V

1.2K 233 1.1K
                                    

Öylece boşluğa bakıyordu Jimin.Ağlamaktan gevşeyen kılcal damarlarının aklarına dağıttığı koyu kırmızılıklarla şişmiş gözleri bomboş parkelere bakıyordu.Yanaklarında kurumuş beyaz kurumuş hatlar yerini koruyordu.Bir süre sonra bitkin düştüğü için gecenin sonuna doğru ağlamaya hali kalmamıştı.

Gecenin kasvetli karanlığının yerini alan pencereden sızarak üzerine düşen güneş ışınlarıyla hala aynı konumdaydı.Jungkook,tarafından fırlatıldığı yerde vücudunu toplamış,bacaklarına sıkıca sarılmış kollarına giren kramplar ve kaburlaştırdığı sırtından anbean yükselen sızıyla bayık bayık yere bakıyordu.

Bundan sonra olacakları kestiremiyordu.Dün şahit olduğu tartışmadan sonra kulaklarına ulaşan son sözler dünyasını karartmıştı.Zaten aydınlık yüzü görmediği hayatı ellerinden kayıp gitmiş Jeon Jungkook'un pençelerinin arasına düşmüştü.

Gözleri tekrar kamaştı.Düşünceleri göğsüne bir kaya gibi düştü,ciğerlerini ezdi.Buğulu bir hal alan görüşü parkelerin rengini birbirine katarak karıştı,beynini bulandırarak şakaklarını ağrıttı.Ağlamaktan başında keskin acılar yer edinmişti,her hıçkırığında kafatası birbirinden ayrılıyormuş gibi canı acıyordu.

"Tanrım.." cızırtılı kırık sesi dudaklarından zar zor firar etti.Zayıf kısa tek kelime bile kasılmış çenesine acı verdi.Gözlerini sıkıca kapatarak kramptan uyuşmuş kollarını daha çok sıktı.

Kilit sesi..

Yuvasında dönen anahtarın sesi yankıyla kulaklarından girip onu rahatsız etti.Dipsiz bir kuyuya atılan taşın sesi gibi dağıla dağıla odanın içini dolduran kilit sesinden sonra kapının açıldığını duydu.

Başını kaldırıp çevirecek gücü kendinde bulamıyordu ama damarlarında gezinmeye başlayan korkuyla gözlerini kaldırdı.Titreyen çenesinden birbirine çarpan dişlerinden çıkan küçük takırtılarla başını çevirdi.

Gördüğü beden tanıdıktı,Bayan Jeon.

"Kalk ve beni takip et." kadın hiçbir duygu barındırmayan sesiyle komut verip omeganın yüzüne bakındı.Şişmiş gözler,morarmış göz altları,bayık bakışlar,nemli yanaklar,kurumuş dudaklar,sarsılan küçük çene...ne acınası,omega ilk günden yıkılmıştı.

Bir ömür yaşayacağı malikanenin küçük bir odasında.

Jimin,karşı çıkacak gücü kendinde bulamayarak başını güçsüzce salladı.Hoş,karşı çıkma seçeneği yoktu zaten.Kollarını çözdüğünde bariz bir acıyla yüzünü buruşturarak burnunu çekti.Ayaklanmak adına ellerini yere koyup destek almak istediğinde tutulmuş sırtından yükselen sızıyla ağzından acı dolu bir inleme kaçtı.

"Elini yüzünü yıka,öyle gel."

Konuşan kadınla bakışları yükseldiğinde bedenindeki ağrılardan yanaklarına yuvarlanan yaşlarla şaşırarak ona baktı.Bayan Jeon ona elini uzatmıştı.Birkaç saniye gerçekliğini kavramak adına kadının eline baktı ve dirençsizlikten titreyen elini kaldırarak orta yaşlı omeganın yardımını kabul etti.

"Teşekkür..-ederim" kısık pürüzlü sesiyle mırıldandığında kadın önemsizce başını sallayarak gözleriyle odada bulunan banyoyu işret etti.Jimin,ciğerlerindeki kısa soluğu azat ederek başıyla onu onayladı ve hareketsizlikten olsa gerek bağı çözülmüş bacaklarıyla ufak adımlarla banyoya yöneldi.

Pencereden ışıklarını gönderen güneşe kırgındı.Parlaklığına rağmen karanlığa mahkum edilmesine kızgındı.Güneş,çok acımasız bir tarafsızlığa sahipti.

Kötüleri bile aydınlattığı için Jimin,güneşe kırılmıştı.

-

"Otur şuraya."

Fate [JİKOOK]Kde žijí příběhy. Začni objevovat