-7

2K 59 67
                                    

"Olmaz"...
Çekindiğimi gördüğü an çekilip, "demek istediğim, sadece Yaman yok dünyada" demişti. "Güzel kızsın Asi" diye ciddi bir şekilde konuştuğunda, Yaman yanımıza gelmişti. Alaz gözlerini döndürdüğünde, "sen her yere bulaşmak zorunda mısın?" demişti ironik bir şekilde. "Çekil bakalım" diye Yaman onu itmeye başladığında, Alaz'ın yüzü ciddileşmişti. "Asi'ye sordun mu bunu karar vermeden?" dediğinde, "birlikte büyüdüğüm kız için sana hesap vermem" demişti ona yaklaşarak. "Versen iyi olur" dediğinde, yüzündeki sırıtma daha da büyümüştü. Yaman elini kaldırdığında, kolunu tutmuştum. "Tamam Yaman sorun yok" diye onu sakinleştirmeye çalıştığımda, Alaz'ı hiç alakadar bile etmiyordu.

"Yapsın bakalım erkek ya hani, güç gösterisi lazım" diye onu daha da fıttırttığında, artık Yaman onun boğazına yapışmıştı. "Ulan bak öldürürüm seni" dediğinde, Alaz halen hiç takmıyordu. Ölmek mi istiyordu yoksa neden böyle umursamazdı. "Yaman!!" diye bağırdığımda, artık Cesur bile bize dönmüştü. "Yok bir şey dedim ya, Alaz'la sadece konuşuyorduk" dediğimde, Yaman bu sefer bana dönmüştü. "Nerdeyse öpüyordu seni, bu mu konuşmak?" diye boğa gibi davrandığında sinirlenmeye başlamıştım. "Ben bunu öper miyim sanıyorsun?" dediğimde, Alaz'ın yüzü tuhaf olmuştu.  "Hem hani hayatıma karışıp durmayacaktın" demiştim artık hesap sorarak. "Ben sizi bir an öyle yakın görünce düşündüm ki-" diye konuşmaya çalıştığında, "düşünme tamam mı Yaman" demiştim artık sedyemdeki eşyaları alarak.

"Korkma bende senin fakir arkadaşına bayılmıyordum" diye sonunda konuşan Alaz, nedense üzmüştü beni. Nedenini bilmiyordum ama nefret ve tutku arasında kaldığımız için bazen sonumuz başka bitebiliyordu. Ama onu kesinlikle sevmiyordum insan olarak bile değil. "Bende senin gibi caniye meraklı değildim zaten" dediğimde, gözlerinin iyice içine bakmıştım.

Hepimiz gergin bir şekilde bakışırken, Cesur ve Çağla yanımıza gelmişti. "Çok sıkıcısınız kavga edecek başka yer bulamadınız mı?" diye konuşan Çağla kafasını Rüzgar'a çevirmişti. "Rüzgarla hiç keyfini çıkaramadık" dediğinde, Rüzgar sadece telefonuna bakıyordu. "Aşkım bu kadın gibi giyinsene" diye ekrana gösterdiğinde, "konumuz bu değildi ki" demişti gözlerini ekrandan çevirerek. Gözleri dolmuştu ve ben kendime hem Alaz'ı hemde Rüzgar'ı dövmeyi yemin etmiştim. Yaman sonunda gözlerini Alaz'dan aldığında, Cesur konuşmaya başlamıştı. "Yani kız haklı gelmişiz en güzel otele bari bi kafeye felan oturup, tadını çıkaralım."

Dediği şey hepimize biraz da olsa mantıklı gelmişti sanırım. Çünkü hiç birimiz ses çıkarmadan, en yakın kafeye gitmiştik. Hem Yaman'la hemde Alaz'la hiç bir cümle bile komuşmamıştım. Yanımdaki elbiseyi üzerime geçirdiğimde, Alaz beni uzaktan kesmişti. Gözlerinin kayması normaldi ama her seferinde süzmesi artık komik olmaya başlamıştı. Dediği cümlelerle yaptığı hareketler uyuşmuyordu.

"Oh be geldik sonunda" diye iki adım yürüdükten sonra nefes nefese kalan Cesur biraz güldürebilmişti beni. "Oğlum yüz metre ancak yürüdük ne yaşıyorsun?" dediğimde, Cesur dramatik davranıp, "biliyorsun astımım var" demişti yalan söyleyerek. "Cesur yine yalana başlama pataklarım" diye konuştuğumda, ağzını fermuar ile kapatır gibi bir hareket yapmıştı. Geldiğimiz kafe çok güzeldi içimi açmıştı resmen.

Yer aldığımızda, yanıma Alaz oturmuştu karşımada Yaman. Ancak bu kadar sinir bozucu olabilirdi zaten hayatım. Yaman'la göz göze gelmemek için sağ tarafıma oturan Cesur'a bakmıştım. "Burda neler var bakalım" diye aç gözlü bir şekilde kartı eline alan Cesur direkt her şeye göstermişti. "Bunu alcam ondan sonra şunu ama bunu da almazsam olmaz" dediğinde, Çağla gülmüştü. "Canım galiba ilk kez bi mekanda içiyorsun" diye hevesini kırmaya çalıştığında, "he belli oldu yani" demişti Cesur. Umursamaz halleri çok iyi bir korunma mekanizmasıydı çünkü karşısındaki ciddi alınmamış gibi hissediyordu.

"Asi kız sen 5 numarayı al tavsiye ederim" diye kulağıma birden ses geldiğinde, refleksten elimdeki kartı düşürmüştüm.

"Kulağımın dibine girmenin gereği yoktu" dediğimde, "hem senin tavsiyen ile hareket edecek değilim" demiştim onun bu sefer sinirini bozarak. Ama o hiç umursamadan "dediğimi almadığın için pişman olma sonra" demişti. Birden huylandığım için daha da sağ tarafa kaymıştım.

Artık garson yanımıza geldiğinde, bilerek üzerime biraz su dökmüştüm. Bakalım şimdi hayatıma nasıl karışacaksınız. "Ne isterdiniz?" diye eline kalem alan garson, bana baktıktan sonra "tabii ilk hanım efendiden başlayalım" demişti. Birden sesimi daha da etkileyici ayarlayıp, güldüğümde masadaki herkes bunu benden beklemiyor gibi duruyordu. "Çok naziksiniz beyefendi" dediğimde, Alaz'ın çenesi belirginleşmişti. "Sizde çok güzelsiniz" diye geri flört ettiğinde, içimden bingo demiştim. "İşinizi yapmanız için babam ödüyor sizi" diye sonunda konuşan Alaz'a dönmüştüm. "Pardon? İşini gayet iyi yapıyor hemde çok da kibar bi adam" dediğimde, "sen bi gelsene" demişti kolumu tutarak.

"Bırakır mısın?" diye kendimi çözmeye çalıştığımda, garson karışmıştı. "Beyefendi kolunu sıkmayı devam ederseniz sizi patronuma söylemek zorunda kalırım" dediğinde, gözleri birden hiç bir şey görmemeye başlamıştı. Her şey benim kontrolümün altından çıkmıştı. Asla garsonun sonuna kadar dayanacağını düşünmezdim. Alaz'ın gözleri siyahlaşmıştı ve dövmeli kolundaki damarları ortaya çıkmıştı. "Siz kimsiniz?!" dediğinde, ayağa kalkmıştı. "Siz kim olduğunuzu sanıyorsunuz?" diye daha da yükseldiğinde, "babam bi ödemeyi kestiğinde görürsünüz" demişti. "Benim Alaz Soysalan olduğumu unutmuşsunuz galiba" diye onu ittiğinde, Çağla onu geri tutmaya çalışıyordu. "Alaz hiç bunun için değer mi?" diye sorduğunda, "bunun için derken?" demiştim sorgulayarak.

Alaz Çağlaya odaklı bile değildi. "Kafemizi terk edin beyefendi" diye kibarlığını korumaya çalışan garson, sonunda yüzüne yumruğu yemişti. Resmen şok içindeydim. Egosu için bir insan nasıl bu kadar ağır bir yumruk atabilirdi? Daha yakasından tutan Alaz'ı artık durdurmak için, kolundan deli gücümle çekmeye başlamıştım. "Beyefendi!" diye bağıran patron geldiğinde, "derhal burayı terk edin!" demişti kızarak. "Tamam okey" diye düşünür gibi davranan Alaz, birden masadaki örtüleri ve tüm masayı yıkıp, dışara çıkmıştı. "Bu neydi şimdi ya rezil olduk" diye konuşan Çağla, eliyle yüzünü örtmeye başlamıştı. "Asla buraya gelmeyin bir daha!" diye arkasından bağıran mekanın patronu çok sinirlenmişti. "Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum özür dilerim" dediğimde, fazlasından para koymuştum masaya. Adam halen bizi dövecekmiş gibi baktığı için, dışara çıkmıştım. Diğerleri sanırım daha patrona durumu açıklamaya çalışıyordu.

O geri zekalı orangutanın artık sinirle arkasından yürümüştüm. Yaptığı o içerdeki iğrenç davranış için hiç bir şekilde açıklama yoktu. Uzakta olan Alaz'a "mutlusundur umarım" diye bağırmıştım. Yavaşladığında, onun temposuna yetişebilmiştim. "Ne var?" diye agresif konuştuğunda, "ne mi var?" demiştim artık kendi etrafımda sinirden dönerek. "Sen varsın" dediğimde, "senin gibi agresif ve dengesiz birine asla rastlamadım" demiştim artık. "Yaman'a erkekliğini kanıtlamak istediği için öyle davrandığını söyleyip, tam da aynısını ve daha kötüsünü yapan bir dengesiz anladın mı?" diye kızdığımda, "bak Asi rahat bırak beni fena sinirliyim şu an" demişti beni omuzlarımdan tutarak.

Kollarını ittirerek, "ne yapacaksın beni de mi döveceksin?" dediğimde, yüzü sinir doluydu. "Sen benden böyle bir şey bekliyor musun gerçekten?" diye gözleri merak dolu ve sinirle baktığında, onun canını yakmak için "evet" demiştim. "Bravo" diye sinirli şekilde alkışladığında, "zaten ben senden de başka bir İQ beklememiştim" demişti. İkimiz de şu an birbirimizin kalbini kırıyorduk. "Sensin salak" diye bağırdığımda, "ucuz numaralarla garson ayartmaya çalışan salak ve zavallı bir kızsın" demişti çenemi eline alarak. Gözlerim dolmuştu sinirden. "Eğlenmek ve mutlu olmak benimde hakkım" dediğimde, "ama sen biz değilsin, sen fakirsin" demişti beni yine sefil hayatıma hatırlatarak.

Kalbim çok kırılmıştı...
Belki de hayatımda en çok kalbimi kıran şey buydu...












Bölümü nasıl buldunuz?
Araya bir şey gelmezse ya cumartesi yada cuma günü yeni bölüm gelir 💕💕

Ateşten aşk Where stories live. Discover now