3. Bölüm

81 4 0
                                    


Bölüm şarkısı: Can Ozan - Toprak Yağmura

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Insan insana iyi gelmeli.
Gelmeyecekse hiç gelmemeli."

~ Nazım Hikmet Ran

Bugün otel'de ilk iş günümdü. Böyle biryer bulmak benim için zor olmuştu. Içki ve haram et satılan biryerde içim asla rahat etmezdi. Ama burası muhafazakar bir oteldi. Bu yüzden iş yerimi çok seviyordum.

Gün içinde türlü türlü yemekler hazırlamıştım. Sabah 6'dan öğlen 16'ya kadar çalışacaktım. Sabah erken olsada erken işim biteceği için bu konuda mutluydum.

Otel beş yıldızlı bir Oteldi ve oradan iyi para kazanıyordum. Aslında ek olarak camide çalışmam gerekmiyordu ama ben öğretmenlik yapmayı seviyorum ve aynı zamanda Allah'ın rızasını da kazanmak istediğim için bu işe talip olmuştum.

Şimdi otobüsten inmiş eve yürüyordum. Bina dört katlıydı. Yani küçük ama sıcak bir havası vardı.

Anahtarımla içeriye girdim ve kendimi koltuğa attım. Birkaç dakika boş boş duvara bakma seansımı bitirince kalktım ve şalımı çıkararak üstümü değiştirdim.

Kendime yiyecek birşeyler hazırladım. Sonra zamanımın geçmesi için daha önce aldığım çantaya defter, kalem kitap gibi cami için eşyalarımı koydum. Bu benim Cami çantam olacaktı. Giderken yanıma bunu alabilirdim.

Saate baktım saat 19'du. Dün Aylinin mesajını hiç görmemiş gibi yapacaktım. Ona sadece evet müsaitim eğer adresini gönderirsen gelebilirim demiştim.

Yürüyerek 40dakikalık yol vardı. Hava güzel olduğu için yürümek istedim. Üzerimi değiştirip şalımı taktım. Hazırlanmam 15dakikamı aldı.

Anahtarımı cami çantama attıktan sonra çıktım. Kulaklıklarımı takarak yürümeye başladım. Elim boş gitmemek için yanıma daha önce yaptığım kurabiyelerden almıştım.

Yaklaşık 45dakika sonra adrese geldim. Dışarıda Serkanın arabası yoktu herhalde henüz gelmemişti.

Kaşlarımı çattım. Neden böyle birşeye dikkat etmiştim ki? Kendime kızana kadar evlerinin kapısına gelmiştim bile. Zile bastıktan birkaç dakika sonra kapı açılmıştı.

Tam selam verecekken sözlerimi geri yuttum. Tamam karşımda böyle bir manzara beklemiyordum.

Karşımda Serkan vardı. Beni zaten bekliyor olacak ki hiç şaşırmışa benzemiyordu. Gözlerini üzerimde fazla oyalamadan geçmem için kenara çekildi.

"Aylin Markete gitti gelir şimdi. Ben seni onun odasına yönlendireyim." dedi.

Başımı sallayarak onu takip ettim koridorun sonundaki odaya geldiğimizde Kapıyı açtı bende "teşekkür ederim" diyerek içeri girdim. Arkamdan kapıyı kapattım, oda gitmişti zaten.

Kalbimin bu kadar çabuk atmasına şaşırarak Aylinin odasındaki koltuğa oturdum. Yüzümdeki şaşkınlık yerini hala koruyordu.

'Demin ne oldu öyle' diye geçirdim içimden. Çok normal bir durumdu ben neden bu kadar heyecanlanmıştım. Ayrıca o boy neydi öyle ya. Ilk defa ona bu kadar yakındım -ki aramızda beş adımlık mesafe vardı- ve aramızda bir kafa boy farkı vardı.

Uzun olan tabii ki bendim.

Şaka şaka onun yanında kendime uzun demek biraz cesaret işiydi.

Benim kafam onun çenesini geçmiyordu bile.

Yara iziWhere stories live. Discover now