2.Bölüm

43 6 4
                                    

Odasından çıktıktan sonra Aurore,Yemek Salonuna,kahvaltı yapmak için Sarayın içerisinde bulunan koridorları dolanmaya başladı

Saray genel anlamda,Beyaz Mermer,Altın Rengi Mermer ve Opal Taşlarından yapılmaydı.Yerler genellikle kırmızı renkli kalın halılar ile kaplıydı.Koridorların bazılarında aynalar ve vazoların bulunduğu eşyalar vardı,bazılarında ise Kraliçelerin ve Kralların,her hangi bir canlının ya da diğer Irkların bulunduğu tablolar vardı.Sonuç olarak burası Elysium Krallığıydı ve tüm Krallıkların neredeyse bir olduğu ortak bir Krallıktı

Saray tamamen 20 katlıydı ve Aurore'nin sayamayacağı kadar oda vardı.Fazlasıyla geniş koridorları ve 6 tane kocaman kuleye sahipti.Kendisinin ve Annesinin bulunduğu oda 2.kattaydı

Annesi biraz daha Katın kuzey bölümünde bir odadaydı.Kendisi biraz daha güney bölümdeydi.Her bölgeye giden bir oda vardı

Aurore gepgeniş merdivenlerden aşağıya doğru indi.Hem Taht Odasının ve hemde Yemek Salonunun olduğu kata gelmişti

Yeniden,Muhafızların ve Hizmetçilerin dolandığı koridorlarda dolanmaya başladı.Geçerken herkese 'günaydın' demeyi de ihmal etmiyordu.Prensesin bu tatlı jesti Saray Halkı tarafından sevilen bir şeydi

Sonunda Yemek Odasının bulunduğu altın renkli kapıları açtı.Yemek Odası bayağı geniş bir yerdeydi.Tam tamına 200 kişiyi alabilecek kadar geniş bir odaydı.Upuzun,koyu bir kahverenginde olan masalardan vardı.Masaların üzerinde beyaz renkli masa örtüleri seriliydi.Masalardan 2 tane vardı ve her masada 100 tane koltuk vardı

Gözleri ile Büyükanne Orabelle'i aradı ancak Orabelle'in yanında Annesini de görünce hafiften yutkundu

Annesi genelde,Dış işlerle uğraştığından,Sarayda belki de nadiren bulunurdu.Onu burada görmek şok ediciydi

Nazikçe Annesine ve Büyükannesine doğru yanaştı ve ikisine de selam vardı.Orabelle tatlı bir biçimde gülümserken,Annesi biraz daha nazik bir biçimde gülümsüyordu.Annesinin sağındaki boş yere doğru oturdu Ve kahvaltısını yapmaya başladı.Bu esnada ise annesini kesiyordu

Annesinin üzerinde klasik Kraliçe elbisesi vardı.Lacivert renginde ve sadece göğüsüne kadar gelen bir üst kısım vardı.Aynı şekilde göğüs kısmında başlayan ve orta parmağında biten ince bir lacivert rengi koltuklara sahipti.Omuzları tamamen açıktı.Göğüsten,eteklere kadar kalın lacivert bir kumaşa sahitpti.Göğüsünden neredeyse çenesine kadar ise buz mavisi renginde,ince bir kumaşa sahip olan kıyafete sahipti.İlk önce o buz mavisi kıyafeti giyiyor,üzerine ise lacivert renkli elbisesini giyiyordu

Saçları tıpkı Aurore gibi beyaz renkliydi ama Aurore'un aksine Kraliçe'nin beyaz saçları uzun ve lüle lüleydi.Gözleri bir Büyücü Melezi olduğundan,ak kısmı siyahtı,gözleri ise açık bir grimsi mavi rengiydi.Göz bebekleri ise beyazdı

Elysium Kraliyet ailesinin göz bebekleri her zaman beyazdı.Bu onları diğer ırklardan ayıran tek şeydi.Gözlerin ak kısmı ne tür olduğunuza göre değişirdi ama genel olarak beyazdı

Annesinin,kafasında ince ancak bir o kadarda gösterişli altından yapılma bir taç vardı.Genel olarak Aventurin ve Koyu Renkli kocaman bir Safir'in var olduğu taşlar mevcuttu.Saçlarını kapatan uzun,Gümüş rengi bir şala sahipti.Bu şal sadece saçlarının arka kısmını kapatıyordu,Kahkülleri ve bukleleri bembeyaz birer ay parçası gibi parlardı

"Aurore? Bir sorun mu var canım?"

Annesi,ona doğru endişeli gözlerle bakıyordu.Bu zamana kadar annesini kestiğini bile fark etmemişti.Annesi elini Aurore'un alnına değdirdi

"Ateşin mi var yoksa?"

"Yok,Yok anne.Sabah olduğundan biraz dalgınım sadece"

"Tamam"

Elysium Krallığı-Prenses ve KaranlıkWhere stories live. Discover now