8. Bölüm

73 6 0
                                    


Bölüm şarkısı: Gökhan Türkmen - Sen Istanbul'sun


_______________________________________

"Her kalp, kendi içindeki çiçeğin kokusunu verir."

~Abdülkâdir Geylani (ks)


Ilk defa onu inceleyebilmiştim.

Hafif uzun saçlarının birkaç tutamı alnına düşüyordu. Pürüzsüz yüzü ve hafif kemikli çenesi vardı. Kapalı tonlarında yeşil gözleri... çok çok derin bakıyordu. Çok derin ve alışık olmadığım bir duygu... sevgi.

Boğazımı temizleyerek önüme döndüm. Tebriklerden sonra biraz daha oturup konuşuldu sonra Meryem teyzeler kalkmak için ayaklandı.

Onları uğurlamak için bizde kalkmıştık ki yanımdaki Aylinin bana yönelttiği soruyla dikkatimi ona verdim.

"Yelda. Istersen seni de bırakayım geçerken."

Meryem Teyze ve Fatih amca Serkanın arabasıyla gelmişti Aylinde diğer arabayla. Bildiğim kadarıyla Serkan özel okulda öğretmenlik yapıyordu bu yüzden geliri iyiydi.

"Yok Aylin ben Zehra Teyzeye yardım edeyim burada."

Zehra teyze duymuş olacak ki yanımıza geldi.
"Yok kızım zaten yapacak birşey yok. Sonra tek başına yürümene gönlüm el vermez sen git Aylin seni bırakır."

Çaresizce ikisine baktım.
"Git kızım burada yapacak birşey yok zaten."

"Iyi peki madem. Herşey için çok teşekkür ederim Zehra teyze." dedim sevgi dolu gözlerle.

Gülümseyerek başını salladı.
"Ne demek kızım. Birşey yapmadık ki zaten."

"Öyle olur mu hiç Zehra teyze. Beni bu zamanda yanlız bırakmadınız. Hakkınızı ödeyemem. Hakkınızı helal edin." yüzüne minnet dolu gözlerle baktım.

"Helal olsun kızım sende helal et."
"Helal olsum."

Biz konuşurken diğerleri çoktan kapıya gitmişlerdi.

Bizde gidiyorduk ki Zehra teyze beni kolumdan durdurdu.
"Yelda çiçekleri suya koymuştun onları unutma."

Evet az daha o çiçekleri unutuyordum. Başımı salladım ve önümdeki Ayline seslendim.
"Aylin sen in ben hemen geliyorum." dedim ve başını salladı.

Mutfağa girip daha önce suya koyduğum beyaz gülleri aldım ve yavaş hareketlerle ceketimi giydim.

Sol elime çiçekleri aldım ve açık olan kapıdan çıkmadan Zehra teyze ve Süleyman amcaya tekrar teşekkür ettim.

Aylini bekletmemek adına hızla merdivenlerden indim ve kapıyı zorda olsa sol elimin dirseğiyle açmayı başardım.

Çıkınca ilk önce çiçeği kırık olan elimin koluna yaslamaya çalıştım ama hafif olsa bile baya canımı yakmıştı. Yüzümü buruşturarak hızla tekrar diğer elime aldım.

Başımı kaldırım ve arabaya doğru yürüyecektim ki gördüğüm şey ile bir an duraksadım.

Serkan kendi arabasına yaslanmış elleri cebinde, bir ayağını diğerinin üzerine atmış ve kaşları çatık bir şekilde kırık olan elime bakıyordu.

Boğazımı temizleyerek ona doğru yürüdüm. Büyük bir ihtimalle Aylin anne ve babasını alıp gitmişti çünkü etrafta onunla geldiğim araba yoktu.

Hava kararmaya çoktan başlamıştı ama sokak lambaları bizi aydınlatıyordu.

Benim ona doğru yürümeye başladığımı görünce doğruldu ve göz göze geldiğimizde bakışları tekrar yumuşadı.

Yara iziWhere stories live. Discover now