Çok Yorgunum

602 72 46
                                    

💮

Kahfaltıda açılan konu ile Jisung'un moralleri bozulmuştu. Kurdu sinirli kendisi ise çok üzgündü. Minho onun bazir bir şekilde üzgün olduğunu hissediyordu.

Gülümsemesi bile sahteydi artık. Konuşsa da eski neşesi yerinde değildi.

Onun düşen moralini düzeltmek için ne yapması gerektiğini düşünüyordu Minho. Bu sırada da mutfağı topluyordu.

Jisung ise içeride telefonu ile ilgileniyordu. Kafa dağıtmak için uğraşıyordu daha çok.

İşini bitiren Minho salona geldi. Eşinin yanına yerleşip onu koltuğunun altına aldı.

"Ne yapıyorsun?"

Jisung telefonunun ekranını eşine çevirip videoyu ona gösterdi. Bu sırada da yattığı pozisyondan kalkıp oturdu. Telefonu kapatıp yanına koydu.

"Bir şey yapmıyorum öyle video izliyordum."

Minho başını sallayıp eşinin beline doladı kaslı kollarını. Jisung ise başını boyuna gömdü. Kollarını da elinin beline doladı, yakınlıkları ile Jisung'un kurdu heyecanlanmış ve yoğun fermonlarını bırakmıştı.

Güzel açelya kokusu Minho'nun kurdunu ve kendini etkilemişti. Delta başını hemen eşinin boyun girintisine soktu. Deyince içine çekti güzel ve sarhoş edici kokuyu. Dudaklarını hafif hafif bastırıp küçük buseler bıraktı.

Dışarıdan gelen ani ve gürültü fren sesleri ile Jisung sıçrayarak eşine baktı. Minho, her zamanki gibi sakin davranarak önce pencereden baktı.

Görünürde bir şey yoktu ve sesler kesilmişti. Emin değilim olduktan sonra dışarı çıktı ve yola doğru bakmaya başladı. Asfalttaki lastik ilzeri hemen ileride duran kedinin kanlı bedenini fark etti.

Arkasından gelen korkmuş beden onun kolunu tutarken Minho eli ile Yerdeki kediyi işaret etti. Jisung kendinden bağımsız bir şekilde açılan ağzını kapadı.

"Telefonumu ve cüzdanımı getirir misin? Onu veterinere götürelim."

"Hemen geliyorum."

Jisung koşarak eve gidip eşinin ve kendi telefonunu, hemen ardından cüzdanını da alıp evden çıktı. Kapıyı kilitledilten sonra kapının önündeki siyah arabaya koştu.

Ön yolcu koltuğuna yerleşip eşinin telefonunu ve cüzdanını uzattı. Minho, Jisung eve gidince arabasını garajdan çıkarıp kapıya getirmiş ve arka koltuğuna serdiği havlunun üzerine yaralı kediyi yatırmıştı. Oldukça dikkatli davranmış ve olabildiğince hareket etmemesini sağlamıştı.

"Ölmeyecek değil mi?"

Jisung'un ağlar gibi ve hüzünlü çıkan sesi Minho'nun bakışlarını eşine çevirmesine sebep oldu. Hızla arabasını sürüyor olsa da çok dikkatliydi.

"Hayır güzelim, sakin ol. Sadece yaralandı ve iyileşecek."

Elini yanındaki bedenin yanağına koyup okşadı. Jisung başını sallayarak onu onayladı ve arkasını dönüp yaralı kediye baktı.

Gözleri ve ağzı açıktı, nefes alıyordu ama hırıltılıydı. Jisung içinden bildiği tüm dûaları okudu, güzel kedinin ölmemesi için.

My Delta Where stories live. Discover now