Katil

78 56 5
                                    

...

Sabah güneş doğmaya yakın uyandım dün yaşadıklarım benim için faciaydı arkadaşlarımdan birini kaybediyorum o gün gece o çığlıklar otelin yakınında olduğundan otelde duymuştu o gece bakmaya gelince ecrinde gördüler ve şuanda revirde yatıyor neyse ki durumu iyi Bade sabah güneş doğar doğmaz direk ecrinin yanına gidiyor.

Gökçe:hadi kızlar kahvaltıya inelim

Kahvaltıya indiğimizde badeyi görmemeştik galiba hâlâ ecrinin yanındaydı masaya oturuduk ağzımıza biseyler attık

Zeynep hoca: nasıl! Göndermezsiniz ya burada bir katil var ve bir öğrencimizi yaralandı  nasıl bir okulsunuz ya siz

Zeynep hoca karşı masadan bağırırken sesi bu tarafa gelmişti galiba okuldan servis göndermelerini istiyor ama okul göndermiyor

Gökçe:ya nasıl olurda okul servis göndermez bir seri katil var ormanın içinde ve bizde burada resmen ölümle burun burunayız
Aybüke: saçmalık

Evet tamamen saçmalıktı bu işte bir iş vardı o gün öğretmenler otelin sahibiyle neden konuyu konuştuktan sonra hiçbir şey yokmuş gibi davrandılar servisin o gün bozulması tesadüfmüydü servis bozulduğunda okulun yeni servis gönderememeleri sebebi ne bunların sorunlarının cevaplarını çok merak ediyorum ama hiç birinin cevabını bulamıyorum...
Kahvaltıdan sonra ecrinin yanına revire gittik

Gökçe:oyy yerim seni seni hangi şerefsiz bu hâle getirdi
Aybüke: iyimisin Ecrin
Şeyda: kız vallahi ödümüzü kopardın
Ecrin: kızlar...

Ecrinin yüzü beyazlamış gözleri şişmişti Bade içinde aynısını derim sabah geldiğinden beri hiç uyumamaş ecrinin rahatlığı için çaba sarf ediyordu. Ecrinin konuşacak hali yoktu gerçi haklı ilk defa bıçaklanmış ölümden dönmüştü...
Ecrinin yanından ayrılırken Bade gelmedi galiba akşama doğru gelir biz kızlarla odamıza çıktık

Gökçe: kızlar farkında mısınız bu otelin yanındaki ormanda bir katil var ve bizim burada hiç bir güvenlik önlemlerimiz yok
Aybüke: katil arkadaşlarımızdan birini öldürüyordu az kalsın
Gökçe: elimizden hiç birşey gelmiyor
Şeyda: kızlar burda durmak yerine ormana gidelim ve katili haklayalım
Gökçe: Şeyda ne yaşıyorsun

Evet ne yaşıyordum ben, çok tehlikeli bir katil var ve sadece üç kişimi onu öldürecek bunu işte o an Aybükenin aklına Bir fikir gelmiş gibi odadaki televizyonun kumandasını aldı televizyon internete erişebiliyordu, Aybüke televizyondan interneti açtığı gibi direk Google'dan "en çok aranan suçlular"diye arattı ardından herhangi bir siteye girip suçluların fotoğraflarına baktı yaptığı şey anlamsızdı

Şeyda: Aybüke suçlunun fotoğrafı elimizde yok nasıl bulacağız
Aybüke:ormana gideceğiz demedinmi
Şeyda:iyide ben onu anlık boşluğuma geldi söyledim
Aybüke: öyle bişey Yok, kızlar hazırlanın bu akşam ormana gidiyoruz
Gökçe:Bade ve Ecrin
Aybüke: Ecrin yaralı zaten o gelemez,Bade ecrinin yanında kalıyor zaten bi akşamları geliyor zaten ondada bizi farketmez  gece yarısı çıkarız yola
Gökçe:ay hayır Aybüke suanda iyi değilsin psikopat bir katilin peşindenmi gideceğiz ben yokum abi
Aybüke:gelmezsen gelme gökçe biz Şeyda ile gideriz
Şeyda:ee aslında Aybüke
Aybüke: vay be Şeyda sende gelme ben giderim
Şeyda: Aybüke ama çok tehlikeli
Aybüke: tehlikeli ise tehlikeli buradan sağ salim kurtulamak istiyorum bu yüzden işi çabuk bitirelim
Gökçe:tamam sana kolay gelsin biz gelmiyoruz

Aybüke bir bana bir gökçeye bakıp odadan dışarı çıktı bu gece Aybüke gitmekte kararlıydı gözlerinden okunuyordu sanki birinden intikam almak istiyordu orman çok tehlikeliydi gitmesine engel olamasamda onu yalnız birakmamalıydım bu gece onunla gidecektim...
Bade odadan içeri girdi geldiği gibi yatağına girdi tam o sırada Aybüke ayağa kalkıp üstüne biseyler geçirdi bende kalkıp üstüme elime ne aldıysam onu giydim Aybüke beni görünce

Aybüke: Şeyda?
Şeyda:seni yalnız bırakacağımımı sandın kizz
Aybüke: biliyordum

Aybüke korunmak amacı mutfaktan gizlice aldığı bıçaklardan birini bana uzattı aldım Aybüke yanında getirdiği feneri elinde sıkı tutuyordu. Bahçeye indik ormana doğru yola çıktık ormanın derinliklerine doğru gidiyorduk bayağı ilerdekten sonra bir ağacın altına oturup soluklandık o kadar çok gitmiştik ti artık tam zifiri karanlık olmuştu neyseki yanımızda fener vardı
Ayağı kalkıp ilerlemeye devam ettik yaklaşık bir 15-20 dk sonra

Aybüke: daha fazla ilerlemeyelim geri dönelim çünkü yaklaşık 4saatir buradayız
Şeyda: evet dönsek iyi olur

Aybüke ile dönüş yoluna doğru ilerlerken fenerin pili bitti

Aybüke: kahretsin! Tamda zamanını buldu
Şeyda:off yanında yedek pil varmı
Aybüke:olsa takardım

Tam o sırada çalılıklardan ses duyduk

Aybüke:he fenerin şarjı bitti öyle geldin demi bak valla sinriliyim Zaten adamı sinir etme sokarım bıçağı Bir yerine
Şeyda: Aybüke kaçalım mı
Aybüke: ucuna kadar gelmişim kusura bakma burda ikimizden biri ölecek ya da öldürecek

İkimizde  bıçağı tam çalılıkların oraya tuttuk çalılıkların arasından biri çıkıp üstümüze doğru yürümeye başladı Aybüke olduğu yerde duruyordu canına susamıştı bu kız  hareket etmiyordu kolundan tutup çekiştiriyordum ama hayır elindeki bıçağa güveniyordu katil onun üstüne geliyordu ve elinde ucu sivri Bir bıçak vardı Aybüke elindeki bıçakla hiçbir şey yapamazdı katil bıçağı o kadar sıkı tutuyordu

Aybüke:ya sen kimsin lan kimsin olumm
Şeyda: Aybüke sırası değil

Cidden Aybüke dediği sözlerle onu sinir ediyordu ve her seferinde katil bıçağı daha sert tutuyordu adımlarını hızlandırıyordu ama ben Aybükeyi ne kadar çekiştirirsem çekiştireyim yerinden oynamıyordu katil yaklaşmıştı  yüzünde maske vardı boyu düşündüğüm kadar uzun değildi, artık katil dibimizdeydi ve Aybüke haklıydı ya ölücektik ya da öldürecek işte o an üçümüzden birinin ölmesi lazımdı...

Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın 💞

GEZİDEKİ KATLİAMWhere stories live. Discover now