1.bölüm

89 12 7
                                    

Ve zaman usulca fısıldadı,bana
bırak...

Evet millet! Kavgalardan nefret ediyorum eminim ki siz de öylesinizdir ve ben şu an bir kavganın ortasındayım annem ve babam her zamanki gibi kavga ediyordu.
Ve ben boş gözlerle onları izliyordum ve gerçekten çok sıkılmıştım hadi ciddi bir kavga olsa neyse diyeceğim Allah aşkına sırf babam"sezen aksu'nun sesi çok güzel" dediği için annem ona bağırıyordu "beni hep başka kadınlarla karşılaştırıyorsun!" Hayda konu nereden nereye geldi ya "sen de beni erkek oyuncuları ile karşılaştırıyorsun" cidden sıkılmıştım sakince ayağa kalktım ve ortamı terk ettim ama ruhları bile duymadı odama gidip çantama birkaç test kitabı atıp evden çıktım ailem gene görmemişti.

Bir yandan şanslıydım nereye gidiyorsun diye sorgulanmıyordum bu sene sınav senemdi lise son sınıftaydım ve çok çalışmam gerekiyordu bu evden ve kavgalardan kaçmanın tek yolu buydu.

Yolda giderken kuzenimi aradım o da beni bile aynı yaştaydı arkadaşım olmadığı için onu arayıp onunla ders çalışıyordum
Telefonu çıkarıp Duru'yu aradım
Telefon üçüncü çalışında açıldı
"Efendim Eda"
"Müsaitsen seninle ders çalışabilir miyiz"

Bir kaç saniye bekledi ve cevap verdi "ya şey kusura bakma ailem ile dışarıdayım daha sonra çalışalım olur mu?"
Kuzenimin ailesi ile arası gerçekten iyiydi ve sınav senesinde daha bı üstüne düşmüşlerdi ders çalıştığında kafasını dağıtması için onu dışarı çıkarıyorlardı motive edip yapabileceğini yapamazsa da sorun olmuyacağını söylüyorlardı.
Benim ailem öyle değildi sınavın ne zaman olacağını bile bilmiyorlardı
"Olur. Size iyi eğlenceler" dedim tekdüze bir sesle
Telefonu kapatıp cebime koydum ellerimi montumun cebine yerleştirip kütüphaneye doğru yürüdüm

Kuzenim ders çalışmak için pek müsait olamıyordu ya ailesi ile eğleniyordu ya da başka arkadaşları ile ders çalışıyordu onun aksine ben de ne ailemle eğlenebiliyordum ne de arkadaşım olduğu için arkadaşlarımla ders çalışabiliyordum ama tek çalışmak her zaman daha iyidir derse kolayca odaklanabiliriz.
"Böyle cümlelerle Kendini kandırdığının farkındamısın?"

İç sesime haklısın demek istemiyordum kendimi kandırdığımı farkındaydım ama buna inanmak istemiyordum...
Düşüncelerimden sıyrılıp yürümeye devam ettim yaklaşık 10 dakikalık yürümenin ardından kütüphaneye varmıştım içerideki boş masalardan birine yerleşip kulaklığını taktım müziksiz asla ders çalışamazdım arkadaş gibiydik en azından insanların boş konuşmalarının kulaklarıma ulaşmasını engelliyordu tabii kütüphanede insanlar konuşmuyordu ama
En ufak bir ses bile beni rahatsız ediyordu sayfa sesi,kalem sesi bu tür şeyler sinirlerimi bozuyordu sanırım sinir bozukluğum vardı ama umurumda mı?
"Bence hayır"
İç sesime hak veriyorum.
Umrumda olan daha önemli şeyler var müzik listemden rastegele bir şarkı açıp ders çalışmaya başladım

Bir saat sonra
Bir saat kafamı kaldırmadan direkt kitaba bakmıştım kafamı kaldırıp sağa sola çevirerek gevşetmeye çalıştım bir yandan söyleniyordum "kesin boyun fıtığı oldum" karşı masada ki kız kafasını kaldırıp delici bakışlar ile bana baktı ben dururmuyum bende ona dik dik baktım sonunda pes edip gözlerini kitaba çevirdi.

Kafamı tekrar sağa çevirdiğim de gözleri dolu dolu kitaba bakan bir kızı gördüm kalem elindeydi sadece çevirip duruyordu yanağına doğru bir kaç damla göz yaşı süzüldü.

Daha sonra çantasını toparlayıp çıktı.Neden ağladığını merak ettiğim için ben de çantamı toplayıp peşinden çıktım.

Arkasından yürürken,kız gördüğü ilk banka oturdu biraz tereddüt etsem de ben de hemen yanına oturdum başını kaldırıp soran gözlerle bana baktı
"Neden ağlıyorsun?" Dedim sakince "seni ne ilgilendirir"
Derin bir nefes aldım "seni ağlarken gördüm ve nedenini merak ettim neden ağlıyorsun?"
Bir kaç saniye gözlerime baktı "anlatmak istemiyorum"
"Belki anlatırsan rahatlars-"
Sinirlice bana baktı göz yaşları hâlâ akıyordu "işine baksana sen! Dinleme beni tamammı"
Ayağa kalkıp hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı

İnsanlar neden böyleydi düzgünce soru sordum azar yedim iyi mi açıkçası böyle çıkışmasına bozulmuştum. Gözlerimi kapatıp gökyüzüne baktım bir kaç dakika sonra alnıma yağmur damlası düştü gözlerimi açtım ve gülümsedim yağmuru seviyordum...bana yaşadığımı hissettiriyordu yağmur hızlandı ve tüm İstanbul yağmura teslim oldu...

Evet ballarım bu bölüm ilk bölüm olduğu için kısa oldu biliyorum kitabımı okuyun çünkü hayallerim var yazar olmak istiyorum en büyük hayalim bu bana destek olursanız gerçekten çok mutlu olurum diğer bölümleri uzun tutmaya çalışacağım okuduğunuz için teşekkür ederim:) ve bölümler bir aksilik çıkmazsa 2 hafta içersinde atmaya çalışacağım bir hafta içinde de atabilirim ama geciktirmemeye çalışırım❤️

Sonsuz karanlık Where stories live. Discover now