SV_33

92 15 0
                                    


33

İlimsiz geçen gecelerin, ömrümden sayılması hüsrân değil de nedir.?!🌿

🌿İmam Şafii

Bir kalbin, içinde bulunduğu göğüs kafesine bu kadar acı vermesi doğal mıydı? Hem mutluluğun zirvesine çıkarıp hem de bu kadar acı vermesi ne kadar zıt olaylardı. 

Selim bu iki duyguyu da aynı anda tam şuracığında, yüreğinde hissediyordu. Namazı da bu yüzden tam bir ferahlıkla edâ edememişti. Kalan yaşlı bir kaç amca da sohbet ederek sakince çıktılar cami'den.

Fatih Selimle birlikte Cami'den çıkıp bir kaç adım yürüdüklerinde Selim arkasına doğru baktı. Kübra namazdan sonra çıkmamıştı dışarı. 

Yanında ki arkadaşına dönüp sorup sormamak arasında kalsa da sordu, sanırım bu gün cesaretinin zirvelerini yaşıyordu. "Kübra niye çıkmadı?"

Fatih gülümseyip arkadaşına baktı. "Namaz kılıyordu, dokunmak İstemedim"
Namaz dan sonra kadınlar kısmında herkez inince çıkıp bakmıştı. Süt kardeşinin gülümseyerek namaz kılışını izlemiş, sonra da fark ettirmeden sessizce aşağı inmişti.

Selim'de hafifçe tebessüm etse de yüzü hemen ciddiyete büründü. Ne yapacağını bilemiyordu. Levent onu gaza getirmişti doğru ama sanki eksik bir şeyler yapmış gibi hissediyordu. Başını hafifçe dostuna çevirdi, ona söylemeliydi lâkin nasıl yapacağına dâir hiç bir fikri yoktu.

İçine bir nefes çekip buğazını öksürerek temizledi. "Seninle bir şey konuşmak istiyorum Fatih"

"Tamam, geç otur. Kübra gelince de gideriz" Hafiften sararmış olan yaprakların düştüğü kamelya'ya yan yana oturdular. Selim sırtını arkaya doğru yaslanmamıştı bile, tedirgince bacağını sallıyor yerinde durduramıyordu.

"Evet" dedi Fatih karşısında titreyen Selim'e bakıp. "Hani konuşacaktın"

"Şey, evet konuşacağım" elitle ensesini kaşıyıp gözlerini yumdu. İçinden kendisini güçlendirmeye çalışması işe yaramıyordu.

"Bismillahirrahmanirrahim." Dedi gözlerini açıp Fatih'e biraz daha döndü. "Sana söylemek istedim, söyleyeceğim. Ben yani, ben Kübra'yı seviyorum Fatih"

Fatih Selim'in yüzüne düm düz baktı. Bir rüzgar çarptı ikisi'nin yüzüne de. Ağaçların dalları sallandı sakince.

Genç adam dostunun hiç bir şey söylemeyeceğini anlayınca devam etti. "Ben onunla evlenmek, imanımın yarısını tamamlamak istiyorum. Cennet eşim olsun bu günümde, yarınımda, ömrümde olsun istiyorum" dedi tedirgince Fatih'e bakarak.

Fatih yerinde kıpırdanıp gülümsedi. "Korkma bu kadar. Engel, mengel olmam ben"

Bu sözler karşısında içine derin bir nefes çekti Selim. Kesinlikle bunun gibi bir tepki bekliyordu ama bu kadar da değildi. Biraz da olsa kızmasını bekliyor olabilirdi. Ama bu tepkiyi de seve seve kabul ederdi.

Hızla dostuna sarılıp teşekkür etti. "Peki ne zaman evlenebiliriz?"

Selim imam bey'in kaşlarının çatıldığını görünce biraz tırsmadı değildi hani!

 SEHER VAKTİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin