5.Bölüm

72 5 9
                                    

"hani kimseye zararın yoktur ama sen ziyan olmuşsundur  ya, öyle işte..."

Nihayet okuldan çıkmış eve yürüyorduk Çağrı ve Sena bir az önce yanımızdan ayrılmışlardı söykediklerine göre aynı mahalledelerdi.

Berk,Efe ve ben hâlâ yürüyorduk. Efe bir anda kolumu tuttu "Eda...ben arkadaşım ile buluşacağım anneme söyleme olurmu? Okulda arkadaşı ile proje yapacakmış de"

Olumlu anlamda kafamı salladım ve bizden ayrıldı Berk ile yürümeye devam ettik bir süre yürüdükten sonra koluma dokunduğunda ona döndüm
"Bir yere otursak olurmu? Eve gitmek istemiyorum..." Sesi neden bu kadar hüzünlüydü?
"Olur oturalım."

Buraları bilmediğim için o yürümeye başladığında peşinden gittim.İlerdeki parka doğru gittiğinde banklardan birine oturdu ve bende hemen yanına geçdim.

Konuşmasını bekledim
Sadece sustu.

O sustu

Ben sustum

Sonunda dayanamayıp "Eee" dedim derin bir nefes verdi
"Sevmiyor" dedi
"Kim sevmiyor?" Dedim anlamaz bir ifade ile, "Sena..." Sesi kısıktı.
"... Sena beni sevmiyor" sanırım...ne olduğunu anlamıştım Berk aşıktı...
Sena'ya aşıktı
"Beni görmüyor ki" dedi boş bir sesle
"Belki seviyordur seni"dedim
Gözlerini kapattı "kendi gözlerimle görüyorum Eda,sevmiyor işte arkadaş olarak görüyor.Ben onun gözleri önünde eriyorum kör olmuş gibi görmüyor." Gözlerini açtı bana baktı.

"Onunla konuşmamı ister misin?"

"Hayır yapma bunu işler daha kötüye gider" başını yan tarafa doğru çevirdi. Hüzünle ona bakmaya devam ettim "ağlamak istiyorsan ağla dök içini"

Cevap vermedi ve yeniden sessizliğe gömüldü.

Bir kere daha aşkın acı çektirdiğine şahit oldum. Aşk öldürmüyor süründürüyordu.
Ne aşklar vardı ölümle sonlandı ne aşklar vardı engeller yüzünde ayrı kalındı.

Bı yerde görmüştüm diyordu ki; eğer aşk gerçek olsaydı ölen karısı için satırlarca şiir yazan adam, karısının cenazesinde başka bir kadına aşık olmazdı...

Ben kendi düşüncelerim ile boğuşurken bir anda gök gürledi sesin şiddeti ile yerimden sıçradığımda yüzüme yağmur damlaları düşmeye başladı

Dudağım usulca yukarı kıvrıldı ve bakışlarım Berk'e döndü
Ağlıyordu.sanki yağmur onun göz yaşlarını gizlemek istermiş gibi şiddetini artırmaya başlamıştı.

"Aralık ayındayız kar yerine yağmur yağıyor" dedim
Onunda dudakları usulca kıvrıldı
"Aynı benim gibi kafası karışmış olmalı..." Ne diyeceğimi bilemiyordum "kafan çok mu karışık?" Bu sefer gözlerini gizlemedi bana döndü. "Öyle bir karışık ki..." Derin bir iç çekti
"...görsen içinde kaybolursun"

"Berk" dedim dikkatini bana vermesini sağlayarak,dikkatle gözlerime baktı.

"Bak çok seviyorsun biliyorum ama böyle gitmez kafan çok karışık,Ne yapacağını bilmiyor Bir köşeye silmiş onu izliyorsun. Böyle oturursan olmaz. Çünkü sevdiğini gizlersen başka biriyle izlersin bir şeyler yap,dene, çabala bu hayat emek vermeden yaşatmaz bizi etrafına bir bak herkese emek veriyor,çabalıyor Emin ol ben sana bu yolda yardım edeceğim bana güvenebilirsin,"

Dudakları aralandı sanki göz bebekleri titredi sonra bir şey demeden ayağa kalktı."hasta olma eve git" elini kalkmam için bana uzattı,eline baktım bir kaç saniye sadece baktım

Tam elini indirecekken sıkıca tuttum elini ve ayağa kalktım

Elini çekip montumun fermuarına götürdü ve fermuarı sakince yukarı doğru çekti "üşüme" dudaklarımda yarım bir gülüş oluştu.

Sonsuz karanlık Où les histoires vivent. Découvrez maintenant