*20 Gün Beyaz ev*

18 10 0
                                    

                                                         "Her zaman ışık vardır gülümse çiçeğim"

                                                                                      Elizabeht           

Mariya'nın söylediği herşeyi merte anlatmam gerekiyordu hızla odadan çıktım Dr marta şems ve mert bana ters ters bakıyorlardı marta masadan kalkıp

"Olesa sen gelene kadar yaşlandım yemin ederim eee...ne oldu konuştumu küçük şeytan"
-marta
Bakışlarım mariyaya kaydı odadan çıktığını gören annesi mariyaya sarıldı Mariya hiç tepki vermedi annesi ayrılıp Mariya soğukkanlılıkla sandalyesini çekip oturdu herkes şaşırmış gözlerle mariyaya bakıyordu bakışlarımı merte çevirdim oda bana bakıyordu gözümle kapıyı işaret ettim yavaş bir şekilde yerinden kalktı
-Mariyayı fazla sıkmayın kahvaltısını yapsın onu bir yere götürcez
Mariya şaşırmış gözlerle bakıyordu annesi bana dönüp
-Nereye gidiceksiniz
Dediğinde cevap vermeyip Mert'in çağırmasıyla dışarıya çıktım
-Evet ne oldu Mariyayla ne konuştun
-Mert bu kız hasta değil
-nasıl yani
-Mariyanın dediklerine ben bile inanamıyorum ama sende şaşırcaksın Mariya yetimhaneye bırakılan bir kız Mia aslında onun annesi değilmiş
-Neden akıllarda soru bırakan resimler çizip ve duvarlara korkunç yazılar yazıyor neden bunları yapmış
-Beyaz eve gitmek için rüyasında gördüğü ev aslında onun doğduğu evmiş annesinin ruhu her gece onun yanına gelip beyaz eve git diyormuş birde...bu kızın abisi var onunda nerede olduğunu belli değil sence ne yapmamlıyız hemen beyaz eve gitmeli miyiz

mert düşünürken bakışlarım kapının açtıdığını ve mariyanın dışarı çıktığını görünce sevinçle mariyaya yaklaştım soğuk kanlılığını koruyordu aşırı derece soğuk bir kızdı daha doğrusu tuhaftı elinde kağıt vardı bana uzattı 

-Bune

-Evlatlık belgesi gizlice aldım berki inanamazsınız diye düşündüm

İçimden bu kıza"lanet olası bücür diyordum sanki bir yetişkin gibi konuşuyordu benimle neyse"

Mert belgeye uzanıp sonrada mariyaya baktı 

-Anlıyorum...ne duruyorsunuz arabaya konuş da bu beya ev neyin nesi herşey olabilir zombi,hayalet,canavar hiç şaşırmam 

-Mert

-Ne yalan mı 

2 saat sonra...

-Sonunda bulduk ormanı 

Mariyanın gözlerinden yaşlar süzülüyordu doğduğu yeri uzun zamandan sonra tekrar görüyordu keşke anneni getire bilsem ama bu imkansızdı senin acını çok iyi anlıyorum annesizlik nasıl duygu onu çok iyi biliyorum 

yedi yaşlarımda felandım bankta oturmuş sınıf arkadaşlarımı oyun oynarken izliyordum beni nedense oyuna almıyorlardı sonra beni yanlız başıma oturup oynamadığımı gören öğretmenim"sen neden oynamıyorsun dedi" bende o cevabı verdim çok acı verici ama bu benim suçum değildi "annen yok diyorlar!" öğretmenim arkadaşlarıma dönüp "olesada oynasın diye bağırdı beni oyuna alıp tekrar attılar öğretmenimin yanına oturdum tekrar arkadaşlarıma bağıracakken küçük ellerimle öğretmenime dur dedim bana şaşırmış gözlerle bakıyordu gözlerimden yaşalar süzülüyordu en tuhaf ise öğretmenim bana sımsıkı sarılmasıydı "bu sarılma anne sarılması mı öğretmenim..."diye söyledim 

olesa sen mariyayı al ben semsle dr martaya konum attıp geliyorum tamam anlamında başımı salladım arabadan inip mariyanın kapısını açıp indircektim bana yetişkin konuşmasını tekrar yaptı"ben çocuk değilim" 

24 Gün "Kış bitene Kadar!"Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon