50. Bölüm

2.6K 103 21
                                    

Ozan'ın arabasını gördüğümde ayağa kalktım.

"Eftal onları mı çağırdın?" arabadan ikisi de inip yanımıza geldi.

"Eftal niye ağlıyorsun, ne oldu?" deyip Aktan'a döndüler.

"Abi sizlik bir şey yok gidin işinize, Eftal yürü." deyip elimi tuttuğunda Ozan Aktan'ın koluna vurdu.

"Benim canımı sıkma ne oldu?"

"Eftal, bin arabaya." bana attığı bakışlar çok kötüydü, korkutuyordu. Ozan'larla da kavga etmesini istemiyordum. "Ozan, özür dilerim bir şey yok." deyip arabaya geçerken Ozan önüme geçip durdurdu.

"Şimdi de korkutuyor musun kızı? Şu haline bak, eskisi gibisin aynı." deyip Ozan bana döndü. "Bizim arabaya geç geliyoruz şimdi." deyip tekrar Aktan'a döndü. "Sen sevdiğini mi zannediyorsun? Kim sevdiğini böyle ağlatır, iyice kendini kaybetmeye başladın." deyip arabaya yürümeye başlarken bana döndü. "Eftak bin arabaya, hangi cehenneme gitmek istiyorsa gitsin." dediğinde üçümüz birlikte arabaya bindik, Ozan'la Poyraz öndeydi, bende arkaya geçtim.

"Ne oldu Eftal?" deyip sürmeye başladı Poyraz.

"Ben uzun zamandır bir plan yapıyordum, uygulama kuracaktım Aktan bunu biliyordu, Tuğçe'nin eski çalıştığı şirket proje alımı yapıyormuş bende başvurdum, sabah kabul edildi adam görüşmek istedi, buluşacaktık, Aktan sabah baya sorun çıkardı, sonradan çözdük ve gitti. Beni tekrar aldı birlikte buraya geldik oturduk, bana benin fikirlerimi önemsemiyorsun gibi şeyler söyledi, sonra tam giderken adam geldi, adamla el sıkışırken geldi, adamın elini kırdı, tehdit etti ve gitti."

"Adam senin elini mi tuttu?"

"Hayır sadece el sıkıştık."

"Onun için mi bu kadar şey yaptı?"

"Evet, çok abarttı, herkes bize baktı, adama da rezil olduk."

"Onun hakkından tek bir kişi gelir." deyip Ozan telefonunu aldı ve açıp birini aramaya başladı.

"Alo, İsmail dedem, nasılsın... İyi bakalım... Sen hâlâ burdasın değil mi?... Ya bu Aktan, bu kızın canını çok sıkıyor, kız bizi aradı kaldırımın köşesinde ağlayarak bizi beklemiş, iyice ileri gitmeye başladı... Sen sadece sert bi dille uyar yeter... Sağol dedecim, onunda sana selamı var görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattı.

"Dedesini mi aradın?"

"Evet."

"Dedesi hâlâ burda mı?"

"2 gün önce bi iş için geldi."

"Ne yapacak."

"Döver."

"Ciddi misin?"

"Evet."

"Niye böyle bir şey yaptın Ozan?"

"Dinler çünkü dedesini."

"Peki."

"Seni Tuğçe'nin yanına bırakayım?"

"Olur." geldiğimizde derin bir nefes aldım. "Teşekkür ederim."

"Eftal, bir şey yapmaya kalkarsa ara beni."

"Yapar mı?"

"Yapmaz."

"Tamam." deyip indim. Her ne olursa olsun bana zarar verecek en son kişiydi.

Yukarı çıktıktan sonra içeri girdim.

Tuğçe ile uzun uzun konuşmuştuk.

"Dediğim gibi, o da seni sevdiği için öyle, ve anlatmana bakılırsa kıskandığı için değil sen ona karşı çıktığın için yapmış öyle bir şeyi, çünkü zamanında birçok şey oldu, hiçbirinde böyle tepki vermedi."

Solcu Aşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin