi,Nik'in omuzlarından tutup onu ayağa kaldırıp sarıldı Nik' te ona sarıldı.
"Nasılsın baba"
" Seni gördüm daha iyi oldum evlat"

Kral Makr Kori'ye doğru döndü yanına gelmesi için işaret verdi,Kori koşar adımlarla yanına giti eğildi krala selam verip kalktı kral onuda kucaklayıp
"Seni görmek ne güzel yiğenim,nasılsın yolculuk nasıldı,çok zorlanmadım umarım"dediğinde yüzünde bir gülümsemeyle ona bakiyordu
"Gayet iyim efendim siz nasılsınız sağlığınız nasıl amca"derken karşısında babası varmış gibi saygılı bir ses tonuna bürünmüştü.anlasilan Kori Nik in kuzeniydi

" Evet yanliş görmüyorsam yanınızda bir misafir getirmissiniz"dediğinde başını cevirip bana doğru baktı.

"Yaklaş bakalım buradan seni tam göremiyorum küçük kız"

Yavaş adımlarla kralın olduğu yere kadar yürüdüm karşısına geldiğimde selamımı verdim ve doğruldum.
Adam gözlerimin içine bakıp
"Evimize hoş geldin yabancı kimsin nerden gelirsin kimlerdensin"dediğinde
Nik cevap vermeme müsade bile etmeden
" Misafirimiz uzak yoldan geldi baba yolgun olmalı,sohbete sonra devam edersiniz"
Dediğinde babası gülümsedi ve tahtına doğru dönüp yürüdü ve oturarak
"Öyle olsun odasını gösterinde dinlensin"dedi

Hepimiz selam verip taht odasından ayrıldık .

"Konuşmama neden izin vermedin"

"Nede olsa daha buralarda olacaksın başka birgün sohbet edersiniz diye düşündüm"

"Benim adıma karar vermekten vaz geç artık" dediğimde koridorda hızla yürümeye başladım,hizmetkar'lar kalicağım odayı gösterdiler banyo yapıp elbiselerimi de değiştirip biraz dinlenmek için yatağa uzandım ve uyumuşum.

Loss in timeWhere stories live. Discover now