Hepinizin kadınlar günü kutlu olsun...🤍
Bölümü beğenmeyi ve bol bol yorumlar yapmayı unutmayın.🤍
SPOİ İÇİN BENİ TAKİP EDERSENİZ SEVİRİNİM.
DUR VE YILDIZA BAS✨⭐⭐✴️
"YANGINLAR VE YANANLAR..."
~
Bazen gerçeklerden fazlası ile kaçmak istiyorum, bunun sebebi zar zor kurduğum hayatımın duyacaklarım ile dağılmasından korkmam. Bununda altından kalkacağımı biliyorum ama bu demek değil ki düşmeyeceğim ya da yorulmayacağım. Hepsini yaşamıştım ve her defa fazlası olmasın desem, hep daha fazlası olmuştu. Karşımdaki gözler bana ilk defa ışıldayarak bakmıyor. Tam tersi sanki duyacaklarımın beni yıkacağını haykırıyor. Aldığım nefesler birazdan haram olacak gibiydi. Bunların üstesinden gelmem gerekiyordu, bu daha başlangıçtı.
"Sen nereden biliyorsun, bile bile ölüme gittiğimi?" Hala oturma odasında koltukta ayaklarını uzatmış oturuyordu, bende hala ayak ucunda oturuyorum. Sorgu dolu çıkan ses tonu ile kaşlarım çatıldı.
"Sen dedin. Bile bile ölüme gidiyorum dedin. Bana..." nefes almalıyım. "ölüme giderken bana video bırakmışsın..." sakin olmalıyım. "Nasıl böyle bir şey yaparsın? Hiç mi beni düşünmedin? Bu kadar mı değerim sende?" Sorularım ile bedeni gözle görülür şekilde gerildi. Lacivert gözlerinin üstüne bir gölge düştü sanki.
"Sen nasıl buldun videoyu?" çok basit odana girdim.
"Şimdi sorun nasıl bulmam mı Alparslan! Nasıl yaptın, için nasıl el verdi bunu yapmaya? Hiç mi acımadın bana?" O kadar mı düşünmemişti beni? Beni arkasında bıraktı, hadi tamam emirdi onu da anlardım. Ben kaç defa izledim o videoyu kıytırık hastane koridorunda beklerken. "Şehit haberin geldi sandım..." Görüşüm bulanıklaştı ve bedenimi kontrol edemez hale geldim. "Albay ve cihangir abi kapıya gelmişlerdi ve ben şehit haberin geldi sandım... Dudaklarıma arasından zehirli sözler çıktı ama devamı gelmedi. Sonra albay sadece kayıp olduğunu söyledi. Bende kendimi rica ederek! karargaha aldırdım. Oraya... odana girmem için her şeyi yapmışsın. Girdim ve video açıldı..." Bana veda ettiği ve benim canımdan can aldığı video. "Alparslan hiç mi yüreğin acımadı bana?" Derin bir nefes aldım. Ne kadar olmasa da sakin olmaya çalıştım. "Tamam bak ben bilincindeyim. Senin bir asker olduğunu biliyorum, ölüme bizden daha yakın olduğunu biliyorum ama bana bir veda bile etmek zor muydu? Ben senin tabutuna mı sarılacaktı. Ya sadece bir kıytırık bir video... Alparslan, bilmek ve yaşamak arasında çok fark varmış. Kalbimi benden diri diri aldılar sandım. Mecazi diyor, diyebilirsin ama hayır! benim canım o kadar acıdı ki, ben..." Devamı çıkmadı dudaklarımın arasından belki de şuan bir krizin eşliğindeyim ve sakin olmam gerekiyor ama olamıyorum. Her şeyim dediğim adamı kayıp ediyordum ben. Yerinden hareket ede bildiği hızda doğruldu ve beni kolları arasına aldı. O koridorda neler yaşadığımı bir ben bilirdim. Dışarıya ne kadar ruhsuz olduğumu yansıtsam da alt üst olmuştum. "Ben, sen diye kalbimi mahvedip durmuşum..." Dudaklarımın arasından bilinçsiz sözler çıkıyordu. O kadar tutmuş ve kasmıştım ki kendimi tutamıyorum artık.
"O video ben ölünce otomatik mailine düşecekti." Benimle şuan dalgamı geçiyor. "Albayın seni odama alacağını düşünmemiştim. Ne desem veya ne yapsam yetersiz gelir şuan ama şunu bilmeni isterim ki yapmak zorundaydım..." Böyle bir zorunluluğu olmadığını biliyorum. İstese o görevi başkasının gitmesini sağlayacağını biliyorum. "Nasıl bir zorunluluk?" Fısıltımdan bile isyan akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECRÛH
General FictionİLK BİR KAÇ BÖLÜM KİTAP FİNAL VERİNCE DÜZENLENECEKTİR. İLK KİTABIM YAZIM YANLIŞI VEYA CÜMLEDE HATA OLURSA KUSURA BAKMAYIN DİKKAT ETMEYE ÇALIŞIYORUM ELİMDEN GELDİĞİNCE. ~ Kucağındaki kızı daha sıkı tuttu küçük kolları ile bahçenin bir köşesine geçti...