Tehdit

344 21 0
                                    

Cumartesi akşamı Eleanor Montreal'daki hotele vardı ve Charles'a teşekkür mesajı attı. Görüşememişlerdi çünkü yarın yarış günüydü. Antreman ve sıralama turlarına yetişemediği için sadece yarışı izlemeye gelmişti Eleanor. Charles ile çok iletişim kuramamalarını heyecanını ve meşguliyetini anlayabiliyordu. Önemli olan buraya gelmesi ve onu canlı canlı yarışırken izleyebilecek olmasıydı.

Ertesi sabah erken saatlerde hotelden ayrılıp piste doğru yol aldı. Montreal şahane bir şehirdi. Amerika olmazsa şayet şansını Kanada'da denemeyi düşünüyordu. Ama kışları korkunç derecede soğuk diye vazgeçmişti. O Akdeniz insanıydı ne de olsa İtalyan'dı. Piste geldiğinde her yer çok kalabalıktı. Ferrari padokuna gireceği için çalışanlardan birisi ona eşlik ediyordu ve pisti tanıtıyordu. Terimlere hakim olmadığı için Eleanor sadece anladım diye geçiştiriyordu.

Padoktan içeri girdiğinde herkes bir şeylerle uğraşıyor, bir koşturma ve telaş içindelerdi. Charles'ın 16 numaralı aracının yanına geldiler. Bu aletler 300 km'ye kadar hızlanan canavarlardı. Kaza yapıp bazen nasıl sağ çıkıyorlardı Eleanor hayret ediyordu. Umarım kimseye bir şey olmaz diye dua etti. Charles Eleanor arabayı incelerken yanına geldi. Sarıldılar. Uzun zamandır birbirlerini görmemişlerdi. Eleanor ona bir motivasyon konuşması yapmaya çalıştı; ne olursa olsun başaracağına emindi. Her ne kadar bulunamasa da televizyondan veya internet üzerinden diğer yarışlarını takip etmişti. Charles hırslıydı. Hep daha iyisi olmaya, elininden geleni ardına koymamaya çalışıyordu. Bunun farkındaydı.

"Teşekkürler Eleanor. Burada olman bile bana moral veriyor inan." Gözlerinin içine bakıp gülümsedi. Birazdan yarış başlayacağı için mühendisler panikle yanlarına gelmeye başlayınca Eleanor Charles'a şans dileyip üst kata locaya çıkıp ona ayrılan masaya oturdu. Son hazırlıklar tamamdı, Pole Position'da Hamilton hemen onun arkasında Verstappen, üçüncü sırada da Leclerc vardı. İçinden bütün bildiği duaları okudu ve yarış başladı.

Beş turdan sonra Charles, Max'e yaklaşıp onu sollayarak ikinciliğe çıktı. Arayı açması gerekiyordu yoksa daha çok tur vardı. Max ona yetişip yeniden ikinci olabilirdi. Tam yarışın heyecanlı anlarında Eleanor'un yanına bir kadın geldi. Eleanor onun en başta kim olduğunu anlayamamıştı. Kumral saçları, hafif esmer teni ve pürüzsüz cildi ile asalet akıyordu adeta bu kadından.
"Merhaba Eleanor oturabilir miyim?" diye sordu. Eleanor onaylar şekilde kafasını salladı. Belki de loca kısmında oturucak yer bulamayan birisiydi diye geçirdi içinden ama adını nereden biliyordu diye düşünmeden edemedi. Boyunlarına takılan kartlıklarda isim yazmıyordu ki. Karşısındaki sandalyeye otururken onu iyice süzdü. Aman Tanrım, bu Charles'ın kız arkadaşı, geçirdi içinden.
"Beni nereden tanıyorsunuz?"

"Ben her şeyi bilirim ama sen belliki henüz beni tanımıyorsun. Ben Alexandra, Charles'ın kız arkadaşıyım." Son cümlesini vurgulayarak söylemişti. Aslında Charles ile konuşurken bir yerlerden gelmediğine şaşırmıştı. Ama Charles onu buraya davet ettiği için belki kız arkadaşı bugünki yarışta yoktur diye düşünmüştü. "Memnun oldum Alexandra." dedi Eleanor. Ne için onun masasına gelmişti anlayamadı.

"Neden buraya geldiğini sorabilir miyim? Charles'ın kafasını mı karıştırmaya çalışıyorsun?" Alexandra masaya kollarını koyup biraz daha ona yaklaştı. Eleanor ile Charles sadece arkadaştı ve Eleanor arkadaşça olan bir daveti kabul etmişti o kadar. Her ne kadar aralarında anlamsız bir çekim de olsa bundan daha fazlası değillerdi.

"Charles beni davet etti yoksa bu sporla ilgilenmiyorum. Ayrıca neden kafasını karıştırmak isteyim? O benim arkadaşım sadece o kadar."

"Umarım öyledir Eleanor. Ama sana ondan uzak durmanı söylediğim halde onunla Monako'da buluştun. Bunu es geçtim çünkü bir daha aylar boyunca görünmedin şimdi ise buradasın."

"Eve zarfı bırakan sen miydin?" Eleanor şaşkınlık içerisindeydi. Bildiğin tehdit ediliyordu. Herhangi bir fandan değil, zarf direkt Alexandra'dan gelmişti.
"Bendim veya bir başkası sonuç olarak farketmiyor. Buraya gelmemeliydin. Bundan sonra olucaklardan ben sorumlu değilim." Sinsice gülümseyip masadan kalkıp gitti. Onu neyle tehdit edicekti ki? Charles'a onu mu kötüleyecekti? Veya ona zarar mı verecekti? Hiçbir şeyi olmayan birisiydi. Charles'ı onun elinden almak gibi bir niyetide yoktu sadece ona destek olmak için gelmişti. İçinde her ne kadar ona karşı beslediği bir takım duygular olsa da kalbine gömmeyi çok önceden kabul etmişti.

Yarışı birincilikle bitiren Charles oldu. Eleanor ayağa kalkıp onu alkışladı. Mercedes'i son üç tur kala geçmişti ve birinciliğini koruyup damalı bayrağı gören o olmuştu.
Podyuma doğru gitmek için kalabalığın arasına karıştı Eleanor. Ve yarışın ilk üçü podyuma çıktı. Üçüncü Hamilton, İkinci Verstappen'dı. Ve en son Charles çıktı. Sonra birbirlerine şampanya patlatıp başarılarını kutladılar. Charles kalabalığın arasından Eleanor'un onu alkışladığını gördü ve ona göz kırptı. Eleanor kızarmıştı. Onun sevincinin fotoğrafını çekip story'e attı ve onu etiketledi. Alexandra'nın sözleri umurunda değildi ona ne yapabilirdi ki? Onlar sadece arkadaştı. Arkadaş. Charles'a karşı hissettiği her neyse içinde yaşayabilirdi ama yine de onu arkadaş olarak desteklemeye devam edecekti.

Podyumdan sonra padokta tekrar karşılaşan Charles ve Eleanor sevinçle birbirlerine sarıldılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Podyumdan sonra padokta tekrar karşılaşan Charles ve Eleanor sevinçle birbirlerine sarıldılar. Eleanor onu tebrik etti. "Tanrım Charles ıslaksın, her yerin şampanya." güldüler. "Çok iyiydin." Diye eklemeyide unutmadı. Charles Eleanor buraya geldiği için minnettardı. "Sen olmasaydın olmazdı Eleanor, bana şans getirdin. Lütfen diğer yarışlarıma da gel." Charles bu konuda ciddiydi ama Eleanor'un bir yığın sorumluluğu ve işi vardı. Ama onu kırmamak adına "En yakın zamanda tekrar geleceğim." Ve vedalaştılar. Eleanor hotele doğru yola çıktı. Charles ise kutlama yapmak için takımıyla birlikteydi. O sırada padoktaki konuşmayı uzaktan izleyen Alexandra, Eleanor'a bir ders vermeye karar verdi.

Tam bir Alexandra düşmanı gibi göründüğüme eminim aranızda onun severleri varsa bunun için üzgünüm kendisiyle hiçbir sorunum yok ama Charlotte'yi daha çok seviyordum😅 Bu arada hikayenin gidişatında onun takıntılı olmasını gerçek hayattada böyle olduğunu düşündüğüm için yaptım; gereksiz bir bilgi olabilir ama söylentiye göre Alex, Charles'ın sürekli yanında olabilmek ve takip edebilmek için üniversiteyi bırakmış, ne kadar doğrudur bilemem tabiki her neyse buraya kadar beni okuyup desteklediğiniz için teşekkür ederim💖 devam edicek 💖✨

𝐿𝑜𝓋𝑒 𝐼𝓈 𝒜 𝒢𝒶𝓂𝑒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin