1

106 28 115
                                    

"Ya! Ama ben de oynamak istiyorum Ömer!" Yerimde zıpladım ve ellerimle ona yalvarır gibi bir hareket yaptım.

"Ya Mavi hayır! Sen,bi-ne-mez-sin!" Gözlerim dolarken hıçkırarak ağlamaya başladım. "Bende binmek istiyorum!"

Bizim Parka ,iki ağaç arasında hamak kurmuşlardı. Tüm mahallenin çocukları gelmiş,binmek için sıra beklemeye başlamıştı. Hamak Ömer'indi;ve Ömer,benden nefret ediyor. MÜKEMMEL!

"Ya kes sesini. Seninle uğraşamam." Gözlerimi silip burnumu çektim. "Öyle mi?" Ayağa kalkıp eve doğru yürüdüm. Bana sırıtarak bakıyordu. Yönümü onların evine çevirdim. Evlerimiz yan yanaydı ve annesine onu şikayet edecektim. Bakalım şimdi ne yapacak!

"La pembe buraya gel!" Arkamdan seslendi ama binaya girdim. Açık kapının önündeki saçakları çekip içeri seslendim "Hatice Teyzee!" Biraz sonra tezgaha bırakılan tencere ve Hatice Teyzenin sesi geldi "Efendim kuzum?"

Ona ağlamaklı bir ifade ile baktım. "Ömer hamağa binmeme izin vermiyor." Bir anda kaşları çatıldı "Ne demek izin vermiyor?" Hemen terliklerini giydi ve örtüsünü düzeltip çıktı. Bende arkasından gittim.

Parka gelmiş,hamağı sökmek için iplerin düğümünü çözüyordu. Çocuklar hayal kırıklığı ile izlerken bu sefer Ömer ağlıyordu. "Anne ya! Anne! Ya anne çözme..." O annesine yalvarırken Hatice Teyze hamağın bir tarafını sökmüştü bile. "Maviyi neden oynatmıyorsun? Ne garezin var kıza? Bir de abisi olacaksın!" Ömer bana ve sonra tekrar annesine baktı. "Ben onun abisi değilim!" Tabii ki de değildi.

"O da oynayacak. Yoksa sökerim." Ömer gözlerini silip başını salladı ama yan yan bana bakıyordu. Bense ellerimi çırpıp ona dil çıkardım.

"Aferin. Ben de börek yaptım zaten. Oynayın sonra Melekgili de çağırın gelin yiyin." Biz onu onaylayınca hamağı tekrar bağlayıp gitti. Ben de hamağa oturdum ve Ömer sallamaya başladı.

Bir süre sonra çok hızlandı. Hem burası yerden de yüksekti. Ya düşersem? "Ömer,dur!" Durmadı,daha da hızlandı. "Ömer!" Çığlık atarak düştüğümde gülmeye başladı. Ben ağlarken gülüyordu. (Not:Bu olay gerçek arkadaşlar ve ben şuan bile o anı düşününce tüylerim diken diken oluyor. Uzanıyordum ve bir anda hızlıca dönmeye başladı çok korkunçtu. Gerçekten iğrenç bir şey.)

Aptal çocuk.

Bir süre daha onları izledim ama hiç konuşmadım. Zaten Ömer beni unuttu hemen. Ben de Melek ve Eylül ile oynadım. Kumdan pasta, yapraklardan sarma yaptık. Tam eve gidecektik ki Hatice Teyzenin kızı Ebrar abla seslendi "Melek! Kuzenlerini de al gel!" Melek abla bana baktı. "Mavi'nin annesi nenelerde  Ebrar abla!"

Ebrar abla bekleyin işareti yapıp içeri girdi. "Annesinin haberi var, hadi gelin!"

Biz onlara gittiğimizde sofra kurulmuştu. Biz börek yemeye gelmediğimiz için Hatice Teyze bizim payımızı da ayırmıştı. "Alın kızlar. Bunlar patatesli,bunlar da kıymalı."

Yemeye başladığımızda televizyondan gelen haber sesleri dışında neredeyse ses yoktu. Bizim ailede sofrada konuşmak yanlıştı -babalar ile amcalar iş hakkında konuşmuyor ise eğer- ve bu yüzden çocuklar olabildiğince hızlıca yiyip kalkmaya çalışırdı.

Ömer elimdeki böreğe bakınca yarısını koparıp ona uzattım. Bir bana bir de elimdeki böreğe baktı ve sonunda aldı. Yemeğim bittiği için kalkıp yan odaya geçtim.

Yerde sadece arabalar vardı. Ben arabaları sevmem ki. "Taso oynamayı biliyor musun?" Ömer'in sesi ile ona döndüm. "Yoo bilmiyorum. Çok saçma bir şeye benziyor." Bana ters ters baktı "Oynamadan bilemezsin." Ellerimi belime koyup ona gözlerimi kısarak baktım. "Muhammed oynarken hep izliyorum. Çok sıkıcı." Güldü. Gamzesi çok sevimliydi. Benim neden gamzem yoktu ki?

"İzlemek sıkıcıdır. Oynarsan çok seversin." Utanarak konuştum  "Oynamayı bilmiyorum." Hemen cevapladı "Öğretirim?" Ona ciddi misin der gibi baktım "Daha bu sabah beni düşürdün! Senin yüzünden rezil oldum Ömer." Yere oturup taso poşetini döktü. "Özür dilerim." Kaşlarımı çattım. "Sorun değil."

Gülümsedi "Hadi lan gel de oynayalım." Kafamı salladım "Sen oyna ben izliyorum." Tamam der gibi başını salladı ve oynamaya başladı. Sonra Melekler de geldi ve evcilik oynadık. Yine de arada Ömer'in taso oynamasını izledim ve sonunda dayım bizi nenemlerin evine bıraktı.

Bütün gece annemlerin yanında oturup abur cubur yedik ve sabaha karşı annem kıçımıza terlikle vura vura bizi yataklara gönderdi.

Uyumadan önce Ömer'in gülünce derinleşen gamzelerini düşündüm ve yanaklarımın ısındığını hissettim. Sonrasında da uyudum.



__________________________________
ARKADAŞLAR!
BU BÖLÜMDEKİ BİRÇOK KISIM GERÇEK.

Ve ben aslında -her ne kadar özür dilemiş olsa da- zorbalık görmüştüm.  Burada anlattığım kızım haricinde daha bir çok olay var. Her neyse.

Bölümler kurgu ve gerçek karışık olacak;aralarda not düşmek gibi bir huyum yoktur ama bu kitapta kendi hislerim, anılarımda canlanan görüntülerden de bahsedicem.

Fikirleri de söyle alalım =>>>

Umarım beğenirsinizzz

İyi okumalar ♥

BİZİM PARKWhere stories live. Discover now