3. Bölüm

189 100 62
                                    


Elime aldığım kahvelerle İpek'in yanına doğru yürümeye başladım.
Tabiki o kafedeki keremidir kerimidir o çocuğa küfürler yağdıra yağdıra.
Pislik ya, sen hem gel dibimde dur, hem de beni aşağıla. Aptal çocuk. egoyist, pislik, kendini beğenmiş ve daha bir çok şey.
İpek'in yanına vardığımda sinirli olduğumu anlayacak ki hemen ayağa kalkıp,

" Noldu lan burnundan soluyorsun" dedi. Bende derince bir nefes verip

" Evet kafeteryada manyağın biri beni deli etti" dediğimde İpekte kaşlarını çatıp,

" Noldu kızım anlat"

" Ya kafeteryada kahve alırken bir tane çocukla çarpıştık" diyerek başladım.

" Oo aynı filimlerdeki gibi aşk seziyorum hocam"

Hemen İpek'e gözlerimi devirerek,

" Üf saçmalama İpek ne aşkı ne filmi ya dinle dur"

" Tamam ya, ee sonra"

" İşte çarpıştık. Kahve elime birazda yere döküldü" dediğimde İpek hemen üstümü kontrol edip,

" Lan iyimisin elin yanmadı değilmi"

" Yok yok iyiyim birşey yok. Neyse işte, ben orda elimle falan uğraşıyorum çocuk ne dese beğenirsin" dedim cevabı bekleyerek.

" Ne dedi " cevap geldiğinde

" Sakarmısın, ayakabımı batırıyordun. Dedi. 
Düşünebiliyor'musun. birde bütün kafeteryadakiler bize bakıyordu, ona hiç anlam veremedim zaten"  Dedim.

" Oha hayvan herif ya. Salakmı bu. benim aşkımın eli yanıyor çocuk ayakabısına takmış. Öküz "

" Sorma gereksiz insan işte. Neyse ders başlamak üzeredir hadi derse gidelim"

" Boşver aşkım sen. Takma böyle insanları. Gerçi böyle kişiler nasıl hukuk bölümü okuyabiliyorlar anlam veremdim"

" Orası ayrı mevzu zaten. Hadi hadi gidelim"

Diyerek İpekle okula doğru girdik
Sınıfımız 2. Katta olduğu için 2. Katta çıktık. Sınıfa girdiğimizde normal lise sınıfı gibiydi ama ortak derslerde amfide ders görücektik .
İpekle cam kenarında arkalarda bir yer seçip oturduk. Sınıfımız 35 kişiye yakın öğrenciyle doluydu. Şöyle bir sınıfa göz gezdirdiğimde değişik tipte bir çok insan vardı.
Hocanın içeriye girmesiyle sınıftaki herkesin sesi kesilmişti. Hocamız 1/65 boylarında sarışın beyaz tenli bir kadındı. Kırmızı diz boyu bir etek üstünede klasik beyaz gömlek giymişti. Saçlarını açık bırakmış, abartı bir makyajla kombini tamamlamıştı.
Eh yani beterin beteri var yorumsuzum. Hocanın konuşmasıyla bütün dikkatimi oraya verdim.

" Evet gençler hepinizi öncelikle tebrik ediyorum. Hukuk bölümünü kazandığınız için. Fakat hukuk zor bir meslektir yeri geldiğinde pes etmek istersiniz. Yeri geldiğinde'de daha hırslanırsınız. ama eğer bu bölümü okuyorsanız ikisinide eşit tutmak zorundasınız. Ve bunu nasıl yapıcağınızı en kısa zamanda size öğreticez." Diyerek masasına oturdu ve sözlerine devam etti

" Öncelikle biraz sohpet edelim sonra derse geçeriz, ama önce size koyduğum bazı kuralardan bahsedicem" diyince sınıftan bir ögrenci

" Burdadamı kuralar hocam. Nedir o kuralar" dediği zaman hoca çocuğa dönerek

" Kuralsız bir yer yoktur. Ve eğer o kuralar uymayanlar olursa sonuçlarına katlanırlar. Kural dediğim şey, derse benden sonra gireni almam. Verdiğim dersleri yerine getirmeyen, saygısızlık  yapan ve en önemlisi sözümü kesen. bunun gibi minik kuralar" dedi.

İLKEWhere stories live. Discover now