16.BÖLÜM

146 62 429
                                    

Akın Alp'in ağzından

Asya'nın arabadan inmesinin ardından yüzünde hiç anlamlandıramadığım bir soğukluk vardı. Bana doğru yaklaştıkça buz kesen bakışları üşümeme neden oldu.

Tam karşıma geçince belinden silahını çıkartıp kalbimin olduğu yere doğru hedef almıştı. Bu hareketine anlam vermeyerek afalladım. Ondan böyle bir şeyi asla beklemiyordum.

"Her şey buraya kadar Akın Alp , artık
senden intikamımı alma vakti geldi. Oyunun sonuna geldik. " dediğinde sesinde en ufak bir sevgi ibaresi yoktu.

Karşımda bir yabancıya bakar gibi hissetmemle silah sesinin duyulması bir oldu. Kalbimin üstüne gelen kurşunla sarsılıp dizlerimin önüne çöktüm. Beni üşüten kurşunun soğukluğu değil Asya'mın bana olan bakışlarıydı. Son gördüğüm şey güzelimin yabancı bakışlarıydı.

Asya Asel'in ağzından

Silah sesini duymamla gözlerimi açtım. Gördüğüm manzara karşısında kendimi kötü hissetsemde tavrımdan ödün vermemem gerekiyordu. Onun için bunu yapmam lazımdı.

Biz birbirimizin kalplerinde hayat buluyorken onun kalbinde hayat son bulmak üzereydi. Gözlerimi Akın'ın gözlerinden bir saniye bile ayırmadan öylece izledim. Bu bakışlarıma rağmen beni anlamasını istedim ama benim onun gözlerinde gördüğüm tamamen bana olan aşkıydı.

Böyle bakması ondan gitmemi çok zorlaştırıyordu. Bana bu kadar aşkla bakan gözlerden kendimi nasıl mahrum bırakabilirdim ? Ama gitmem gerekiyordu işte.

3 Hafta Sonra

" Beni kalbimden vurdun sevgilim. Seni içimde taşıdığım yerden vurdun. Orası sana ait bir cennetti ama şimdi orası dikiş izleri ile cehenneme döndü. " diyerek sevgilinin mezarına karşı gözleri dolu dolu konuşuyordu Akın.

" Hiçbir şey söylemeden veda ettin. " dediğinde ağlamamak için gözlerini gökyüzüne çevirdi. Bir kaç saniye oraya bakıp tekrardan konuşmaya başladı.

" Şimdi gökyüzü mavi ama benim gözlerim onu siyah görüyor. Hayatım sen varken renkliydi şimdi ise hepsi seninle birlikte gitti. Neden renkleri yanında götürdün güzelim? Gözlerimin gayet sağlıklı olmasına rağmen niye beni kör ettin? " diyerek Asya'nın mezarının üstündeki toprağı sağ eliyle sıkıp konuşmaya başladı.

" Keşke o kurşunu isabetli atsaydın da ben ölseydim be güzelim. Neden kendine isabetli bir atış yaparak beni senden mahrum bıraktın? " dediğinde gözlerindeki yaşlar birer birer yanağından süzülerek toprağın üstüne düşmeye başladı.

" Ben seni burada bulmayacaktım. Seni nefes alırken bulup sana sımsıkı sarılıp bana bunu yaparken neden gözlerinin öyle baktığını soracaktım. Senden gelen her yara benim için bir lütuftur ama o yarayı açarken bana öyle bir baktın ki senin için aldığım her nefes bana ceza oldu. "

☆☆☆

"Seni kalbinden vurdum sevgilim. Hemde o kalbinin içinde ben yaşarken yaptım bunu. İnsan yaşadığı yeri yok etmek ister miymiş? Evet, sevgilim istermiş. Ben sen yaşa diye kabul ettiğim o tehdide boyun eğmiştim ama sen..." dediğinde gözleri yavaş yavaş dolarak Akın'ın mezar taşına bakıyordu. Güçlükle yutkunup konuşmasına devam etti.

"Ama sen yaşama sebebim, benim açtığım yaraya dayanamayıp benden gittin. Hani ben senden gitsem bile sen gitmeyecektin? Hani imkansız diye bir şey yoktu?" diyerek mezar taşına doğru bir cevap alacakmış gibi konuşuyordu Asya.

PERİYODİK AŞK Where stories live. Discover now