0.7

420 43 16
                                    

taehyung
junfkoj
*konum
bwnsi alabidli msn

jungo
taehyung
çıkıyorum hemen
iyi misin
noluyor

taehyung
bwn
hic itis degilim
lutfen cabauj gel
yalvairfpeum

jungo
taehyung lütfen ne olduğunu söyle
sakin ol
korkuyorum
bir yerine bir şey mi oldu
siz en son subinle sinemaya gidecektiniz

taehyung
canib yanifoe

jungo
siktir taehyung
noluyor söyler misin
lütfen
önce sakin ol

taehyung
canım çok yanıyor jungkook
bwn
kusacak fivi hissediyprum

jungo
taehyung
bir yerine bir şey mi oldu

taehyung
hwyir
araba kullanıyirzon
yazma

jungo
hayır
sen yazınca elim ayağım birbirine dolandı
iş yerinden biri getiriyor

taehyung
hayir
asla olmaz
iş yerinden biriyle gelme
jungkook lütfen
tek sen gel
yalvarırım
iş yerinden birisi hiç olmaz

jungo
canım
bir sakin ol
beni bırakıp gider
bak korkutuyorsun beni
bu halde araba kullanamazdım
rica ettim o yüzden
ben geliyorum tamam mı
gelene kadar yaz bana
sakın yazmayı bırakma
arayım mı istersen

taehyung
hayir hayie
duymasin o

jungo
tamam
yaz ama bana
ne olduğunu söyle
kısaca

taehyung
sacece gelemez misin
yazabişeceğimi sanmıuorım

jungo
tamam
tamam geliyorum ben zaten
avm'nin dışında mısın

taehyung
evwt
bankyayim
onundeki bankta

jungo
içerde bekleseydin keşke
hava çok soğuk

taehyung
hava almak isteim

jungo
geldim
(görüldü)

***

Burnumu bir kez daha çekip hemen ayaklandım. Jungkook hızlı adımlarla bana doğru geliyordu, ayaklarım artık beni taşımadığından bir iki adım yaklaşabilmiştim ona. Kendimi taşıyamadığımı fark etmiş olacak ki yanıma gelir gelmez tutmuştu beni. Bende zaten kendimi tutmayı bırakmıştım.

Beni belimden yakaladığı gibi sıkıca sarılmıştı.
Düşmemem için ekstra sıkı sarılması beni daha da kötü hissettirirken kendimi sıkarak ağlamayı bıraktım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

" Taehyung noldu sana söyle lütfen. " ağlamamı durduramıyorum ki ben, zaten durdursam bile neyi nasıl anlatacaktım ona?

" Ben... ben Jungkook ben aptalın tekiyim. "
yine sesli bir şekilde ağlamaya başladığımda Jungkook biraz ayrılmamızı sağlayarak yüzüme baktı.

" Saçmalama aptal falan değilsin. Ne olduğunu söyler misin? Subinle mi tartıştınız? "

Subin, Jungkook'a olan aşkımdan kurtulamayacağımı sandığım o dönemde çıkmıştı karşıma. Her şeyden ümidimi kestiğimde beni toparlayan kişi olmuştu.

Bana olan ilgisi, düşünceli tavırları, beklenmedik sürprizleri ve diğer her şey. Yavaş yavaş ona karşı duygularım beni ele geçiyordu, kapılıyorum işte ona. Jungkook'tan sonra ilk defa heyecanlandığım insandı.

" Subin'in tanrı belasını versin! " diye bağırdım ve daha fazla dayanmayarak kendimi yine banka attım.

Jungkook'ta hemen yanıma oturdu ve bana doğru döndü.

" Biz... sinemaya gittik birlikte. " burnumu çektim. Göz yaşlarım durmuyordu ve bu iyice sinir bozucu bir hale gelmişti.

" Her şey çok güzeldi, her zamanki gibiydi işte çok ama çok güzeldi. Filme odaklanamadık bir süre yakınlaştıkta biraz. Sonra... sonra öptü beni. İlk defa öptü beni. " biraz duraksadım. Midem bulanıyordu, içimde fırtınalar kopuyordu sanki.

" Sonra... ben utandım, çıkalım dedi. Filmin yarısından çıktık. Terastaydık o sigarasını içiyordu. " avuç içlerimi gözlerime bastırıp midemin bulantısının geçmesini bekledim.

" Devam et Taehyung. " bileğimden yavaşça tutup yüzümü gizlememi engelledi.

" Sonra o... sayıklamaya başladı. Kendi kendine konuşuyordu. " Jungkook kaşlarını çattı.

" Ne söylüyordu? " yutkundum.

" Pişman mıyım? Hayır değilim. Yine olsa yine öperim diyordu. İlk başta anlamadım. Anlamlandırmaya çalıştım ama olmadı işte. Neyden pişman olacaktı ki zaten aramızdaki her şey güzeldi işte. "

" Biraz nefes al. " bileğimi bırakmadan diğer eliyle göz yaşlarımı sildi teker teker.

" Sonra... sonra bende neye pişman olduğunu sordum. Olmadım dedi, sadece biraz üzüldüğünü söyledi. Neye üzüldün dedim. Bilmiyor musun dedi bana. " histerik bir kahkaha attım.

" Bana yüzsüz gibi bilmiyor musun
dedi! " birkaç kişinin bakışları bize döndüğünde umursamadım.

" Neyi? " dudaklarımı dişlemeye başladım, aklım almıyordu.

" Subin, evliymiş. " gözlerimi sımsıkı yumdum ve bileğimi yavaşça çektim Jungkook'tan.

O an mide bulantım o kadar bastırmıştı ki hızlıca kalkarak duvarın dibine kusmaya başladım. Başımda dönmeye başlamıştı yavaştan. Jungkook ne ara arkamdan gelip koluma tutunmuştu bilmiyordum ama tutmasaydı düşecektim işte.

" Arabada su var hadi gidelim. " bir şey söylemeden Jungkook'un beni sürüklemesine izin verdim.

Beni ön koltuğa oturtup yanıma geçtiğinde elime bir su tutuşturdu. Elim tireye tireye içtim o suyu. Bir süre sessiz kaldık.

" Bir şey demeyecek misin? " dedim kısık bir sesle.

" Taehyung... ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok üzgünüm. " derin bir nefes aldım.

" Haklısın. Ne denilir ki buna? O kadar aptalım ki evli olduğunu bile anlamadım ben! " ellerim saçlarıma tutunduğunda yolup atmak istiyordum.

" O saklamış tamam mı? Bilerek saklamış işte. Kendini suçlama sakın. "

" Beni kandırdı, gözlerimin içine baka baka. Üstüne üstlük iş yerindeki herkes biliyor evli olduğumu dedi. " herkes biliyordu da tek ben mi bilmiyordum?

" Biliyorum sindirmesi zor ama sakin ol lütfen Taehyung. Değmez tamam mı? Hem seni bırakıp nasıl gidebildi? "

" Cehennemin dibine gitsin! " kafamı arkaya sert bir şekilde koyarak gözlerimi yumdum tekrar. Ama gözlerimi kapattıkça beni öptüğü anlar geliyordu aklıma.

" Beni eve götür Jungkook. "

O gün hayatımdaki en berbat yolculuğu geçirmiştim.

***

iste simdi basliyoz bakalim

the great war | taekookWhere stories live. Discover now