Bölüm 7

38.3K 2.5K 1.4K
                                    


Patenlerim eski olmalarına rağmen buzun üzerinde yıldırım gibilerdi. Her dönüşümle beraber bir fırtına yükseliyordu çeliklerimin altında, havada dans ettiriyordu bedenimi. Gözlerimden çıktığını hissettiğim buz gibi bakışlar, içimdeki hırsın dışa vurduğu bir büyü gibiydi. Her bir dönüş, hissettiğim nefretin, yaşadığım haksızlıkların ve söyleyemediğim cümlelerin çığlığı gibiydi.

Buz yalnızca vücudumu değil, duygularımı da özgür bırakmamı sağlıyordu. Serbest bir şekilde dönerken rahatlayan zihnimin yarattığı boşlukta nefes alabiliyordum.

Her bir paten darbesi, önüme çıkan engelleri kırmak için atılan bir tekmeydi. Her dönüşüm, buzu yakıp eriten bir kıvılcımdı. Sonat'ın elleri belimi bulduğunda ona bakıp gülümsedim.

Sonat'ın her dönüşünde asaleti, sıcak yüreğinin samimiyetini hissediyordum. Ben kızgın bir ateşken o usul usul akan bir dereyi andırıyordu. Aynı hızla hareket ediyorduk ama bambaşka duyguların sembolüydük. Onun her hareketinde huzur veren bir dinginlik varken, benimkinde mücadele ve hırs belli ediyordu kendini.

Beni tutup havaya kaldırdığında rüzgarı daha fazla hissettim bedenimde. Serbest kalan sinirlerimin içinde süzüldüğüm boşluğa akmasına izin verdim. Bir kıvılcım gibi parlarken buzun üstünde, gözlerimi kapatıp kendimi tamamen Sonat'a bırakmamak için zor duruyordum.

Beni güvenle buzun üzerine indirdiğinde çeliklerimin keskin yüzeyi buzun soğuğuyla birleşti. Patenlerimin bıraktığı izler yalnızca birkaç çizik değil, akıttığım her ter damlasının yansımasıydı. Buzun üzerinde yalnızca kaymıyorduk, içimizde tutkuyu buzun soğuk yüzeyine kazıyarak verdiğimiz emeğin sonucunu haykırıyorduk. Dudaklarımız kapalı, patenlerimiz keskindi. Yüzümüzdeki gülümseme, çektiğimiz acının bir maskesiydi. Seyirci ana kapılmalıydı. Büyülenmeliydi. O sırada ne kadar yorulduğumuz, bu hareketleri yaparken nasıl defalarca yere kapaklandığımızı düşünmemeliydi.

Zarafetle süzülen bir çift görülmeliydi. Kazanmaya oynayan isyankar ruhların pistten çıkana kadar içimizde kalması gerekiyordu.

Sonat beni bir kere daha kaldırdığında hangi hareketi yapmak üzere olduğumuzu biliyordum. Beni sıkıca tutacak, havada dönmemi ve sağ ayağımın üzerine sağ salim inmemi sağlayacak olan ivmeyi verecekti bana. Derin bir nefes alarak kendimi telkin ettim. Defalarca kez yaptın bunu, bir kez daha yapabilirsin.

Saniyeler pist etrafımda daireler çizerken dakikalara dönüştü ve bir kez daha başarıyla iniş yaptım. Tam hırs ve sevinçle dolu bir şekilde yumruğumu havaya savururken Sonat yavaşlayarak elini çak yapmak üzere havaya kaldırdı. Eldivenlerimiz buluşurken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. ''İyiydi.''

''İyiydi.'' Bastıra bastıra söylemiştim çünkü ilk defa tüm koreografiyi düşmeden tamamlayabilmiştik.

Antrenörümüz Sasha ağır hareketlerle pistin kenarına doğru yaklaştı. Gözlerinde cesaret verici bakışlar vardı ama bundan tam emin olamıyordum. Sasha'dan güzel bir şeyler duymaya alışık değildik. İyice yaklaştığında, yüreğimdeki gurur ve hırs silinerek azaldı.

''Bir dakika durun,'' dedi gür bir ses tonuyla. Ellerini ince beline yerleştirip yanımıza kaydı. Gözlerinde belli belirsiz bir parıltı vardı. Bunun ne anlama geldiğini biliyordum. Yeni bir hareket yapmak zorunda kalacaktık. Bize acı çektirecek olmanın verdiği keyfin göstergesiydi bakışları.

''Çok iyiydi. Enerjiniz, uyumunuz, hepsine bayıldım ama yeterli değildi. Daha tehlikeli, daha cesaret isteyen hareketlere ihtiyacınız var. Öne çıkmak zorundasınız. Öne çıkmak için de risk almanız şart. Milli takım puanınız zaten yüksek. Şimdi sıra birincilikte.'' Gülümsedi. Bizi öldürmek istediğine emindim. Buraya kadar, diye düşündüm. Yeni harekette buza kafa atmamızı isteyecek ve işimiz bitecek.

Buzdan Kıvılcım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin