Solcu Aşk +18

41. Bölüm

"Bakın, Eftal hanımın yumurtacıkları çok güçlü, yani hamile kalma ihtimali çok yüksek, eğer çocuk istemiyorsanız bir süre ilişkiye girmeyin."

"Başka bir yolu yok mu yani?"

"Diyorum ya, normalde hangi ilacı versem fayda eder ama Eftal hanım eğer ki bir kez bile bu ilacı kullanmasın direk hamile."

"İlaç kuvvetli yani."

"Evet ama bu ilaç bir süre sonra tıpkı bir uyuşturucu haline gelir, yani bir süre sonra bu ilacı kullanmazsanız vücudunuz tepki gösterebilir, yumurtacıklarınız zarar görür, bu da çocuğa engel olur."

"İlacı bırakmam gerekiyor yani."

"Evet, en azından bir süre."

"O süre içinde diğer yöntemlere başvurabilirsiniz."

"Peki tamam, iyi günler." deyip kalktık ve odadan çıktık. Klinikten çıkınca arabaya bindik.

"Ne planlıyorsun?"

"Bilmiyorum." dediğimde sürmeye başladı.

Bir mağazaya girip Tuğçe'ye elbise aldım ve paketletip tekrar arabaya döndüm, Aktan içtiği sigarayı söndürüp arabaya bindi, bende binip paketi arkaya bıraktım.

Aktan çocuk istiyordu, ama çocuktan önce olması gereken şey bizim evlenmemizdi, ki evlensek bile ben çocuk büyütmeye hazır olduğumu düşünmüyordum.

Evin önünde durunca Aktan inmedi, "Ben şirkete gideceğim, bayadır uğramıyorum."

"Çakır'ı getirir misin gelirken?"

"Ben, yaklaşamam, sen gidip al Zeynep abla evde zaten, ya da adamlara söyleyeyim getirsinler."

"Fark etmez."

"Getirirler yarım saate."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz." dediğinde dudağına yaklaştım ve öptüm.

Çekilip arabadan indim ve siteye girip yukarı çıktım.

Eve girdikten sonra üzerimi değiştirdim ve televizyonun karşısına geçip izlemeye başladım.

Aktan çocuk istiyordu, gerçekten istiyordu ama amacının ne olduğunu hâlâ çözemedim.

Evlenmeden çocuğumuzun olması hiç iyi karşılanmayacak bunu biliyor, ama çocuk istiyor, doğal olarak çocuk için evlenmemiz gerekiyor.

-

Telefonum çalmaya başladığında açıp kulağıma götürdüm.

"Efendim."

"Geliyorum da ben istediğin bir şey var mı?"

"Ekmek al yeter."

"Kaç tane alayım."

"2."

"Tamam güzelim, görüşürüz."

"Görüşürüz." deyip telefonu kapattım.

Yemek masasını hazırlayıp yemekleri yerleştirdim. Kapı çaldığında gidip açtım.

"Hoş geldin."

"Hoş bulduk, yemek hazırlamış mıydın?"

"Evet, hadi ellerini yıka gel." deyip masaya geçtim, içecekleri döktükten sonra Aktan gelip masaya oturdu.

"Çok güzel gözüküyor..." Çakır merdivenlerden koşarak inerken Aktan birden ayağa kalktı.

Kucağıma alıp yukarı tekrar çıktım ve mamasını önüne koyup süngerine bıraktım.